İnsülin hormonunun en önemli görevi kan dolaşımında bulunan glukozun yani şekerin hücreler (özellikle kaslar, karaciğer ve yağ dokusu) tarafından alınmasını ve kullanılmasını sağlamaktır. İnsülin hormonunun biyolojik etkilerini gösterememesi olan insülin direnci varlığında; yağ metabolizması ile ilgili görevler abartılı bir şekilde yerine getirilir, bunun sonucunda da karın bölgesinde yağlanma görülür. İnsülin direnci olan kişilerin açlığa tahammülü azalır, kolay kilo alıp zor verirler. Ergenlik ve gebelik gibi durumlarda geçici/fizyolojik insülin direnci olabileceğini de söyleyen Liv Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Emre Uzun insülin direnciyle ilgili merak edilenleri anlattı.
Neden insülin direnci gelişir?
- Aşırı kalori alımı: İnsülin direnci olan kişilerin açlığa tahammülü azalır, kolay kilo alıp zor verirler.
- Hareketsiz yaşam: Hareketsiz yaşam, insülin direncini artırır, egzersiz iyi bir tedavi seçeneğidir.
- Obezite: En önemli insülin direnci nedenidir. Obezite insülin direncine neden olur fakat insülin direnci nedeni ile obezite gelişmez.
- Genetik faktörler: İnsülin direnci veya tip 2 diyabeti olanların birinci derece yakınlarında insülin direncinin daha sık görülmesi genetik faktörlerin önemli bir rolü olduğunu gösteririr.
- İnsülin direncinin varlığı kilo vermeyi zorlaştırabilir.
Ne tür şikayetlere yol açabilir?
- Öğün sonrası uyku hali
- Sık acıkma ve tatlı krizleri
- Ciltte koyulaşma
- Kadınlarda adet düzensizliği
- Aşırı tüylenme gibi şikayetler görülebilir.
Tanısı nasıl konulur?
İnsülin direnci ve ilişkili durumlar hakkında bilgi sahibi olmak için hastanın kilosu, boyu, beden kitle indeksi, bel çevresi, kan basıncı ölçülmeli, hekimin uygun görmesi durumunda açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, açlık insülin düzeyi, oral glukoz tolerans testi (Şeker yükleme testi), hemoglobin A1C, kolesterol gibi tetkiklerden hatta bazı özel durumlarda daha ileri testlerden faydalanmak gerekebilir.
Tedavisi nasıl yapılır, önerileriniz nedir?
- İnsülin direncinin başlıca tedavisi yaşam tarzı değişikliğidir.
- Öğün aralarının 3-4 saat kadar olduğu 4-6 öğünden oluşan dengeli bir beslenme programı ve kalori kısıtlaması ile kilo kaybı sağlanmalıdır.
- Kısa sürede hızlı kilo vermeyi sağlayan, şok diyetler yapılmamalıdır.
- Tek besin ögesinin ağırlıklı olduğu, karbonhidrat ve proteini ayıran proteinden zengin diyetler yapılmamalıdır.
- Egzersiz günlük rutinin bir parçası haline gelmelidir. Haftada en az 150 dakika egzersiz yapılmalı, her bir seans en az 30 dakika sürmeli, iki egzersiz seansı arasında 48 saatten fazla süre olmamalıdır.
- Egzersiz orta şiddette olmalı, orta şiddetli egzersiz maksimum maksimum kalp hızının %50-70’ine ulaşılan egzersiz olarak tanımlanır. Hedef kalp hızı hastanın yaşına göre hesaplanır: (220-yaş/%50-70)
- Aerobik (Yürüyüş, hafif koşu, bisiklet, yüzme, hızlı dans) ve yük bindirici (İzometrik) egzersizler (İtme, çekme, kaldırma, germe) egzersizler önerilen egzersiz türleridir.
- Yaşam tarzı değişikliğini uygulayamayan veya sonuç alınamayan insülin direnci vakalarında hekimin uygun görmesi durumunda kullanılabilen tedaviler mevcuttur.