ECDC’nin verilerine göre, Birleşik Krallık’ta ortaya çıkan koronavirüs varyantı, Avrupa ülkelerinde en çok yaygın olanı
independent: Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) mutasyonları ve varyantların ilişkin alarm verdi. Merkez, bazı ülkelerde daha ölümcül yeni bir salgın dalgasının işaretlerinin ortaya çıktığı konusunda uyarıda bulunurken, korunma ve virüsü kontrol altına alma önlemlerinin sıkılaştırılması ve aşılama kampanyalarının hızlandırılması çağrısında bulundu.
Bu uyarı ECDC güncel periyodik raporlarında, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO), alınan güncel verilere göre bu mutasyonların ve varyantların sadece öncekilerden daha hızlı yayılmadığını bunun yanı sıra ölüme sebep olma açısından yüzde 20 civarında daha ölümcül, hastanede tedavi gerektiren enfeksiyonlar açısından yüzde 60 civarında daha etkili olduğuna ilişkin uyarısı ile aynı zamanda yer aldı.
ECDC’nin verilerine göre, İngiltere’de ortaya çıkan koronavirüs varyantı, Avrupa ülkelerinde en çok yaygın olanı. Nitekim bu koronavirüs varyantı, İngiltere’de baskın hale geldi. Bu ayın sonuna kadar, İtalya, Portekiz ve Sırbistan gibi bulaşma oranının yüzde 25 olduğu bazı ülkelerde de bu oranın yüzde 50’ye ulaşacağı tahmin ediliyor.
ECDC, tavsiyelerinde üye ülkelere, yeni mutasyonları kontrol altına almak ve geniş çapta yayılmalarını önlemek için tedbirlerin alınmasını hızlandırmaları, virüsün yayıldığı alanlarında virüse karşı kayıtsız kalmamaları çağrısında bulunuyor. ECDC uzmanları, bu mutasyonların bulaşma risklerinin “genel olarak yüksek, savunmasız gruplar için ise çok daha yüksek” olduğunu düşünüyor.
WHO uzmanları, virüsün yayılımının kontrolden çıkmasının, vücudun doğal savunmasını kısmen engelleyen yeni mutasyonların ortaya çıkmasına yardımcı olduğunu söylüyor. Güncel çalışmaların bazı ön sonuçları, şu anda kullanılmakta olan aşıların, Güney Afrika’da ortaya çıkan varyanta karşı daha az etkili olabileceğini gösteriyor. Söz konusu varyantın varlığı şimdiye kadar 9 Avrupa ülkesi de dahil olmak üzere 40’dan fazla ülkede onaylandı.
Geçtiğimiz hafta çarşamba günü, Fransız doktorları, koronavirüs enfeksiyonu tekrarlayan, Güney Afrika’da ortaya çıkan varyant ile enfekte olan ilk ciddi vakanın tespit edildiğini duyurdu. Bu durum dünya genelinde Kovid-19’dan iyileşmiş 100 milyondan fazla kişinin ve şu ana kadar aşı olmuş 175 milyon kişinin mutasyonlara ve yeni varyantlara karşı güvende olmadığını gösteriyor. Bununla birlikte, bilimsel çevrelerin görüşleri, yeni mutasyonların kontrol altına alınmasına yönelik yöntemler konusunda farklılık gösteriyor, bazıları katı önlemler uygulanması, gerekirse de tam bir kapatma uygulanması çağrısında bulunurken, bazıları da geniş ölçekte radikal çözümlerin artık işe yaramayacağını bu yüzden sadece virüsün yayılma odak noktalarına odaklanılmasının, aşılama kampanyalarının mümkün olduğu kadar hızlandırılmasının ve istisnasız tüm kapalı alanlarda koruyucu maskelerin takılmasının zorunlu hale getirilmesinin daha iyi olduğunu düşünüyorlar.
ABD’deki Johannesburg Üniversite Hastanesi’nde yürütülen Novovax aşısı klinik denemelerini denetleyen viroloji uzmanı Shabbir Madhi, orijinal virüs ile enfeksiyonu atlatmanın, Güney Afrika’da ortaya çıkan “B.1.351” varyantına karşı koruma sağlamadığına dair ikna edici kanıtlar olduğunu söylüyor. 4 bin 400 gönüllü üzerinde yürütülen çalışmalar, ilk kez Güney Afrika’da ortaya çıkan varyant ile enfekte olanların yüzdesinin, orijinal virüs ile enfekte olmalarının ardından Güney Afrika varyantı ile enfekte olanların yüzdesi ile benzer olduğunu ve bu enfeksiyonların hafif veya orta dereceli semptomlarla sınırlı olduğunu göstermişti. Bu durum, virüsü bir kez atlatmış olmanın yeni varyanta karşı bir miktar koruma sağladığını gösteriyor.
Novavax aşısı, Güney Afrika’da ortaya çıkan varyant karşında etkinliğinde düşüş görülen 5 aşıdan biri. İngiltere’de yapılan bir çalışma, aşının etkinliğinin yüzde 90’ın biraz altında olduğunu gösterirken, Güney Afrika’da yapılan başka bir çalışma, aşının etkinliğinin yüzde 60’ı geçmediğini gösterdi. Johnson&Johnson aşısına gelince, İngiltere’de yüzde 72 ve Güney Afrika’da ise yüzde 57 etkinlik gösterdi.
Güney Afrika’da sağlık yetkilileri, Oxford Üniversitesi tarafından geliştirilen “AstraZeneca” aşısının, ön denemeler sonucunda görülen etkinliğinin yüzde 22’yi geçmemesi sebebiyle aşının kullanımını durdurmaya karar vermişlerdi.
Geçtiğimiz hafta Nature dergisi, Pfizer ve Moderna şirketleri tarafından üretilen iki aşının, diğer varyantlarda görülen etkinlikleri ile kıyaslandığında, Brezilya ve Güney Afrika’da ortaya çıkan iki yeni varyantına karşı daha az etkili olduğunu gösteren bir çalışmanın sonuçlarını yayınladı. Arjantinli Biolog Rafael Casillas virüste meydana gelen mutasyonun, antikorların virüsle savaşma ve onu ortadan kaldırma yeteneğini zayıflattığını söylüyor. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüleri’ne bağlı laboratuvarlardan biri yöneten Casillas “Aşılar tüm enfeksiyonları engellemese de, tehlikeli durumların önlenmesinde etkili olduğu neredeyse kesindir. Bu durum, aşıların, hastaneler üzerindeki baskıyı çok büyük oranda hafifleteceği anlamına geliyor. Ancak virüs, çoğalma ve yayılmaya devam etme yeteneğini koruyacak ki bu da, mevsimsel influenza aşılarında olduğu gibi, aşıların periyodik olarak uyarlanmasını gerektirir.”
Casillas’a göre sorun, çocuk felcinde olanın aksine virüsün yayılmaya devam etmesi ile, sürü bağışıklığına ulaşmanın imkansız bir hale gelebilecek olması. Çocuk felcinde, nüfusun yüzde 80’inin aşılanması, geri kalan beşte birininin dolaylı olarak korunması için yeterli olmuş, virüs, diğerlerine koruyucu kalkan görevi gören aşılanan kişiler arasında yayılımı durdurmuştu. Ancak Kovid-19’un aşılananlar arasında semptomsuz da olsa yayılmaya devam etmesi halinde, sürü bağışıklığı koruması sayesinde aşı olmayan kişiler virüse karşı güvende olmayacak. Aşı olmayan kişiler arasında, aşı olmayı çeşitli nedenlerle reddedenlerin yanı sıra aşının bileşenlerinden birine alerjisi olanlar veya diğer sağlık koşulları nedeniyle aşı olamayanlar da bulunuyor.
Çoğu aşı bilimi araştırmacısı, virüsle tekrarlanan enfeksiyonu önlemek için gereken antikor miktarını bilmediklerini ifade ediyorlar. Bu, enfeksiyondan iyileşen kişilerdeki antikorların zamanla azalma sürecinin çok değişken olmasından kaynaklanıyor. Araştırmacılar bu yüzden, maske takılması, sosyal mesafenin korunması gibi koruyucu tedbirler ve virüsü kontrol altına alma önlemlerini uygulamaya devam ederek, gerek mutasyonların gerekse yeni türlerin yayılımının gözlemlenmesini tavsiye ediyorlar. Ancak birçok uzmanın belirtiğine göre, aşılar hızlı bir şekilde yeni viral mutasyonlara uyum sağlamaları için değiştirilebilir. Pfizer ve Moderna gibi bazı şirketler son zamanlarda, virüsün mutasyonları ve yeni türleri ile mücadele için uyarlanmış yeni nesil aşılar üretmeye hazırlandıklarını duyurdu.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku’l Avsat
AB’den aşı eylem planı
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen koronavirüs mutasyonlarına karşı eylem planını açıkladı. Plan mutasyonlara karşı hızlı bir şekilde etkili aşı geliştirilmesi, onaylanması ve üretimini kapsıyor.
Avrupa Birliği’nin (AB) aşı tedariğine ilişkin stratejisi nedeniyle yoğun eleştirilere maruz kalan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yeni tür koronavirüs mutasyonlarına karşı eylem planını açıkladı.
“Virüsün yani varyantları hızla yayılıyor ancak biz verdiğimiz tepkide daha da hızlı olmalıyız” ifadelerini kullanan von der Leyen yeni varyantlara karşı etkili aşının büyük miktarlarda tedarik edilebilmesi gerektiğini kaydetti.
Brüksel’de düzenlenen basın toplantısında AB Komisyonu Başkanı, “Hera Incubator” ismini verdikleri eylem planının üç aşamadan oluştuğunu belirtti. Von der Leyen bu aşamaları mutasyonlu virüsün tespit edilmesi, aşıların hızlı bir şekilde geliştirilmesi ve onaylanması ve AB içinde aşı üretiminin tesis edilmesi olarak açıkladı.
Koronavirüs varyantlarının daha iyi tespit edilebilmesi için özel testlerin geliştirilmesi ve genom dizileme olarak adlandırılan yöntemin daha fazla kullanılması planlanıyor.
AB’nin bu kapsamda 75 milyon euro, virüs varyantlarının araştırması için de 150 milyon euro kaynak ayrılmasını öngörülüyor. Ayrıca, 16 AB üyesi ülke ve 5 ülkeden oluşan ve “Vaccelerate” adı verilen girişim ile çocuk ve gençler de dahil olmak üzere klinik testlerin hızlandırması planlanıyor.
Eylem planında ikinci nokta ise mutasyonlu virüse karşı etkili aşıların hızlı bir şekilde onaylanması. Bu kapsamda, kuralların sadeleştirilmesi ve yeni veya yeniden sınıflandırılmış fabrikalara izin verilmesi süreci hızlandırılacak.
Acil onay mekanizması
AB Komisyonu, AB ülkelerinin sorumluluk taşıyacağı ortak bir acil onay mekanizmasını da devreye sokmayı planlıyor. AB’de bugüne kadar üye ülkeler, kendi sorumlulukları kapsamında ülke seviyesinde aşılara acil kullanım onayı veriyordu. İngiltere ve ABD aşılara acil onay vererek aşılama kampanyalarını AB’den haftalarca önce başlatmıştı.
Eylem planının üçüncü ayağını ise AB içinde aşı üretiminin hızlandırılması oluşturuyor. Buna göre, gelecekte yapılacak aşı anlaşmalarında detaylı bir teslimat planı ve aşı üretimi için gereken kapasitenin bulunduğunun kanıtlanması istenecek.
Moderna’dan 300 milyon doz aşı
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen ABD’li Moderna ile 300 milyon dozdan fazla aşı satın almak üzere yapılacak sözleşmeyi onayladıklarını da açıkladı. AB Komisyonu çevrelerinden edinilen bilgilere göre, aşıların 150 milyon dozunun bu yıl içinde teslim edilmesi öngörülüyor. 2022 yılında teslim edilmek üzere, 150 milyon doz daha satın alınma seçeneğinin de bulunduğu belirtiliyor. AB geçen yıl Moderna’dan ilk etapta 160 milyon doz aşı sipariş etmişti.
dpa/SSB, JD
© Deutsche Welle Türkçe