Bu, böbrek hastaları için devrim niteliğinde bir gelişme.
Alvin Roth’un bu yöntemi olmasaydı, her yıl binlerce hastaya yeni bir böbrek nakli yapılması mümkün olmayacaktı. Şimdi sağlığına kavuşmuş olanlar, bu durumda halen acı çekiyor ya da diyaliz makinesi bağlı yaşamaya devam ediyor olacaklar, kimileri de yaşamlarını kaybedecekti.
Böbrek bağışı diğer organ bağışlarından daha farklı bir nitelikte; zira insanların iki böbrekleri bulunuyor ama yaşamlarını devam ettirmek için sadece bir böbreğe ihtiyaç duyuyorlar. Yani hayattayken böbrek bağışlamak mümkün.
Örneğin bir yakınınızın ihtiyaç duyması halinde böbreklerinizden birini ona bağışlamak isteyebilirsiniz, ama böbreğiniz onun bedenine uyum göstermeyebilir.
Profesör Roth’un geliştirdiği yöntemin kullanılmasından önce, bir böbrek hastasının hayatını yeni kaybetmiş birinin böbreğini beklemesi ya da yaşamını böbreksiz sürdürmesi gerekiyordu.
Roth’un yöntemi ‘böbrek takası’ fikrine dayanıyor. Yani bir bağışçının böbreği, bir diğer bağışçının böbreğiyle takas ediliyor, böylece bağışlanan her böbrek uygun düşeceği bir hasta bulabiliyor.
Böbrek satışı dünya genelinde İran hariç bütün ülkelerde yasak. Hükümetler insanların organlarını satarak para kazanmalarını yasallaştırmak istemiyorlar.
Profesör Roth, “Böbrek piyasası öyle bir pazar ki dünyanın hemen hemen hiçbir yerinde, fiyatların herhangi bir rol oynamasına izin verilmez,” diyor. Kendisinin yöntemi sayesinde oluşan pazarın nasıl bir etkisi olduğunu sorduğumuzda, Roth, bu sayede ABD’de her yıl yaklaşık bin kişiye uygun böbrek bulunabildiğini söylüyor.
Böbrek takası fikri, Alvin Roth’a 2012 yılında Nobel Ekonomi Ödülü kazandırmıştı.
Almanya’da takas yok
Berlin’de sağlık sektörünün geleceğinin tartışıldığı bir toplantıda Alvin Roth’la bir araya geliyoruz.
Toplantıya Roth’un katılmasının başlıca nedeni, Almanya’nın önde gelen sanayileşmiş ülkeler içinde halen böbrek takasının yasal olmadığı az sayıdaki yerden biri olması.
Roth, “Bürokratik yasa ve düzenlemelerin, yeni gelişmeler ışığında zaman zaman her pazarda yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yasalar modernize edilmeli ve mevcut şartlara adaptasyonları sağlanmalı,” diye konuşuyor.
Alman Sağlık Bakanlığı ise böbrek takası konusunda bir tartışma başlatmayı planladıklarını, ancak bunun için henüz net bir takvim belirlemediklerini belirtiyor.
Roth, Almanya’daki yasağın gerekçelerini anladığını söylüyor, “Organ kaçakçılığından endişe ediyorlar,” diyor.
“Ben çıkıp da size böbreğimi bağışlamak istersem, bunun sizin bana para ödediğiniz ve benim de bu paraya ihtiyacı olan yoksul bir insan olduğum anlamına gelmesinden endişe ediyorlar. Ama eğer çıkıp da kardeşiniz böbreğini size bağışlamak isterse, bundan endişe duymuyorlar,” diye konuşuyor.
Böbrek satışı
Profesor Roth insanların böbrekleri karşılığında para kazanmalarının da gelecekte mümkün olabileceğini düşünüyor.
Para karşılığı böbreklerinden birini bağışlayanların devlet nezdinde ‘kahraman’ olarak görülebileceğini, devletin -aynen şimdi organ bağışında olduğu gibi- bu böbrekleri bir araya toplayıp ihtiyaç sahiplerine verebileceğini söylüyor.
Ancak organların para karşılığı bağışlanması birçok açıdan etik tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Örneğin, yüksek gelirli ülkelerde böbreğe ihtiyaç duyanlar ile düşük gelirli ülkelerdeki bağışçıların böbrek takası yapabilmeleri için gerekli tıbbi masrafları karşılayan bir pilot program, Dünya Sağlık Örgütü’nün desteğini alamadı.
Lancet dergisine yaptığı açıklamalarla böbrek takasına desteğini sunan Peter Singer, “İnsanların bürokrasi yüzünden hayatlarını kaybetmeleri utanç verici bir durum,” diyor.
https://www.nobelprize.org/prizes/economic-sciences/2012/roth/facts/