W- Maslak Acıbadem Hastanesi Medikal Onkoloji Güneş Bölümü Onkoloji Klinik Eğitim Hemşiresi Sn.Yağmur Ergin ile meme kanseri ve hemşirelik özelinde sohbet edeceğiz.
Meme kanseri erken teşhisi için bilgi alabilir miyiz?
Y.E.- Meme kanseri, dünyada kadınlarda en sık görülen ve görülme oranı giderek artış gösteren bir kanser türüdür. Yaş, cinsiyet, genetik faktörler, aile öyküsü gibi değiştirilemeyen risk faktörlerinin yanı sıra beslenme, egzersiz, kilo ve alkol kullanımı gibi değiştirilebilir risk farktörlerinin yönetimi ile meme kanseri riski azaltılabilir. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, Meme Kanseri Tarama Programı Ulusal Standartlarına göre meme kanserinin erken tanılanması için;
– 20-39 yaş arası her ay Kendi Kendine Meme Muayenesi(KKMM) ve
– 3 yılda bir defa klinik muayene,
– 40-69 yaş arası her ay KKMM, yılda bir klinik muayene ve
– 2 yılda bir defa mamografi taraması önerilmektedir.
Bunun yanı sıra her yıl 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı olarak bilinir ve farkındalığı artırmak,toplumu bilinçlendirmek için çeşitli faaliyetler gerçekleştirilir.
W- Hemşirelik açısından meme kanserinde amacınızı ve desteğinizi alabilir miyiz?
Y.E.- Ortak amaç; erken teşhis ve tedavi.
Meme kanserinin tedavisi lokal ve/veya sistemik olabilir. Lokal tedavide cerrahi ve radyoterapi, sistemik tedavide ise kemoterapi, hormonoterapi, immünoterapi ve hedefe yönelik tedaviler yer almaktadır. Tedavinin planlanmasında, hastalığın yaygınlığı ve biyolojik özellikleri, prognostik faktörler rol oynamaktadır. Meme kanserinde cerrahi en sık uygulanan tedavi yöntemi olup, hastalığın lokal olarak kontrol altına alınması ve evrelendirilmesi amacıyla gerçekleştirilmektedir.
Meme kanseri ve tedavi sürecinde hastalar yaşam kalitelerini etkileyen fiziksel, psikolojik ve sosyal sorunlar ile yüzyüze gelmektedir. Hemşireler meme kanseri olan hastalara perioperatif dönemde kaliteli fiziksel bakım, eğitim ve psikososyal destek sağlayarak, cerrahi sürecin başarısında anahtar rol oynarlar. Meme kanseri tedavisi için cerrahi girişim uygulanan hastalarda ameliyat öncesi ve sonrası dönemde bireysel hemşirelik bakımının planlanmasında odaklanılması gereken konulardan biri lenfödemdir. Ameliyat ve radyoterapi sonrası karşılaşılabilecek en önemli komplikasyonlardan biri olan lenfödem, elde, kolda ve gövdede oluşabilir. Lenfödem, lenfatik damarlardan sıvı akışı bozulduğu zaman oluşan bir durumdur. Aksiller Lenf Nodu Diseksiyonu, Sentinel Lenf Nodu Biyopsisi ve radyoterapi yapılan taraf lenfödem açısından risk taşır.
W- Lenfödem riskini azaltmak için neler yapılmaktadır?
Y.E.- Yapılması gerekenler özetle;
- İşlem sonrasında hekim veya hemşire tarafından gösterilen egzersiz programına uyulmalı, düzenli yapılmalı,
- Risk taşıyan bölgede kesik ve çiziklerin oluşumun önlenmesi için dikkatli olunmalı (bahçe işlerinde eldiven kullanımı, tırnak eti keserken zarar verilmemesi, cilt temizliğinin dikkatli yapılması vb.)
- İşlem yapılan tarafta oluşan kesik ve çiziklerin bakımında antiseptik kullanılmalı,
- Lenfödem bilekliği kullanılmalı,
- İşlem yapılan tarafa sıkan saat, bileklik, yüzük vs. takılmamalı, dar manşetli kıyafetler giyilmemeli,
- İşlem yapılan taraftaki kol ile güç gerektiren işler(itme, çekme, ovalama,fırçalama gibi) yapılmamalı, o kol ile ağır yük taşınmamalı,
- İşlem yapılan koldan enjeksiyon yapılmamalı, kan alınmamalı,tansiyon bakılmamalı,
- Kol gün içinde ara ara ve gece uyurken elevasyona alınmalı,
- Bedeni aşırı sıkan telli(balenli) sütyenler ve ağır meme protezleri kullanılmamalı,
- Bu bölgeye doğrudan çok sıcak ya da soğuk uygulama yapılmamalı,
- Bu bölgenizin güneşle temas edeceği zamanlarda güneş ışınlarından koruyucu faktörü yüksek olan (en az 15 SPF) bir krem kullanılmalı,
Küratif cerrahi sonrası memede, göğüs duvarında ya da koltuk altında kalan kanser hücrelerini yok etmek için radyoterapi kullanılabilir.
W- Radyoterapi sırasında ve sonrasında oluşabilecek lokal yan etkileri azaltmak/engellemek için yapılabilecekleri paylaşır mısınız?
Y.E.- Hemşirelik bakımı açısından özetle;
- Tedavi uygulanan bölge deri irritasyon bulguları yönünden değerlendirilmeli,
- Ter ve vücut salgılarının deride meydana getirdiği rahatsızlığı gidermek için radyoterapi uygulanan bölgenin banyo gereksinimin karşılanması önemlidir. Tedavi uygulanan bölge ılık su ile sabun kullanılmadan, ovmadan yıkanmalı,
- Banyodan sonra deri yumuşak bir havlu ile ovmadan tampone ederek dikkatle kurulanmalı,
- Nemli deri daha kolay irritasyona uğrayabileceğinden derinin kuru tutulması ve havalandırılmasına dikkat edilmeli,
- Hekim tarafından önerilmedikçe deriye pudra, pomat vb. kullanılmamalı, alkol içerikli deodorant ve parfümler sürülmemeli,
- Derideki kuruluğu gidermek için hekim önerisi doğrultusunda yumuşatıcı losyon ve pomatlar kullanılmalı,
- Tedavi uygulanan bölgeye masaj yapılmamalı, kaşınmamalı,
- Radyoterapi uygulanan bölgeye doğrudan sıcak veya soğuk uygulama yapılmamalı,
- Tedavi uygulanan bölgenin direkt olarak güneş ışığına maruz kalmamasına dikkat edilmeli
W- kemoterapi süreci hasta açısından zorlu geçmekte, hasta neler ile karşılaşır ve hemşireler olarak desteğiniz nasıl olmaktadır?
Y.E.- Tedavide sistemik kemoterapi planı yapıldığında karşılaşılabilecek semptomlar aşağıdaki gibidir;
- Anksiyete
- Halsizlik-Yorgunluk
- Bulantı-Kusma
- Mukozit
- Konstipasyon
- Diyare
- Ağrı
- Cilt Problemleri
- Uyku Problemleri
- Nötropeni
- Ateş – Enfeksiyon
- Nöropati
- İştahsızlık-Beslenememe
- Yutma Güçlüğü
- Trombositopeni(Kanama)
Hasta karşılaşabileceği tüm semptomlar hakkında bilgilendirilmeli ve yönetimi konusunda eğitilmeli, gerekirse desteklenmelidir. Hasta yakınlarına da semptom yönetimi konusunda hastaya nasıl destek olabileceği ile ilgili eğitim verilmelidir.
W- Değerli Yağmur Hanım görüş paylaşımınız için çok teşekkür eder çalışmalarınızda başarılar dileriz.