Sağlık turizmi, Türkiye’nin dünyanın kanayan yarası obezite tedavisinde sunduğu yenilikçi ve kapsamlı tedavi uygulamalarıyla vites büyüttü. Yılın ilk 6 ayında sağlık turizmi gelirleri 750 milyon doları aştı. Türkiye, her yıl yaklaşık 3,4 milyon yetişkinin hayatını kaybetmesine neden olan, doğurganlığı azaltan obezitenin tedavisinde dünyanın çözüm merkezi haline geldi.
Türkiye üstün teknolojiye sahip en yeni tedavi yöntemleri ve alanında uzman hekimleriyle, dünya sağlık turizmi gelirlerinden aldığı payı her geçen gün artırıyor. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, bu yılın ilk 6 ayında 586 bin 754 yabancı turist sağlık hizmeti almak için ülkemizi ziyaret etti ve 768 milyon 424 bin dolar harcama yaptı. 2021’de 642 bin 444 yabancı turiste sağlık hizmeti sunarak 1 milyar doları aşan bir gelir elde eden Türkiye’nin yıl sonunda bu rakamı ikiye katlaması bekleniyor.
Turizmde yılın ilk çeyreğinde sağlık harcamalarında %68,9, 2. çeyrekte ise %121,5 artış yaşandığını hatırlatan Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Necat Kaplan, “Ülkemiz erişilebilir fiyatlar üzerinden sunduğu güvenli ve ileri tedavi hizmetleriyle dünyanın dört bir yanından insanları sağlığına kavuşturuyor. Son 2 yılda 2 milyona yakın yabancı turist, ülkemize gelerek sağlık hizmeti aldı. Yabancı turistler kadın hastalıkları, göz ve iç hastalıklar, genel cerrahi gibi klinik branşlar ile estetik uygulamalar için ülkemize yönelirken, obezite tedavisi için de Türk doktorlarına güveniyor. Özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde verilen yenilikçi ve kapsamlı obezite tedavi hizmetleri, Türkiye’yi küresel ölçekte güvenilir ülke konumuna yükseltti. Obezite tedavisinde dünyanın çözüm merkezi haline geldik“ dedi.
Dünyada her yıl 3,4 milyon yetişkin obezite nedeniyle hayatını kaybediyor
Hareketsiz yaşam ve düzensiz beslenme alışkanlığına bağlı olarak, dünyada obezitenin giderek yaygınlaştığını kaydeden Op. Dr. Necat Kaplan, “Dünyanın kanayan yarası haline gelen obezite; kalp ve iskelet – kas sistemi hastalıkları, diyabet, kanser gibi çok sayıda riskli sağlık sorunu ile uyku bozuklukları, depresyon gibi yaşam kalitesini düşüren rahatsızlıkları beraberinde getiriyor. Dünya Obezite Atlası 2022’ye göre, dünyada 2030 yılına kadar her 5 kadından biri ile her 7 erkekten birinin obez olacağı tahmin ediliyor. Dünyadaki obez kadınların yarısı, Türkiye’nin de dahil olduğu ABD, Çin, Hindistan, Brezilya, Meksika, Rusya, İran gibi 11 ülkede yaşıyor. Obezite ve doğurganlık arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalar, normal kilolu kadınların %81,4 olan 1 yıl içinde hamile kalma olasılığının, obez kadınlarda % 66,4’e gerilediğini gösteriyor. Vücut kitle indeksi 27’nin üzerinde olan kilolu ve obez kadınların gebe kalma olasılığı normal kilolu kadınlardan 3 kat daha az” ifadelerinde bulundu.
Kapalı cerrahi işlemle midenin %80’i alınıyor
Obezite tedavisinde en çok tercih edilen yöntemin mide küçültme ameliyatı olduğunu söyleyen Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Necat Kaplan, “Tıp literatürüne tüp mide işlemi olarak geçen bu ameliyatta, kapalı cerrahi işlemle midenin %80’i çıkarılarak mide muz gibi uzun, ince bir tüp haline getiriliyor. Böylece besin alımı kısıtlanarak iştah azaltılıyor. Ortalama 1,5 saat süren ameliyat sırasında midenin çıkış ve giriş bölümü korunarak sindirim sisteminin devamlılığı sağlandığı için çeşitli yan etkilerin görülme olasılığı hayli düşük. Operasyonda sindirim sisteminin doğal akışını engelleyerek gıda emilimini azaltabilecek bir müdahale yapılmıyor. Bu nedenle hastaların vitamin ve mineral eksikliği yaşama ihtimalleri de oldukça az. İştah azalması nedeniyle kilo kaybı başlamadan insülin direnci kırılıyor. Aniden bastıran açlık krizleri, aşırı yorgunluk, öfke ve uyuma isteği ile terleme, çarpıntı gibi sorunlar ameliyatın hemen ardından ortadan kalkarak kilo verimi başlıyor” diye belirtti.
Ameliyattan sonraki süreç uzman hekimlerce yakından takip edilmeli!
Mide küçültme ameliyatının Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen standartlar doğrultusunda vücut kitle endeksi 35 ve üzeri olan 18-65 yaş arasındakilere uygulanabildiğini kaydeden Op. Dr. Necat Kaplan, “Yaşam süresini kısıtlayan ve ölümcül sonuçlar doğurabilen morbid obez tanısı konulan kişilerle şişmanlığa bağlı tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi sorunları, metabolizma bozukluğu yaşayanlar mide küçültme ameliyatı için uygun profile sahip. 18 yaşından küçüklerde ise obezite düzeyi ameliyat için kritik önemde. Bu tür hastalarda ebeveyn onayı ve doktor kararıyla uygun bulunduğunda işlem yapılabiliyor. Ameliyatın ardından yaklaşık %15 oranında yeniden kilo alma, ameliyata rağmen %5-10 seviyelerinde yeniden morbid obez olma ihtimali bulunuyor. Bu nedenle ameliyattan sonraki sürecin de alanında uzman hekimler tarafından yakından takip edilmesi gerekiyor” dedi.