Amerika’da her 8 kadından 1’i, Türkiye’de ise her 12 kadından 1’i meme kanserine yakalanıyor. Hiç doğum yapmamak ya da geç doğum yapmak meme kanseri için risk oluştururken; tiroid ile ilgili rahatsızlığı bulunan kadınlarda meme kanseri görülme oranı daha yüksek olabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Meme Merkezi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Levent Balcı, meme kanseri hakkında önemli bilgiler verdi.
Meme dokusunda ortaya çıkan ve yayılma özelliği gösteren meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türü olup, kadın kanserlerinin üçte birinden fazlasını oluşturmaktadır. Kadınlardaki kanserlerin tümünün yüzde 33’ünden ve kanserle ilişkili ölümlerin yüzde 20’sinden sorumludur. Meme kanseri erken dönemde yakalandığında yüzde 95’e yakın oranda başarı ile tedavi edilebilmektedir. Günümüzde meme kanserinde tarama yöntemlerinde farkındalığın artmasıyla erken tanı şansı yükselmiştir.
Ayna karşısında muayene çok önemli
Genelde memede ele gelen kitle kanseri düşündürtse de, her ele gelen kitle kanser anlamına gelmemektedir. Kadınların öncelikle ayda bir ayna karşısında rutin meme muayenelerini yapmaları gerekmektedir. Bu muayenede öncelikle iki kol yan tarafta olacak biçimde meme aynadan gözlemlenir. Sonrasında kollar yukarı kaldırılıp eller başın üzerine konulur ve başa bastırılarak göğüs kasları kasılır; bu şekilde memeler gözlenir. Daha sonra her iki el kalça bölgesine bastırılır, omuzlar ve dirsekler öne alınıp memeler gözle izlenir. Bir sonraki aşamada ise elle meme muayenesi yapılır. Burada da sağ meme sol elle ve sol meme sağ elle muayene edilir. Sol kol yukarı kaldırılır ve sağ elin 2, 3 ve 4. parmaklarının iç yüzleri ile sol meme üzerinde daireler çizecek şekilde dikkatli ve yavaş olarak muayene edilir, ayrıca sol koltuk altı kontrol edilir. Bu aşamada meme ucundan akıntı gelip gelmediğine bakılır. Aynı işlem diğer meme için de uygulanır. Eğer ayna karşısında olağan dışı bir durum görülürse hemen bir genel cerrahi uzmanına başvurulmalıdır.
Bu belirtilere dikkat!
Meme kanserinin belirtileri şöyle sıralanabilir:
- Memede ele gelen ağrılı ya da ağrısız, sert yapılı, kısıtlı hareket edebilen ya da yerinden oynamayan, zamanla büyüyebilen yapıda olan şişlik
- İki meme boyutunun anlamlı biçimde farklı olması
- Memede şekil değişikliği
- Meme başı çevresinde renk, şekil değişikliği, içe çökme, meme ucunda yön değiştirme
- Meme başında çatlak, yara ya da kabuklanma oluşumu
- Memede portakal kabuğu görünümü
- Meme cildinde kızarıklık, morarma
- Meme başından gelen kanlı ya da kansız akıntı
- Koltukaltında hissedilen, ele gelebilen şişlik
Memedeki sütü boşaltmamak kanser yapar mı?
Toplum arasında emzirme döneminde memenin tam boşalmaması ileri dönemde meme kanserine neden olduğu yönünde bir algı bulunmaktadır. Ancak bu doğru bir algı değildir. Meme kanserinde risk faktörleri kadın olmak, geç doğum yapmak ya da hiç doğum yapmamak, ailede meme kanseri öyküsü olması, sedanter yaşam, kilo kontrolünün olmaması şeklinde sıralanabilir. Bunun yanında diğer risk faktörleri şöyle sayılabilir:
- BRCA1 pozitifliği olan bir kadında hayat boyu meme kanserine veya yumurtalık kanserine yakalanma riski yüksektir
- Ergenlik çağında meme gelişimi sırasında radyasyona maruz kalma, bu bölgedeki dokuların tahrip olmasına yol açtığı için meme kanseri riski yükselir
- Östrojen hormonuna maruz kalınan süredeki artış da meme kanseri riskleri arasındadır
- Aşırı alkol tüketimi ve alkol tüketimi süresi de risk oluşturabilir
- Yağ içeriği yüksek yiyeceklerle beslenme de meme kanseri gelişiminde risk faktörü oluşturur.
- Bel çevresi genişliği de meme kanseri açısından riskler arasında sayılabilir
Rutin kontroller çok önemli
15-85 yaşlarındaki her kadın meme kanseri için risk taşımaktadır. 20- 30 yaş arasında her kadının rutin ayna karşısında meme muayenesi yapması gerekir. 30 yaş üstünde de ele gelen kitle olsun ya da olmasın, ağrı, fibrokist gibi şikayetleri olanların senede bir kez genel cerrahi uzmanına gidip muayene olmasında fayda vardır. 40 yaş üstünde ise bu görüntüleme tetkiklerine mamografi eklenmelidir. Ancak ailede birinci derece akrabaların (anne, kız kardeş, erkek kardeş) birinde meme kanseri öyküsü varsa mamografi 40 yaş altında da önerilmektedir. Bunun yanında 40 yaş altındaki genç kişilerde genelde olduğu gibi meme eğer sert ve yoğunsa bu hastalarda kontrastlı meme MR’ı önerilir.
Meme kaybı olmadan cerrahi tedavi
Meme kanseri tedavisinde öncelik memenin korunmasına yönelik tedavisi ve uygulamalardır. Erken evrede (küçük etraf dokulara metastaz yapmamış) yakalanan meme kanserinde meme kaybı olmadan, temiz cerrahi sınırla sadece kitle çıkarılır. BRCA testi pozitif olan, aile hikayesi pozitif veya memesinde birden çok odakta meme kanseri (multisentrik meme kanseri) olan kanserlerde, meme içi boşaltılırken, içerisi silikon ile doldurulup, meme cildi ve meme başındaki doğal görüntü korunarak cerrahi tedavi uygulanır. Bunun dışında genel anlamda tedavide iki seçenek öne çıkar. Memedeki kitlesi küçük olan, koltuk altı lenf nodlarına kanser yayılımı olmamış hastalarda önce cerrahi, sonra kemoterapi, radyoterapi ve hormonoterapi (10 sene boyunca östroıjen hormonunu baskılayan ağızdan alınan ilaç) kullanılır. Memedeki kanser kitlesi 5cm’den büyük olan veya koltuk altı lenf nodlarında kanser metastazı olan hastalarda ise önce medikal onkolojik tedavi (neoadjuvan kemoterapi) yapılıp, kitle küçüldükten sonra cerrahi uygulanır.
Akıllı ilaçlar da tedaviye katılabilir
Son dönemlerde bazı hasta grubuna akıllı ilaç tedavileri uygulanabilir. Akıllı ilaç tedavisinin uygulanabilip uygulanmayacağı tümörün biyolojik yapısına belirlenir. Tümörlerin biyolojik yapısının bilinmesi bu açıdan önemlidir. Bu tümörler östrojen veya progesteron hormonuna duyarlı, HER-2 reseptörü pozitif veya hiçbirine duyarsız (triple negatif) olarak kabaca sınıflandırılabilir. Sadece Her2 pozitif hastalarda akıllı ilaç kullanılabilir. Ancak bu diğer tümörlere göre daha uzun süren bir tedavidir.
Meme kanseri tiroid kanseri riskini de artırabilir!
Meme kanseri olan hastalara evreleme için PET/CT çekilmektedir. Tüm vücutta kanser olup olmadığı bu yöntemle araştırılır. Meme kanseri olan hastaların birçoğunda PET’te tesadüfi olarak tiroid nodülü saptanabilir. Bu tiroit nodülleri incelendiğinde %10-15 oranında tiroit kanseri olduğu saptanmıştır. Meme kanseri olup tiroid nodülüne sahip olan hastaların ileriki dönemde tiroid kanserine yakalanma riski yüksektir. Meme kanseri olan hastalarda tiroid kanseri riskinin 1.5-2 kat arttığı söylenebilir. Aynı şekilde tiroid kanseri olanlarda meme kanseri olma riski 1.5-2 kat artar. Bu noktada meme kanserli ya da tiroid kanseri olanlarda karşılıklı tetkiklerin yapılması önemlidir. Bunun yanında BRCA-1 veya BRCA-2’de mutasyonlu kişilerde meme kanserinin yanında over kanseri bulunma riski de çok fazladır. Bu nedenle meme kanseri saptanan kişilerde tedaviyi takiben 2 sene içinde yumurtalıklarının da cerrahi olarak aldırılması tavsiye edilir.