Kişilik, genetik faktörlerin yanı sıra çocukluk ve gençlik dönemindeki sosyal çevrenin de etkisiyle oluşuyor. Son dönemlerde sıkça duymaya başladığımız “Narsistik kişilik bozukluğu” ise empati eksikliği, benmerkezcilik ve abartılı bir öz-önem duygusu ile ifade ediliyor. Narsist (özsevici) kişilik bozukluğu, ergenlik ve erken yetişkinlik dönemlerinde ortaya çıkarak, sadece kişinin kendi hayatını değil ilişkide olduğu insanların hayatını da olumsuz etkileyebiliyor. Son yıllarda gençlerin sadece sosyal medyayı iletişim aracı olarak kullanması ile dijital oyun bağımlılığının narsist eğilimlere yol açtığı düşünülüyor. Memorial Kayseri Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uzm. Klinik Psk. Hande Taştekin, narsistik kişilik bozukluğu ile ilgili bilgi verdi.
Kişilik bozukluğu ergenlikte başlıyor
Kişilik, kişinin kendisini ve çevresini algılama seviyesi ile ilişki kurma biçimi ve düşünceleriyle ilgilidir. Ergenlik ve gençlik döneminde başlayan ve uzun süre devam eden; aile, iş ve sosyal çevresinde sorunlara neden olan davranış ve uyum bozukluklarıdır. Kadınları ve erkekleri eşit oranda etkileyen bu sorunun birçok çeşidi bulunmaktadır. Kişilik bozuklukları, psikolojik sorunların ortaya çıkmasına da neden olmaktadır.
Kendilerini üstün görürler
Narsisizm, toplumdaki bazı bireylerin yükseltilmiş özgüven ile kendilerini sürekli diğer insanlardan üstün görmesiyle ortaya çıkan bir kişilik bozukluğudur. Diğer insanlara göre kendilerini üstün görürler. Ancak bu özelliklere sahip olan tüm insanlarda kişilik bozukluğu olmayabilir. Narsistik kişilik bozukluğu taşıyan bireylerin çoğunluğu yükseltilmiş özgüven ve kendilerine besledikleri çarpıtılmış hayranlık ile yaşamlarını sürdürür. Bu insanlar çevrelerinden de aynı şekilde hissettikleri bu duyguların çoğaltılmasını beklerler. Çoğunlukla benmerkezci kişilik özellikleri ile beraber empati yoksunluğu, kişiliği fazlasıyla büyütme (abartma), başarıya ve güce bağımlı davranışlarla kendilerini belli ederler.
Narsistik kişilik bozukluğunun belirtileri
Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler;
Kendini eleştirilerin üstünde görür.
Manipüle edici davranışlar sergiler.
Diğer bireyleri kendi kazanımları için kullanır.
Kendisiyle aynı statüye sahip insanlarla arkadaşlık kurmak ister. Fakat bu gerçekleştiğinde bile önde olma dürtüsü ile çevresiyle yarış halinde olur.
Kendi yetenek ve başarılarını abartıp, üstün görür.
Sürekli haklı çıkacağı ortamları yaratıp onaylanmak ister.
Sürekli övgü bekler ve bunun için baskı ortamı kurar.
Diğer insanları kendinden daha yeteneksiz, daha başarısız, daha az zeki ve daha az güzel bulur.
İnsanların kendine hizmet etme durumunda olduklarını varsayar.
Kendisini toplumun parçası olarak görse de bu toplumun içerisinde özel muameleyi hak ettiğini düşünüp, o toplumun en üstündeki kişi olduğunu iddia eder.
Başkaları üzerinden var olur.
Genellikle bu bozukluğun temelinde çocuklukta yaşanılan değersizlik ve sevgisizlik gibi kavramlar vardır.
Ne kadar dışarıya özgüven sahibi gözükse de, içinde kendine güven kavramı kırılgandır ve bunu göstermek en büyük korkusudur.
Narsist, suçu başkalarında bulmada profesyoneldir
Narsistik kişilik bozukluğu olanlar, sorun yaratan davranışlarını değiştirme konusunda aşırı dirençlidir. Narsist kişilik bozukluğu olanlar, suçu başkalarında bulma konusunda profesyoneldirler. En küçük eleştiri bile anlaşmazlığa, çatışmaya ve saldırgan davranışa dönüşebilir. Narsistik kişilik bozukluk, toplumun bütün kesimlerinde her yaştan insanda görülebilmektedir. Toplum içerisinde görülme oranları ise DSM-IV’ e göre % 6,2 olarak ifade edilmiştir. Yapılan araştırmalarda narsistik kişilik bozukluğunun kadınlara göre erkeklerde daha yaygın görüldüğü belirlenmiştir.
Yakın çevresine göre mükemmeldirler
Yakın ilişkilerinde ve özellikle arkadaşları tarafından ‘narsist’ bireyler başta mükemmel gözükür. Sevilen, başarılı, övülen bir kişilik yapısı sergiler. Fakat sevgiyi genellikle manipülatif davranışlar ile almaya çalışır. Başarıda üstün bir hırs ve başarısızlık anında ise suçlama davranışlarıyla ön plana çıkarlar. Bu sorunu yaşayan kişiler genellikle aile ve evlilik konusunda karşısındaki insana değersizlik, yetersizlik gibi kavramları yükler ve kişiyi yalnızlaştırma politikasını kurarak üstünlük sağlamaya çalışır.
Pişmanlık bir zayıflık göstergesidir
Genellikle ilişkilerini emir ve komuta sistemine göre yürütmeye çalışır. Bunun dışına çıkıldığında öfkelenir ve agresif, pasif agresif davranışlar sergiler. Karşısındaki kişinin hayatı onu ilgilendirmez. Eğer ilgi gösteriyor ise genellikle bunu rütinsel gereklilik olarak gördüğü için yapar. Toplamda bütün ilişkisel boyutlar değerlendirildiğinde bu tip insanlar benmerkezci yapıdadır. Onlara göre pişmanlık bir zayıflık göstergesidir. Ancak nadiren de olsa hayatlarının bazı dönemlerinde pişmanlık yaşarlar. Pişmanlık yaşadıkları fark edildiğinde ise genelde kendilerini dışa kapatırlar.
Görünüşlerine önem verirler
Bu kişilik bozukluğunun tanısı ancak uzman bir klinik psikolog ya da psikiyatrist tarafından konulur. Kişinin mükemmeliyetçi, üstün başarılı yapısı, hatasız olma arzusu ve hatayı kabul etmeme davranışları, empati kuramaması, görünüşüne çok büyük önem vermesi ve dikkat çekici olma arzusu, sürekli çevresini eleştirmesinden dolayı ilişkilerinde yaşadığı zorlanmalar ve bunun sonucunda işlevsellik alanlarında bozulmaların meydana gelmesi tanı koymada yardımcı olmaktadır.
Temelinde güvensizlik duygusu var
Narsistik kişilik bozukluğu olanlar genellikle çocukluk dönemlerinde yaşadıkları sevgisizlik ve değersizlik duygularını barındırırlar ve her ne kadar aşırı özgüvenli görünse de bu aşırı özgüvenin temelinde güvensizlik duygusu vardır. Preston Ni, “ Pek çok narsist küçük, basit olaylara hemen üzülür, derinlerde acı çekmek istemese bile kendini ‘çirkin ördek yavrusu’ gibi hisseder” diyerek konuyu özetlemiştir. Bu tip insanlar bazı dönemlerde sevgisini abartırken, bazen de sevdiğini söylediği insanı deyim yerindeyse yerin dibine sokabilir. Özellikle ilişkinin başında sevgi doluyken, zamanla ilişkinin seyrini değiştirerek acımasız ve kibirli bir insan oluverirler.
Uzun süreli psikoterapi tedavisi
Genellikle ilaçla tedavi edilmesi mümkün gözükmeyen bir bozukluktur. Narsistik kişilik bozukluğu yaşayan bireyler tedaviye dirençlidir. Bu yüzden tedavi uzun süreli psikoterapi yöntemiyle uzman bir klinik psikolog tarafından ele alınmalıdır. Terapi yöntemlerinde sıklıkla bilişsel davranışçı terapi kullanılır. Terapistlerin en çok zorlandığı hastalık grubudur. Narsistik kişilik bozukluğu olanların iyileşmesi uzun bir terapi sürecine bağlıdır. Ancak kişilik bozukluğu nedeniyle ortaya çıkan kaygı bozukluğu ve depresyon için ilaçlar verilmektedir. İlaçlar sayesinde kişilik bozukluğunun diğer sorunlara bağlı olarak büyümesi engellenebilmektedir.
Narsistik kişilik bozukluğu olan birine nasıl davranılmalı?
Narsist bir insana karşı davranış sınırları belirgin hale getirilmelidir.
Duygusal ve psikolojik anlamda bütün manipülatif davranışları sınırlandırılmalı ve izin verilmemeli.
Onu kaybetme korkusu ile yaklaşıldığı gösterilmemeli ve hissettirilmemeli.
Eğer kişiyi kaybetme korkunuz varsa altında yatan neden de belirlenmeli.
Narsist bir insanın karşısında suçluluk, değersizlik, yetersizlik gibi duygulara kapılmamalıyız. Narsist kişiliğin egosunu besleyici görev edinilmemeli.
Onu değiştirme ve düzeltme çabasına girilmemeli.
Narsist bir insana karşı olumlu ya da olumsuz hissedilen duygular net bir şekilde ifade edilmelidir.