İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Servet Öztürk, Omicron varyantı ile ilgili önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Çin’in Wuhan eyaletinde başlayıp tüm dünyayı etkileyen Covid-19 hastalığı dünyada şimdiye kadar yaklaşık 242 milyon kişiyi hasta etmiş, yaklaşık 5 milyon kişinin ölümüne neden olmuştur. Güncel bilgiler ışığında hastalığın tedavisinde kullanabileceğimiz etkinliği kanıtlanmış antiviral ilaçlar hala mevcut değildir.
Pandeminin başladığı tarihten itibaren yaklaşık 2 yıl geçmesine ve etkinliği yüksek aşıların piyasaya sürülmesine rağmen Covid-19 pandemisi tüm dünyada etkisini devam ettirmektedir. Pandeminin süresi uzadıkça ve etki ettiği popülasyon arttıkça mutasyonlar sonucu oluşan varyant suşların gelişmesi ihtimalini arttırmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tüm dünyadaki Covid-19 incelemelerinde tehlike potansiyeli yüksek (bulaştırıcılık potansiyeli daha yüksek veya hastalandırma ve ölüm oranları yüksek) olan varyant virüsleri raporlamaktadır. Bu varyantlar kaygı uyandıran varyantlar olarak tanımlanmaktadırlar. Günümüze kadar alfa, beta, gama ve delta varyantları kaygı uyandıran varyantlar olarak tanımlanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü son olarak güney afrika kökenli Omicron varyantını raporlamıştır. Güney Afrika ülkelerinde Covid-19 olgularının artması ve vaka bazında aşılı bireylerde de hastalığın yoğun görülmesi nedeniyle bu varyant üzerinde çalışmalar yoğunlaşmıştır. Gerek DSÖ gerekse aşı üretici firmalar hastalık seyri ve aşıların Omicron(nu) varyantı üzerine etkinliği konusunda çalışmaktadırlar. Mevcut varyant suş nedeniyle Japonya ve İsrail gibi bazı ülkeler sınırlarını belirli bir süre yabancılara kapatırken ülkemizinde içinde olduğu İngiltere gibi bazı Avrupa ülkeleri sınırlarını Güney Afrikaya kapatmıştır.
DSÖ verilerine göre Omicron (Nu) varyantı ile ilgili veriler şu şekilde özetlenebilir:
Nu varyantı ile ilgili ilk bulgular; mevcut aşıların ya da geçirilmiş enfeksiyonların sağladığı bağışıklığın en azından ağır hastalık ve ölüme karşı koruyuculuğu sürdüreceğini düşündürmektedir.
Bulaşabilirlik : Omicron’un Delta dahil diğer varyantlara kıyasla daha bulaşıcı olup olmadığı (örneğin, kişiden kişiye daha kolay yayılıp yayılmadığı) net değil. Güney Afrika’nın bu varyanttan etkilenen bölgelerinde testi pozitif çıkan insan sayısı arttı, ancak bunun Omicron’dan mı yoksa diğer faktörlerden mi kaynaklandığını anlamak için epidemiyolojik çalışmalar sürüyor.
Hastalığın şiddeti: Omicron ile enfeksiyonun, Delta dahil diğer varyantlarla enfeksiyonlara kıyasla daha şiddetli hastalığa neden olup olmadığı araştırılıyor. Ön veriler, Güney Afrika’da hastaneye yatış oranlarının arttığını gösteriyor Ancak bu durum Omicron ile spesifik bir enfeksiyonun bir sonucu olmaktan ziyade, genel olarak enfekte olan insan sayısının artmasından kaynaklanıyor olabilir. Şu anda Omicron ile ilişkili semptomların diğer varyantlardan farklı olduğunu gösteren hiçbir bilgi yoktur. Dünya çapında hakim olan Delta varyantı da dahil olmak üzere COVID-19’un tüm varyantları özellikle aşısız bireylerde ciddi hastalık veya ölüme neden olabilir.
Aşıların etkinliği: DSÖ, bu varyantın aşılar dahil mevcut karşı önlemlerimiz üzerindeki potansiyel etkisini araştırmaktadır. Aşılar, dolaşımdaki baskın varyant Delta’ya karşı da dahil olmak üzere, ciddi hastalık ve ölümlerin azaltılmasında kritik rol oynamaya devam etmektedir. Mevcut aşılar ciddi hastalık ve ölüme karşı etkili olmaya devam etmektedir.
Mevcut testlerin etkinliği: Yaygın olarak kullanılan PCR testleri, diğer varyantlarda da gördüğümüz gibi, Omicron enfeksiyonu da dahil olmak üzere enfeksiyonu tespit etmeye devam ediyor. Hızlı antijen tespit testleri de dahil olmak üzere diğer test türleri üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığını belirlemek için çalışmalar devam etmektedir.