Birliğimize yapılan başvurularda değişen mevzuat düzenlemeleri karşısında hekimlerin Muayene Bilgi Yönetim Sistemi’ne (MBYS) hastaların sağlık verilerinin işlenmesi ve bakanlığa bu sistem üzerinden aktarılmasının gerekip gerekmediği sorulmaktadır.
Hatırlanacağı gibi, Sağlık Bakanlığı’nın 12 Mart 2021 tarihinde yayımladığı yazıda hekimlerin hastalarına ait kişisel ve sağlık bilgilerini MBYS’ye girmesi istenmiş, tarafımızca bu yazının iptali istemiyle dava açılmıştır. Danıştay 10. Dairesi işlemin yürütmesini durdurmuş, ancak bu karar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından kaldırılmıştır. İdari Dava Daireleri Kurulu kararında yalnızca bakanlığın merkezi bir sistem kurmaya yetkili olup olmadığı yönünden bir değerlendirme yapılmış; hastaların özel hayatın gizliliğine müdahale, hekimlerin sır saklama yükümlülükleri, temel hak ve özgürlükler, ölçülülük, yasallık, demokratik bir toplumda gereklilik gibi temel hukuki ölçütler ise ele alınmamıştır. Bu davanın esası hakkında henüz bir karar verilmemiştir.
Sağlık Bakanlığı, sağlık verilerinin işlenmesini 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 378. maddesine dayandırmaktadır. Söz konusu madde, Anayasa Mahkemesi’nin 26.10.2023 tarihli ve E.2018/118; K.2023/180 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Her ne kadar kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yani 27.11.2024 tarihinde yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmış olsa da Anayasa’ya aykırılığı saptanmış bir düzenlemeye dayalı işlem yapılması, hukuka bağlı devlet ilkesi ile bağdaşmayacağından hukuka aykırı olacaktır.
Diğer taraftan 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklik yapan Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7499 sayılı kanun 02.03.2024 tarihinde kabul edilerek 01.06.2024 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 12.03.2024 tarihli 32487 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Bu değişikliklerden birisi de sağlık verilerinin işlenme şartlarının da düzenlendiği 6. maddesinde gerçekleşti. Buna göre, özel nitelikli kişisel verilerden olan sağlık verileri maddede belirtilen diğer şartların yanı sıra kanunlarda açıkça öngörülmesi, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlarca, kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi ile sağlık hizmetlerinin planlanması, yönetimi ve finansmanı amacıyla gerekli olması ve istihdam, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve sosyal yardım alanlarındaki hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için zorunlu olması hallerinde de ilgililerin açık rızası aranmaksızın işlenebilecektir.
Ancak hatırda tutulması gerekir ki, bütün verilerin işlenmesi ve aktarılması ancak ve ancak genel ilkelere uygun şekilde olabilir. 6698 sayılı kanunun 4. maddesi uyarınca kişisel veriler işlenirken hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olması, belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenmesi, işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olması, ilgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmesi ilkelerine uyulması zorunludur. Şu halde Sağlık Bakanlığı’nın hastalara ait sağlık verilerini niçin almak istediğini açıkça bildirip, bu amaç için gerekli veri ne ise onunla sınırlı şekilde istemesi mümkün olabilir. Bu ilkeler göz ardı edilerek (amacın sağlık hizmetlerinin planlanması, yönetimi ve finansmanı olduğu durumda hastaların isimlerinin istenmesi örneğinde olduğu gibi) bildirilen amaç için gerekli olandan fazla veri işlenmesinin ve Sağlık Bakanlığı’na aktarılmasının istenmesi hukuka aykırıdır.
İl sağlık müdürlükleri, MBYS üzerinden hastaların sağlık verilerini MBYS’ye girmeyenler hakkında 3359 sayılı kanunun ek 11. maddesinin 3. fıkrasına göre işlem yapılacağını bildirmektedir. 01.03.2024 tarihli 32476 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7496 sayılı kanun ile değişik fıkrada Sağlık Bakanlığı’nca belirlenen kayıtları uygun şekilde tutmayan veya bildirim zorunluluğunu yerine getirmeyen sağlık kurum ve kuruluşlarının 50 bin Türk Lirası’ndan az olmamak üzere bir önceki aya ait brüt hizmet gelirinin yüzde ikisi kadar idari para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Ancak bu düzenlemenin, sadece bildirimi zorunlu hastalıklar ve örneğin çocuğun istismarı gibi bildirimi zorunlu özel durumlara ilişkin olup hasta verilerinin kişisel verilerin korunmasına dair özel kanunun öngördüğü ilkelere aykırı şekilde sınırsız biçimde bakanlığa bildirilmemesini kapsamadığı, bu maddeye dayanılarak uygulanacak yaptırımların da hukuka aykırı olacağı düşüncesindeyiz. Buna rağmen yaptırımla karşılaşabilecek hekimlerin süresi içinde yargı yoluna başvurabileceğini bilgilerinize sunarız.
Türk Tabipleri Birliği Hukuk Bürosu