Özel sağlık sektörünün bakış açısını değiştirme zamanı gelmiştir
Dr. Feza Şen / Bursad Genel Sekreteri
Başarılı bir OHSAD Sağlık Kurultayını geride bıraktık… OHSAD yönetimine, katılımcılara, konuşmacılara, ufkumuzu açanlara teşekkürler….
Başarılı kurultaya yön veren tema “Şehir Hastaneleri ve sektörün sorunları’’ olurken kanaatimce kurultayın sonucu ise “sektörün bakış açısını değiştirme zamanının geldiğidir…”
80 milyona yılda 7-8 defa dokunan bir sektörün dinamiği olarak bürokratların ve profesyonel tecrübenin satır aralarındaki mesajları okumaya çalıştık… ‘Teşebbüs etmezsen, tesadüf olmaz’ diye düşünmek bu günden itibaren ayakta kalmak için olmazsa olmazdır… Kanatimi ve öngörülerimi stratejik ve operasyonel açıdan ayrı başlıklarda sizlerle paylaşıyorum. Mutlaka katılmadığınız hususlar olabileceği gibi gözümüzden kaçan hususları da mail ile bildirmenizi rica ederim.
A. STRATEJİK AÇIDAN ÖNEMSEMEK GEREKEN SATIR ARALARI;
1. SUT fiyat artışı girdabından kurtulun:
• Bizlerin sürekli SUT fiyat artışlarından bahsetmek düzenleyici otorite de savunma refleksi olarak karşımıza çıkıyor.
• Ayrıca kuruluşunuzun ölçeği büyüdükçe, hizmetleri derinleştikçe SUT’un özellikle ayaktan başvuru paket fiyatları sunucular arasında ortak sorun olmaktan uzaklaşıyor.
• Sunulan tıbbi işlemin özelliği ve niteliği; ‘SUT fiyatlarını belirliyor’ gerçeğini kabul edelim…
• Anketlerde ‘hastaların uygun fiyat arayışının özel hastanelerde 7. sırada’ olduğunu hatırlayarak hizmetlerinizi derinleştirme stratejilerinizi planlayın…
2. Hasta havuzunuzun SGK sigortalıları olduğu gerçeğini görelim:
‘Sosyal Güvenlik Kurumu’nu’ sadece hizmeti finanse eden kurum olarak değil de mensupları ile bizleri buluşturan, mensuplarına bizlerden hizmet alan otorite olarak görelim. Sağlık tüketicisinin hayatlarına dokunmayı öğrenelim. Yeni projeler geliştirmek için hizmetin kalitesine, derinliğine ve inovasyon yapmaya odaklanalım.
3. Sektörde rekabet artacak, çünkü:
• Bilinçlenmiş hasta profili artıyor,
• Hastalar ön araştırma yapmadan sağlık hizmeti almaya başvurmuyor,
• Hizmeti satın alan kamu otoritesi derinliğine hizmet veren sağlık kurumlarını öncelikliyor,
• Sunduğunuz sağlık hizmetinde derinlik olması hasta tarafından tercih edilmenizi sağlıyor.
• Unutmayın; başarının temelinde rekabet var…
4. Öncelikle ‘Şehir Hastaneleri’ tanımını jargonumuzdan çıkaralım, onlara ‘Kampüs Hastaneler’ diyelim; çünkü:
• Siz hiç şehrin dışında “Esnaf Lokantası” gördünüz mü? Esnaf lokantası şehrin en ulaşılabilir yerinde olan ihtiyaç anında en hızlı ulaşılabilen yapılardır.
• Gerçek “Şehir Hastaneleri”; “Milli Sektör” olan sizlerin şehrin merkezinde yer alan hastaneleridir…
• Bu yeni modern yapılar “Kampüs Hastanelerdir.” Şehirden uzak olan, içine girdiğinizde kaybolduğunuz, gerektiğinde eğitim veren bu kampüs yapılara “Şehir Hastanesi” diyerek ulaşılabilir ve sevimli göstermeyelim…
5. “Kampüs Hastaneleri” gerçeğini doğru analiz edelim, planlayıcı otoritenin vizyonuna göre pozisyon alalım:
• Kampüs Hastaneleri sözleşmeleri gereği öncelikle bir garanti ücret alacaklar ve üzerine de sağlık hizmeti üretimi esnasında kullanılan işlem kalemlerinde garantiyi aşan adetleri için ise ek ücret alacak. Bu demektir ki sağlık hizmet üretim giderleri yüksek olacak.
• SGK üzerinden global bütçe ile sağlık hizmet bedellerini tahsil eden Sağlık Bakanlığı; Kampüs Hastaneler dolayısıyla artan sağlık giderlerine çözüm yolları arayacaktır. Hastalık oranları belirli oranın üstüne çıkmayacağına göre, Sağlık Bakanlığı mevcut SGK pastasından daha çok pay almak isteyebilir. Bu gri alan özel sağlık sektörünün pozisyon alabilmesi için çok iyi analiz yapması ve düşünülmesi gereken bir durumdur.
• Sağlık Finansmanının adaletli dağıtımı için global bütçe belirlenirken ilgili komisyonlarda sağlık bütçelerinin şeffaf dağıtımı adına OHSAD temsilcisi de olmalıdır.
6. Sorunlarımız; kuruluşlarımızın ölçeğine göre değişiyor:
• Kamu otoritesi ile olan problemlerimizi daha hızlı çözebilmemiz için Özel Sağlık Kuruluşlarımız ölçeklerine, büyüklüklerine göre bir araya gelmelidir.
• Özel Sağlık Kuruluşları olarak sorunlarımız, ölçeğimize göre ayrışmaktadır. İşletmelerimizin fiziki büyüklüğü, sermaye durumu, bulunduğu lokasyon, bünyesindeki kadronun akademik seviyesi başta olmak üzere birçok sorun ayrışmamızın doğal nedenidir.
• Sektör içindeki çürük elmaları da; daha güçlü var olmak istiyorsa ayırmalıdır.
7. Konsolidasyondan gerçeğini kabul edin, bakış açınızı değiştirin:
• Konsolidasyon; inorganik büyüme şeklidir.
• Organik büyümek için yeterli finans kaynağı olmayan sağlık kuruluşları ayakta duramayacağına göre kaybolmak istemiyorlarsa doğru satın alma ve birleşmeleri yapmak zorundadır.
• Bencillik temelli değil paylaşım temelli ortaklıklar yapmayı öğrenmeliyiz yoksa sağlıklı ve içinde payımız olan işletme birleşmelerini yapamayız.
Sağlık grubu olmak isteyenler öncelikle en yakınlarındaki sağlık kuruluşları ile malzeme tedariklerini yapan firmalar ile görüşmeye başlayarak yola çıkabilirler…
8. İşletmelerinizi “KGK”–“Kurumsal Göstergeler Karnesi” ile yönetin…
• Hantallaşmayan, kararında bir kurumsallaşmayı hedefleyin,
• Kaynaklarınızı ve atıl kapasitenizi ölçün,
• Mevcudu daha verimli kılmak için gelir-gider kalemlerinizi bütçeleyin,
• Sürekli bir dış göz ile kuruluşunuzu sınayın, her zaman yardıma hazırız,
• Mali yönetimde kayıtlı şeffaflığı önemseyin, “kapınızı bir gün satın alma fonları çalabilir” gerçeğini unutmayın….
9. Denetleyici otorite olan Sağlık Bakanlığı ve SGK tarafından yeni yaklaşım tarzı geliştirilmelidir.
• Alan metrekaresinin sağlık sonuçlarında önemi yok. Metrekare bazlı denetimler yerine ölüm oranı, enfeksiyon oranı, hasta memnuniyeti vb gibi sağlık sonuçları temelli denetimler olmalıdır. Ruhsata esas denetim yerine SKS standartları ile denetim tercih edilmelidir.
• Merkezden taşraya doğru gidildikçe insiyatif alan yönetici anlayışı gelişmelidir.
• Kamu otoritesinin taşra teşkilatları; her hususu merkeze soran değil gerektiğinde ilgili mevzuat çerçevesinde karar alabilen teşkilatlar olmalıdır.
• Hem Sağlık Bakanlığının İl Sağlık Müdürlükleri arasında hem de SGK SSGMM (bölgeler) arasında ortak dil oluşmalıdır. Farklı illerde ve farklı bölgelerde sağlık kurumları arasında farklı uygulamalar olmamalıdır.
• Düzenleyici kamu otoritesi; iç emirlerle yönetmeyi bırakmalı, buna karşılık yönetmelik, genelge ve yapılan sözleşme içeriklerinin daha net olduğu bir yönetim tarzı oluşturulmalıdır.
• Özel sağlık kuruluşlarının okuduğunda anladığı mevzuat ile denetleyici otoritenin yorumladığı mevzuatlar çelişkili olmamalı, mevzuatların “mealine” ihtiyaç duyulmamalıdır.
• Hukuken sınırları belirli olan “muhakkik” raporları; üst hukuk normları olan tebliğ, genelge, yönetmeliğin yetki sınırlarını aşarak şahsi kanaate dayanmamalıdır.
• Medula; taburculuk işlemleri tamamlanmamış hastalara ayakta reçete düzenlemesine izin veriyor, ayrıca kullanılan ilaçların bildirimi için kare kod sistemini kullanmıyor… Bu sistem açıkları sağlık hizmeti sunucularına çok ağır cezai şart bedelleri ve sözleşme fesihi olarak dönüyor… SGK Sağlık Hizmeti Alım Sözleşmesinde usul ve esas hataları ayrılmalıdır. Usul hataları sözleşme feshine sebep olmamalıdır. SGK hizmet sözleşmesine kasıt unsuru tekrar tanımlanmalıdır.
• Özellikle SGK ile sağlık kuruluşları arasındaki Sağlık Hizmeti Alım Sözleşmesi 14.2 maddesinde tanımlı olan itiraz komisyonları sağduyulu bakış açısı ile karar verilmediği sürece sağlık kuruluşları ile SGK arasındaki hukuki davalar artış gösteriyor.
10. Sağlığın Geleceği 2017-2023 Anketini önemli sonuçlar içermekte:
• En düşük gelir segmentinde bile çıkan sonuç ‘özel sağlık sektörü hep olmalı ve büyümeli…’
• Ölüm riski yüksek hastalıklarda şehrin uzağına giderim diyen hastalar; günlük kronik hastalıklarında (diyabet, hypertansiyon, nörolojik bozukluklar vs) en yakın sağlık kuruluşu tercih ediyor,
• Hastaların cepten ödediği miktar artıyor…
Bilinçlenen hasta profilindeki artış neticesi sadakati yüksek butik yapılar öncelikli olacağından hizmet derinliklerinizi belirleyin ve niş gelir alanları yakalayın. Kişiye özel tedaviyi önemseyin…
11. “Özel Sağlık Kuruluşları içinde kamu bütçesine; Kamu Sağlık Kuruluşlarından daha çok artı değer üretmekte olup mali yönetimleri şeffaf olanlar teşvik edilmelidir…”
Özel sağlık kuruluşunun; SGK üzerinden elde ettiği yıllık gelir ile SGK’na ödediği yıllık SGK primi ve maliyeye ödenen stopaj miktarı toplamı bir performans ölçüsü olarak analiz edilmelidir. Özel Sağlık Kuruluşunun kamuya yıllık ödediği SGK priminin, yıllık SGK’dan tahsil ettiği faturaya oranı belirli bir ortalamanın üzerinde olan özel sağlık kuruluşlarına; sektörün şeffaflığına örnek olması adına maddi teşvikler verilmelidir.
B. OPERASYONEL AÇIDAN DİKKAT EDEBİLECEĞİNİZ SATIR ARALARI;
1. Yoğun bakım standartları, tescilleri ve yatak artırımındaki sıkıntılarımız çözülmelidir.
2. Kısa vakitte SGK faturalandırma süreçlerinde fatura ve benzeri belgeleri elektronik ortamda Medula üzerinden kabul edilecek olduğundan alt yapınızı kontrol edin…
3. Dikkat: SGK tarafından hasta yataklarının tamamına numara verilecek, hasta yatışı olmayan yataklar da günlük olarak SGK’na bildirilecek, aynı gün aynı yatağa birden fazla hasta tanımlarken kapasite boşlukları oluşabilir…
4. SGK yetkililerinin bir paragraf içinde kullandıkları bir cümle ye dikkat edelim: “SUT ödemelerinde kamu hastaneleri ölçeğine göre gruplandırılmış olduğundan özel hastanelerde A ve B diye gruplana bilir mi”… Bu düşünce gelecekte olabilir diye aklınızın bir köşesinde bulundurun ve yatırımlarınızı ona planlayın…
5. Özel sağlık kuruluşlarından kamuya geçen hekimlerin kamuya geçiş yaparken özel kuruluştaki ihbar süreleri ile uyumlu süre tanımlanmalıdır. Bu süre 60 gün olmalıdır.
6. Sağlık hizmetleri işlem fiyatları yok SUT yok HUV tarifeleri yerine tek kitapçıkta toplanmalıdır.
7. Sağlık Bakanlığının global bütçe bazlı aldığı kaynağı; TİG verileri ile işlem bazlı dağıtması sonucu artan hekim performans ödemeleri neticesi özel sağlık sunucularında hekim bulunması maliyetleri artmaktadır.
8. Hizmet iyileştirmek için teknolojiyi sağlık hizmetine daha çok entegre etmeliyiz. Erken teşhis ve teknoloji kapsamlı tedavi tercih edilecektir.
9. Dal Hastaneciliği ve branşlaşmanın önemini daha da artıracaktır.
10. Tamamlayıcı Sigorta potansiyelini daha çok kullanabileceğiniz projeler geliştirin.
11. Dikkat: Dünyada verimlilik sağlayan projelerin yaygınlaşması ile yatak sayıları azalırken biz hala hantal hastaneler yapıyoruz…
12. Personel eğitimlerinizi ve güçlendirilmiş personel ile çalışmayı ihmal etmeyin.
13. Artan sosyal medyanın önemi sebebiyle reklam tanıtım mevzuatında da teknoloji ve sosyal medya ile uyumlu düzenlemeler olmalı..
14. Yatırımlarınızın eskidiği gerçeği ile yüzleşin ve yatırım yaparken döviz kur risklerine dikkat edin.
15. Artan kronik hastalıklar nedeniyle “Sağlıklı Yaşam Projeleri” üzerine araştırmalar yapın.
16. Günlük sıkıntılar ile hedefinizi daraltmayın.
Özetle paydaşlar olarak; birbirimizi anlamak, sıkıntıları paylaşarak azaltmak ve çözümleri birlikte üretmek zamanıdır…
Dr. Feza Şen
Bursa Sağlık Kuruluşları Derneği
0 532 277 88 27
Mail: [email protected] & [email protected]
Web: www.fezasen.com