McKinsey’nin ilaç sektöründe yaptığı araştırmaya göre, bağlanabilirlik, gelişmiş veri analitiği, robotik ve otomasyon gibi yeni teknolojiler laboratuvar ortamlarında verimliliği yüzde 30-40 oranında artırıyor, kalite kontrol maliyetlerinde de yaklaşık yüzde 50 tasarruf sağlıyor. Ayrıca bu teknolojilerin kullanımlarına dair örnekler, belirlenen hedeflerden sapmaların yüzde 65’ten fazla azaldığını ve işlerin yüzde 90 oranında daha hızlı tamamlandığını gösteriyor.
Önde gelen şirketlere, kamu kurumlarına, sivil toplum kuruluşlarına hizmet veren global yönetim danışmanlığı firması McKinsey’ye göre Endüstri 4.0’ı karakterize eden teknolojilerin, önümüzdeki beş ile on yıl içinde ilaç üretim laboratuvarlarında devrim yapma potansiyeli bulunuyor.
McKinsey danışmanlarının dünyanın en büyük firmaları ve prestijli akademik kurumları ile yakın ilişki içinde çalışarak kazandıkları deneyim ve birikimlerini paylaştıkları internet sitesinde (mckinsey.com), “Dijitalleşme, Otomasyon ve Online Denetim: İlaç Kalite Kontrolünün Geleceği” başlıklı bir makale yayımlandı. Makalede, gelişen teknolojilerin kalite kontrolünü daha hızlı ve daha verimli hale getirdiğine ilişkin verilere dayalı analizlerle birlikte, ilaç şirketlerinin kalite kontrol liderlerine dönüşebilmeleri için yapmaları gerekenler konusunda tavsiyeler de yer aldı. Makalede bağlanabilirlik, gelişmiş veri analitiği, robotik ve otomasyon gibi yeni teknolojilerin laboratuvar ortamlarında verimliliği yüzde 30-40 oranında artırırken, genel kalite kontrol maliyetlerinde de yaklaşık yüzde 50 gibi önemli bir tasarruf sağladığı belirtiliyor.
Dijitalleşme ve otomasyon, insan hatalarına bağlı sapmaları azaltarak, sorunların daha hızlı ve etkili bir şekilde çözülmesini sağlıyor.Bu teknolojilerin kullanımlarına dair örnekler, belirlenen hedeflerden sapmaların yüzde 65’ten fazla azaldığını ve işlerin yüzde 90 oranında daha hızlı tamamlandığını gösteriyor. Gelişmiş teknolojiler ayrıca, kalite kontrol laboratuvarlarında yapılan test sürelerini, dolayısıyla işlerin teslim sürelerini yüzde 60 ila 70 oranında azaltarak çeviklik sağlıyor. İlaç şirketlerinin yeni teknolojik gelişmelerin sunduğu fırsatlardan yararlanabilmeleri için bu alanda yatırım yaparken net hedefler koymaları, işlerini hızlı biçimde büyütebilmeleri için de umut vaat eden sonuçlar veren yöntemleri iyi takip etmeleri gerekiyor.
Dijital laboratuvarlar süreçleri optimize ediyor
Dijital olarak gelişmiş olan laboratuvarlar, trendleri takip etmek, sapmaları önlemek ve zamanlamayı optimize etmek için gelişmiş gerçek zamanlı veri analitiği ve süreç doğrulama teknikleri kullanıyor. Süreçlerin optimizasyonu için fiziksel değişiklikler yapmadan önce etkenleri ön görmek adına laboratuvarın dijital bir ikizini oluşturuyorlar. Bu çalışmalar üç aydan kısa bir sürede olumlu etkilerini göstermeye başlıyor. Ortalama bir kimyasal kalite kontrol laboratuvarı, dijital olarak etkin bir laboratuvara dönüşerek maliyetleri yüzde 25 ila 45 oranında, ortalama bir mikrobiyoloji laboratuvarı ise yüzde 15 ila 35 oranında düşürebiliyor.
Dönüşüm için tavsiyeler
İlaç şirketlerinin ‘Endüstri 4.0 teknolojilerini başarılı bir şekilde uygulayabilmeleri için, ihtiyaçları doğru belirlemeleri ve hızlı bir şekilde hareket etmeleri gerekiyor. McKinsey’nin ilaç şirketlerine konuyla ilgili tavsiyeleri şöyle:
- Şirketler, her laboratuvar için en iyi kullanım yöntemini bulmak için birkaç yenilikçi teknolojiyi hızlı bir şekilde test etmeli.
- İhtiyaç duyulan yetenek ve beceri setlerini önceden oluşturmalılar.
- Yenilikçi teknolojilerin birleştirilmesinin potansiyel faydalarını görmek için öncü kalite kontrol laboratuvarları oluşturmalılar.
- Yenilikçi araçlardan hangilerinin en hızlı etkiye sahip olduğunu öğrenerek hızlı biçimde kullanıma açmalılar.
- Dijital teknolojilerle donatılmış laboratuvar hizmete girdikten hemen sonra yeniden teknolojik yatırım yapma ihtiyacı olmamalı. Bu nedenle, dijital dönüşüm yatırımları henüz planlama aşamasındayken laboratuvar işinin gerektirdiği en yüksek faydayı hedeflemeli.
McKinsey’nin Kuzey Amerika Bilgi Merkezi analistlerinden Yan Han, Şikago Ofisi ortaklarından Evgeniya Makarova, Lyon ofisinde kıdemli uzman Matthias Ringel ve New Jersey ofisinde kıdemli uzman Vanya Telpis tarafından ortak kaleme alınan makalenin tamamına aşağıdaki linkten ulaşmak mümkün:
