Oxford Üniversitesi’nin ilaç firması AstraZeneca’yla birlikte geliştirdiği koronavirüs aşısının ilk test sonuçları, aşı adayının büyük risk altındaki yaşlılarda güçlü bir bağışıklık tepkisi ürettiğini gösterdi.
AP’nin Financial Times’tan aktardığına göre araştırmacılar, aşının ileri yaş gruplarında koruyucu antikorların ve T hücrelerinin üretimini tetiklediğini keşfetti.
independent: Çalışma, söz konusu aşı adayının yaşlıların Kovid-19’u şiddetli geçirmesini veya virüs nedeniyle ölmesini engelleyeceğine dair kanıt arayan araştırmacıları cesaretlendirdi.
Bulgular, Temmuz ayında yayımlanan ve aşının 18 ila 55 yaş arasındaki sağlıklı yetişkinlerde “güçlü bağışıklık tepkileri” oluşturduğunu gösteren verileri yansıtıyor.
Öte yandan immünojenisite testleri ismi verilen bu testlerin pozitif sonuç vermesi, aşının yaşlılarda mutlaka güvenli ve etkili olacağı anlamına da gelmiyor.
Oxford Üniversitesi ve AstraZeneca işbirliği, Kovid-19’a yönelik aşı geliştirme yarışında öncü olarak görülüyor.
Söz konusu bulguların ayrıntılarının, kısa süre içinde ismi verilmeyen bir tıp dergisinde yayımlanması bekleniyor.
Independent Türkçe, AP
Koronavirüs aşıları bize hayat kurtarıp kurtaramayacaklarını göstermiyor
ABD’deki Maryland Eczacılık Fakültesi’nden Yardımcı Doçent Peter Doshi, aşıların yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı bir çözüm olarak kabul edildiğini ancak aşıların hayat kurtarıp kurtaramayacaklarını göstermek için yapılmadığını vurguladı.
Üniversitede farmasötik sağlık hizmetleri alanında yardımcı doçent aynı zamanda İngiltere merkezli tıp dergisi BMJ’nin editörü de olan Doshi, 21 Ekim tarihli bir makalesinde “Birçok aşı denemesi şu anda klinik deneylerin en ileri aşamalarında. Ancak aşının etkili olduğu ilan edildiğinde bu tam olarak ne anlama gelecek?” diye sordu.
Doshi konuya ilişkin, “Birçok kişi, başarılı 3. faz çalışmalarının, insanları çok ağır hastalanmaktan ve Kovid-19 nedeniyle ölmekten alıkoymak için kanıtlanmış bir yönteme ve virüsün bulaşmasını önlemek için sağlam bir yola sahip olduğumuz anlamına geleceğini varsayacaktır. Ancak şu anki 3. faz denemeleri aslında bunların herhangi birini kanıtlamak için yapılmıyor” ifadelerini kullandı.
Şu anda devam etmekte olan denemelerin hiçbirinin, hastaneye yatma, yoğun bakım kullanımı veya ölümler gibi herhangi bir ciddi sonuçta bir azalma tespit etmek için tasarlanmadığına dikkat çeken Doshi, “Virüsün bulaşmasını kesintiye uğratıp engellemeyeceklerini belirlemek için üzerinde çalışılan aşılar da yok” dedi.
Devam eden tüm faz 3 denemeleri hafif ve şiddetli olmayan hastalığı değerlendiriyor ve yaklaşık 150 katılımcı semptom geliştirdiğinde nihai sonuçları rapor edebilecekler.
Deneyler sırasında, gönüllülerden oluşan bir ekibe gerçek aşı yapılırken, başka bir ekibe plasebo aşısı yapılıyor. Böylelikle gerçek aşının gönüllüleri enfeksiyondan koruma yeteneği test ediliyor.
Plasebo aşısı alan grupta gerçek aşının sağladığı korumaya kıyasla semptomların ortaya çıkması, aşının etkinliğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
Doshi, plasebo aşısı alan tüm grupların hastalığa direnebildiğini, enfekte olanların hafif semptomlara sahip olduğunu ve bu nedenle deneylerin hastaneye yatmayı gerektiren veya ölüme neden olabilecek ciddi hastalığı ele almadığını düşünüyor.
tamamı için kaynağa bknz