Merhaba Sevgili Dostlarım,
Sizlerin de çok iyi bildiği gibi, yapay zekâ uygulamalarından en iyi şekilde yararlanabilmek için, konuya; kendilerine, doğru soruları sorarak başlamak gerekiyor.
İsterseniz, yazıya; yapay zekâ uygulamalarından herhangi bir tanesine, bazı dünyaca ünlü markaların “Marka Hikâyelerine Verilebilecek Örnekler?” diye, bir soru sorarak başlayalım!
Karşımıza çıkan tabloda…
*) Google’ın hikâyesi; iki Stanford üniversitesi öğrencisi olan Larry Page ve Sergey Brin’in bir garajda başlayan arama motoru girişiminden doğdu. Onların vizyonu, dünyanın bilgisine kolayca erişebilmesini sağlamaktı. Bugün Google, sadece bir arama motoru değil, aynı zamanda e-posta, haritalar, bulut depolama, yapay zekâ ve daha fazlasını içeren bir teknoloji devi haline geldi.
*) IKEA’nın hikâyesi; kurucu Ingvar Kamprad’ın İsveç’te bir çiftlikte büyüdüğü ve müşterilere uygun fiyatlı mobilyalar sunma misyonuyla yola çıktığı zamana dayanır. IKEA, tasarım, işlevsellik ve sürdürülebilirlikle tanınır ve dünya genelinde milyonlarca evi döşemektedir.
*) Apple’ın hikâyesi; Steve Jobs, Steve Wozniak ve Ronald Wayne’in bir garajda ilk bilgisayarlarını üretmeye başlamasıyla başladı. Apple, yenilikçi tasarımı, kullanıcı dostu arayüzleri ve “Farklı Düşün” sloganıyla tanınır. Şirket, dünyayı değiştiren ürünler üretmeye devam ediyor.
*) Mercedes-Benz; 1886’da Karl Benz tarafından icat edilen ilk otomobilin hikâyesinden doğdu. Marka, lüks, güvenlik ve mükemmeliyetle ilişkilendirilir. “İnsanlar için en iyi veya hiçbir şey” felsefesiyle yola çıkan Mercedes, otomobil endüstrisinde liderliğini sürdürüyor.
*) Nike’ın hikâyesi; koşucu Phil Knight ve koç Bill Bowerman’ın spor ayakkabıları daha hafif ve dayanıklı hale getirmek için çalışmalarıyla başladı. “Hemen Yap” sloganıyla tanınan Nike, sporcuları motive eden ve dünyanın en tanınmış spor markalarından biri haline gelen bir hikâyeye sahiptir… Şeklinde açıklamalar yer almakta!
Eğer arzu ederseniz; Arçelik + Migros + Ülker Vs gibi markalarımızın veya rakip markalarınızın, özel marka hikâyeleri ile ilgili yapay zekâ sorgulamalarını, sizler de rahatlıkla yapabilirsiniz!..
Bu markaların hikâyeleri, insanların duygularına dokunarak ve hayatlarını olumlu yönde etkileyerek başarılı olmuştur. İyi bir marka hikâyesi, tüketicilerin markanızı daha derin bir bağlamda anlamalarına yardımcı olabilir ve sadık müşteriler yaratmanıza katkı sağlayabilir.
“Marka Hikâyeleri Nasıl Hazırlanmalı? ve Nasıl Anlatılmalı?” diye konuya devam edersek, marka hikâyeleri / markaların; kökenini, misyonunu, değerlerini ve hedef kitlesiyle olan bağlarını anlatan bir sunumdur!
Marka hikâyesi hazırlarken dikkat edilmesi gereken, bazı önemli ve özel noktalar da ise;
1) Hedef kitlenizi tanıyın: Hikayeniz, hedef kitlenizin ilgisini çekecek ve onlarla rezonans (Salınım etkisi) yaratacak şekilde kurgulanmalıdır. Hedef kitlenizin demografik özelliklerini (Cinsiyet, yaş, gelir düzeyi, meslek, eğitim), değerlerini ve ihtiyaçlarını anlamak önemlidir.
2) Markanızın kimliğini belirleyin: Markanızın neyi temsil ettiğini, hangi değerlere sahip olduğunu ve nasıl bir imaja sahip olmak istediğini net bir şekilde tanımlayın.
3) Misyonunuzla ilgili marka hikâyenizin ana fikrini belirleyin: Hikayenizin ne anlatmasını ve hedef kitlenizin “Neyi almasını / algılamasını” istediğinizi netleştirin.
4) Hikâyenizin unsurlarını oluşturun: Hikâyenizin başlangıcı, ortası ve sonu olmalıdır. Hikayenizin ana karakterlerini, olay örgüsünü ve temalarını belirleyin.
5) Hikâyenizi ilgi çekici bir şekilde anlatın: Hikâyenizin dili ve üslubu hedef kitlenize uygun olmalıdır. Hikâyenizi görsel öğelerle zenginleştirmek de ilgi çekiciliğini artıracaktır.
6) Hikâyenizi doğru kanallarda paylaşın: Hikâyenizi, hedef kitlenizin görebileceği duyabileceği ve etkileşime girebileceği / web siteleriniz ve sosyal medya hesaplarınız dahil, tüm yazılı ve görsel kanallarda paylaşmanız, en önemli faktörlerin başında gelir.
7) Marka hikâyenizi yaşatın ve geri bildirimleri mutlaka değerlendirin: Hikâyenizi, birkaç kere anlatıp bırakmak yeterli olmayacağından, sürekli olarak güncellemeli ve özel hedef kitlenizle etkileşime girerek yaşatmalısınız. Hikâyenizin hedef kitleniz üzerinde nasıl bir etki yarattığını anlamak için geri bildirim almaktan çekinmeyin.
Şeklindeki ayrıntılar karşımıza çıkıyor!..
Bu noktada; hemen yukarıdaki bölümde yer alan 7. Maddeye dikkatinizi çekmek istiyorum.
Şöyle ki; markaların uzun süre yaşaması ve kurum kültürüne uygun olarak kişilik kazanması için, özgün ve güncel hikâyelere ve de o markanın hedef kitle ile olan etkileşiminde, doğru geri bildirimlere ihtiyaç var!
Bu nedenle 2014 yılında yazdığım ve çeşitli web siteleri ile sosyal medyada dahil birçok yerde yayınlanan “Markanıza Kişilik Kazandırmak” başlıklı yazımda da yer aldığı şekilde…
“Kurum Kültürü; tüm paydaşlar ve çalışanlar tarafından, ortak değerler ve aidiyet duygusuyla belirlenen amaç ve hedeflere ulaşmak için, kurumsal iletişim ahengi içinde, hedef kitle ile birlikte oluşturulan, yol haritasıdır. Bu “Yol Haritası”nın kısa adı da “Marka”dır!..
Marka; bireysel veya kurumsal olarak, amaçlar doğrultusunda hedef kitleye sunulan ürün veya hizmetleri tanımlayan, ve de onları rakiplerinden ayırt ettirmeyi amaçlayan… Bir isim, bir logo, bir slogan, bir şekil, bir simge veya bunların kombinasyonu’dur.
Genellikle bunun gibi pek çok yerde karşımıza çıkan “Marka” tariflerinden sonra bu noktada, birbirine en çok karıştırılan “Marka Kimliği”… “Marka İmajı”… “Marka Kişiliği”… Kavramlarına açıklık getirmek gerekiyor diye düşünüyorum.
Marka Kimliği / Markanız tarafından, hedef kitlenize; patentli isim, logo, slogan, ambalaj, tanıtım ve reklam kampanyaları, halkla ilişkiler, ürün veya hizmet kalitesi, sosyal sorumluluk, sosyal medya ve hikâye anlatımı gibi yollarla gönderilen… Yazılı, sözlü ve görsel mesajlardır!
Marka İmajı ise / Markanızın gönderdiği mesajların, hedef kitleniz tarafından nasıl algılandığı ve size nasıl geri döndüğüdür. (Algı Yönetimi ve Algıda Seçicilik)
Marka’nızın, stratejik planlamalar ve uygulamalarla “Kişilik” kazanması ise; kurum kültürünüz ile sürdürülebilir nitelikte yol alması ve marka kimliğiniz ile marka imajınız arasındaki farkın, negatif veya pozitif yönde “Sıfır” yani “Nötr”e yakın bir şekilde yoluna devam etmesiyle mümkündür!.. (Makalenin yazıldığı 2014 yılında, yapay zekâ; bugünkü gibi değildi! 😊)
Bu noktadan sonra, markanız için en önemli olan; “Sizin vermek istediğiniz mesajla… Hedef kitlenizin algılaması ve size geri dönüşümü” arasındaki farkın, en fazla / artı – eksi %10 luk bir bant aralığında gelişimini artarak sürdürmesidir! Markanızın maddi veya manevi özellikleri rakipleriniz tarafından benzer şekilde kopyalanabilirken, Marka Kişiliğiniz “Eşsiz” dir. Sadece size ve markanıza özgü’dür. Tek’dir!..”
Bu yazıdan sonra da, güzel bir marka hikâyesi hazırlamak ve yazmak isterseniz? Yine 2022 yılında yazdığım “Başarılı Bir Girişimcilik İçin Kokareç Prensibi” başlıklı yazımın MuhasebeDR deki linki https://www.muhasebedr.com/basarili-bir-girisimcilik-hikayesi-icin-kokarec-prensibi
Evet, sevgili dostlarım. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi yapay zekânın iş dünyamıza olumlu katkıları yadsınamaz bir gerçek. Ancak, etik kurallara uymak ve toplumsal + kişisel özel sosyal ilişkilere saygı duymak kaydıyla… Ama sizlerin de çok iyi bildiği gibi, yaşanan gelişmeler her zaman bu yönde olmuyor ve özellikle “Avrupa Birliği” ülkelerinde yapay zekâ konusuyla ilgili kuralların düzenlenmesi adına “Yapay Zekâ Ofisleri ve Yapay Zekâ Etik Komiteleri” şeklinde, gerekli adımların atılmasına başlanıyor. Hadi hayırlısı!
Konunun değerli üstatlarından Sn. Bedri Kambay ve Sn. Çevik Bir’e Linkedin deki katkılarından dolayı en içten teşekkürlerimle, “Daha mutlu bir gelecek için” yolunuz açık olsun!..
Sevgi ve saygılarımla