Dünyada ve Türkiye’de kadınlarda en sık görülen kanser olması nedeniyle meme kanseri önemli bir sağlık sorunudur. Türkiye’de yılda yaklaşık 165.000 yeni kanser vakası görülmektedir, bunların 20000 civarı meme kanseridir.
Prof Dr Özlem ER
40 yaşın üzerinde kadınlarda görülme sıklığı artmakta, 50-59 yaş grubunda en yüksek değere ulaşmaktadır. Sosyoekonomik düzeyi yüksek Batı Avrupa ülkelerinde sıklığı en yüksek iken Doğu Asya’da en düşüktür. Ancak gelişmiş ülkelerde kanser öncesi lezyonların erken saptanması, koruyucu mastektomi yapılması, hormon kullanımının azalması gibi nedenlerle sıklığı azalmaya başlamıştır. Batı tipi beslenmenin (hazır gıdalar, yağlı beslenme) benimsendiği, obezitenin arttığı, fiziksel aktivitenin az olduğu, hormon kullanımın yaygın olduğu ülkelerde ise sıklık artmaktadır. Türkiye’de de risk faktörlerine dikkat edilmemesi durumunda sıklık artacaktır.
Meme kanser muayene ve mamografi ile erken tanısı mümkün olan bir kanser türüdür ve erken evrede tanı ve tedavisi çok başarılıdır.
Meme kanserinin tedavisini belirlerken tümörün tipi, evresi (meme dışında lenf bezlerine ve uzak organlara yayılımı), hormon reseptörleri ve HER2 olup olmaması, tümörün büyüme hızı, nüks riski ve kadının yaşı, genel sağlık durumu ve menopozda olup olmamasına göre karar verilir.
2. Uluslararası Onkoloji Bilimleri Kongresi (ICONS 2018)
2018’de en önemli gelişmelerden biri erken evre, hormon reseptörleri pozitif kadınlarda kemoterapi gerekliliğinin azalması oldu. Uluslararası bir çalışma (TAILOR-X) kemoterapiden fayda görecek olan hastalar ile fayda görmeyecek olanların ayrılmasını sağladı. Risk skoru düşük olan hastalara yalnızca hormonoterapi, yüksek olan hastalara ise kemoterapi ve hormonoterapi uygulanması konusunda fikirbirliği vardı, orta risk grubu için ise durum belirsizdi. Tumor dokusundaki genleri inceleyerek kemoterapi uygulamaksızın hormonoterapi uygulanabilecek hasta grubu saptandı. Kemoterapi bazı hastalar için hayat kurtarıcı bir tedavi yöntemidir. Bu çalışma sonucuna göre uygun hasta seçimi yapılarak kişiye özel tedavi seçmek mümkün. Çalışmada 10273 kadın hastanın 6711’inde orta risk skoru saptandı. Bu hastaların yarısına yalnızca hormonoterapi, diğer gruba kemoterapi ve hormonoterapi verildi. Tümör büyüklüğü 1-5cm arasında olan, lenf bezlerine yayılmamış, ER pozitif, HER2 negatif, kanser nüks riski düşük hastalar için kemoterapi vermeksizin yalnızca hormonoterapi ile hastalıksız yaşam %93’ünde sağlanmıştır. 50 yaşından genç, risk skoru 16-25 arasında olanlar kemoterapiden yarar görmüştür.