Milli ilaçta tren kaçıyor
28 Şubat döneminde mecburen kaldığı ABD’de ilaç şirketlerinde 15 yıl uzman araştırmacı, proje direktörü olarak çalışıp 60 patentli ve 12 ilaç aşamasına kadar gelmiş molekül geliştiren Prof. Dr. Mustafa Güzel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “milli ilacımızı üreteceğiz” sözüyle heyecanlanıp 22 yıl sonra 2014’te ülkesine geri döndü. Ancak verdiği 24 projesi de bürokrasi engeline takıldı. Güzel, yine de umutlu: “Bizi 15 Temmuzlar değil ilaç bağımlılığı yıkar. Cumhurbaşkanımız milli ilaç meselesine el atmalı. Singapur, Güney Kore başardı, biz de başarabiliriz. ABD’ye mecbur değiliz.” Recep Yeter / Yeni Şafak
Şu anda 6 aktif projemiz var. 2’si parkinson hastalığı ile ilgili ilaç geliştirme projesi. Bir tanesi şark çıbanı ile ilgili bunu Avrupa Birliği destek fonuyla beraber yapıyoruz. 2 adet kanser ilacı 1 tane de obezlik projemiz var. Toplasan 1-1,5 milyon liralık kaynak alan projelerden bahsediyoruz. Misal, bir proje 200 bin lira, bir proje 360 bin lira. Tabi bu kaynaklarla belki etken maddesini geliştirebilir, sentezleyebilirsiniz ama biyolojik aktivitesini bile yapamazsınız.
Çünkü bizim modern köle kalmamızı istiyorlar. Benim yaptığım aslında biraz da Spartaküslük. Yani bu modern köleliğe isyankarlık. Biz batının yaptığını yapamaz mıyız? Türkiye’nin yetkin bilim adamları var. Biraraya gelinirse ve ilaç geliştirmede başarılı olabilecek gruplar ve araştırmacılar var. Ama bölük pörçük durumdayız. Herkes kendi alanında bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yerli firmalar buna cesaret edemiyor. Akademisyenler endüstriye yön veremiyor. Tabi pek çoğumuz da üzülerek söylüyorum bilim değil film yapıyor. Bu konuda ülkemizde önemli bir gerçekte burada ciddi bir meslek taassubuyla karşılaştığımı belirtmek isterim. Bazıları hem ilaç bizim işimizdir sen anlarsın ilaçtan diyor hem de kendileri de milli ilaç geliştirmeye katkıda bulunmuyorlar. İlaç geliştirme gerçekten ciddi bir iştir ve yaklaşık 16 ayrı bilim alanının özverili katkılarıyla mümkün olur. Tek bir alan bunu imkansız yalnız başına başaramaz.
Hayır mecbur değiliz. Sadece ilacı dünyaya veya Ortodoğu’ya veya diğer ülkelere satmak istiyorsak ABD için FDA ( Amerika İlaç ve Gıda Dairesi) veya Avrupada ise tek otorite olan EMA ( Avrupa İlaç İdaresi) bürolarından olur alınması gerekiyor. Malum bir ilacın gelişimi için ortalama 10- 15 yıl süre, 1.5 milyar dolar gerekiyor. Ama biz pre-kliniği bitirip örneğin bir kanser ilacı geliştirdiğimizi düşünürsek zaten global firmalar gelip 1-2 milyar dolar teklifle bunun tescil haklarını almak isteyecektir. Ama geliştiren bilim heyeti ve ve devletimiz istemezse biz hepsini geliştirebiliriz. Yeterki biz isteyelim, doğru kararları ve doğru adımları doğru girişimci veya kişilerle gidebilirsek milli ilaç üretmek mümkün olur
Bu benim gerçekten hayalim. Eğer ilk önce hayal etmezseniz onu başaramazsınız. Bu amaçla ülkeme geri döndüm. Bu biraz Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde ve takibiyle olabilecek bir şey. Ben bazen üzülerek söylüyorum Türkiye’de global firmaların etkilediği kurum veya merciler var gibi görünüyor. Bürokratik engeller var, özgün projelerin bir şekilde önü kesiliyor. Belki 2019’dan sonra biraz daha rahatlarsak, milli ilaç konusunda ümitli olabilirim. Ama ciddi bir konsensus olması gerektiğini de düşünüyorum. Batılı global eller mutlaka belli kişileri etkileyerek Türkiye’deki atılan adımlara müdahale edecektir. Ben bu amaçlarla gelmeseydim zaten hiç dönmezdim. Ülkeme hizmet etmek istiyorum. Anne ve babamı bu sağlık sorunları nedeniyle kaybettim. Onlara faydam olamadı Anadolu insanıma belki bir faydam olur. Elbette hepimiz öleceğiz ama yaşarken sağlıklı yaşamak adına insanlara faydalı olmaya çalışacağım. tamamı için kaynağa bknz