Bilim insanları ilk kez organ naklinde kullanılacak böbreklerin kan grubunu değiştirdi
Christy Cooney | BBC News
İngiltere’de bilim insanları, organ nakli için kullanılacak böbreklerin kan grubunu değiştirmeyi başardı.
Bunun nakil için organ tedarikini artırabilecek bir buluş olabileceği ve genellikle uygun donör bulmakta zorlanan gruplar için özel etkileri olacağı belirtiliyor.
Kan grupları farklı olan kişilerden birbirine böbrek nakli olmuyor.
Ancak böbreğin kan grubunun 0 (sıfır) tipine dönüştürülmesiyle herhangi bir hastaya nakli mümkün oluyor.
Siyah ve diğer etnik gruplardan insanlar genellikle daha nadir görülen B tipi kan grubuna sahip olmaları nedeniyle, nakil için beyaz hastalardan bir yıl daha fazla beklemek zorunda kalıyor.
Bu kesimler arasında organ bağışı oranları da daha düşük. 2020-21’de toplam organ bağışlarının yüzde 9’undan biraz fazlası siyah ve diğer etnik azınlık donörlerden geldi. Bu topluluklara mensup insanlar böbrek nakli bekleme listesinin üçte birini oluşturuyor.
Cambridge Üniversitesi’ndeki bilim insanları, normotermik perfüzyon (böbreğin korunmasına yardımcı olmak amacıyla oksijenli kanı böbrekten geçirmek için kullanılan bir cihaz) yoluyla özel bir enzimle yüklenmiş kanı donör böbreğinden geçirmeyi başardı.
Bu enzim, böbrekteki damarları kaplayan kan grubu belirteçlerini ortadan kaldırarak kan grubunu etkili bir şekilde 0 tipine dönüştürüyor. Üç donör böbreğinde başarıyla gerçekleştirilen işlem birkaç saat sürüyor.
Araştırmayı yapan doktora öğrencisi Serena MacMillan, “Bu sonucun potansiyel olarak birçok hayatı nasıl etkileyebileceğini düşünmek çok heyecan verici” dedi.
Bir sonraki adım, böbreklerin yeni kan gruplarından normal kan verildiğinde nasıl tepki verdiğini incelemek olacak. Bu ise böbrek hastaya nakledilmeden önce yine bir cihaz yardımıyla test edilebiliyor.
Yardım kuruluşu Kidney Research tarafından finanse edilen araştırmanın önümüzdeki aylarda tıp dergisi British Journal of Surgery’de yayımlanması bekleniyor.
Yardım kuruluşunun araştırma direktörü Dr. Aisling McMahon çalışmayı “çığır açma potansiyeline sahip” şeklinde nitelendirdi.