Ana Sayfa Manşet Pandemi de II. Normalleşme “Kamuoyu Araştırması”

Pandemi de II. Normalleşme “Kamuoyu Araştırması”

Koronavirüste İkinci Normalleşme

Hepimizin bildiği üzere, 1 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Vuhan şehrinde ortaya çıkan koronavirüs salgını hayatımızı farklı derecelerde kötü anlamda etkiledi. 16 Haziran 2021 tarihi itibarıyla dünya genelindeki vaka sayısı 176 milyona ulaşıp, vefat sayısı ise 3 milyon 800 bini aştı1.

Virüsün ortaya çıkış tarihinden, 16 Haziran 2021 tarihine kadar olan süreçte ise Türkiye genelinde 5 milyon 300 binden fazla vaka tespit edilip, vefat sayısı 48 bin 900’ü aştı2. Türkiye’de de her ülkede olduğu gibi virüsten korunmak için alınan önlemler ve kısıtlamalar zaman zaman değişti.

NG Araştırma olarak koronavirüsle ilgili yaptığımız birçok araştırmada halkın düşüncelerini sizlerle paylaştık.

2 – 14 Haziran 2021 tarihleri arasında ikinci normalleşme sürecinde halkın düşüncelerini anlamak adına bir araştırma yürüttük. Araştırmamızı 15 yaş üstü, Türkiye geneli, farklı sosyo ekonomik sınıflardan 2125 kişi ile gerçekleştirdik. Ayrıca araştırmamıza katılan kişiler içerisinde koronavirüse yakalandığını belirtenlerin oranı %15 ve aşı olduğunu belirtenlerin oranı %17. Sonuçlara bakarken bu oranlar da dikkate alınmalı. Elde ettiğimiz sonuçların, vatandaşların beklentilerine ışık tutmasını umuyoruz.

Virüsten korunmak için neler yapıyoruz?

 

29 Nisan Perşembe günü başlayan 17 günlük tam kapanma süresinin ardından, 1 Haziran’dan itibaren kademeli normalleşme süreci başladı. Peki, şimdiye kadar Türkiye pandemiden ne kadar etkilendi, gelin birlikte inceleyelim!

Gündelik hayatını dışarı çıkarak devam ettirmesi gereken bireyleri de göz önünde bulundurduğumuzda, alınması gereken tedbirler bazen zorlayıcı olabiliyor.

Herkesin kişisel hijyene, maske takmaya ve olabildiğince izole olmaya önem vermesi gereken bu dönemde, vatandaşlar en çok hangi kişisel önlemleri yerine getirmeye dikkat ediyor?

Katılımcılarımıza virüsten korunmak için nasıl tedbirler aldıklarını sorduğumuzda, her üç kişiden biri maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyduğunu söyledi. Her 4 kişiden biri ise kalabalık ve kapalı alanlardan kaçındığını belirtti.

Kimseyle görüşmemeye dikkat edebilen kişi sayısının ise en az olduğunu görüyoruz. İnsan olarak sosyal yapı içerisinde kalmaya ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu ve en gerekli durumlarda bile bunun aksini yapmanın ne kadar zor olduğunu böylece hep birlikte görüyoruz.

Araştırmamızı yaptığımız tarihteki son durumlara göre, belki aşı olanların sayısının artmasından, belki pandemi döneminin herkesin üstünde büyük yorgunluk yaratmasından, belki de yazın gelmesinden dolayı, eskiye kıyasla alınan önlemlerin daha azaldığı görülüyor.

Normalleşme sürecinde kafe ve restoranların açılması

Katılımcılarımıza; “Normalleşme sürecinde kafe ve restoranların açılmasını doğru buluyor musunuz?” sorusunu yönelttiğimizde çoğunluk bunun doğru bir karar olduğunu belirtti.

Katılımcıların %64’ü bu süreçte rahatça sosyalleşebilecekleri kafe ve restoranların açılmasını doğru buluyor. %24 oranında kişi ise bu uygulamanın yanlış bir karar olduğunu düşünüyor.

Yurtdışından gelen turistler vaka sayılarını nasıl etkiler?

Yaz mevsiminin gelmesiyle beraber, tatil beldelerine gitmek isteyen kişi sayısı oldukça arttı.

Sağlık sıkıntılarıyla ve kısıtlamalarla geçen kritik bir dönemden normalleşmeye geçilmesiyle birlikte, yaylalara, kamplara, tatil köylerine ve sahillere giderek bu stresli dönemin yükünü omuzlarından atmak isteyen çok kişi var. Fakat pandemi tamamen bitmemişken ve vaka sayıları halen ciddi noktalardayken, kalabalık sahillerde tatil yapma düşüncesi kulağa oldukça riskli geliyor.

Katılımcılarımıza, “Turizm sezonunun canlanması vaka sayılarını nasıl değiştirir?” sorusunu yönelttiğimizde, %79’luk büyük bir kesim vaka sayılarının artacağını düşündüğünü belirtti. %12 oranında kişi ise değişen bir şey olmayacağını düşünüyor.

Turistlerin test yaptırma zorunluluğu olmalı mı?

Türk vatandaşı olanlara tedbir amaçlı tam kapanma getirilmişken yabancı turistlere turistik faaliyetler çerçevesinde sokağa çıkma ve tatil yapma ayrıcalığı tanınmıştı3. Geçtiğimiz dönemlerde, vaka sayıları yüksek olan birçok ülke dışarıdan gelen kişilere test yaptırma zorunluluğu uygulamıştı. Sağlık bakanlığı, vaka sayıları hala ciddiyetini korurken, 1 Haziran 2021’den itibaren 12 ülke hariç diğer ülkelerden gelen yabancı turistlerden, Türkiye’ye girişlerinden en az 14 gün önce en az 1 doz aşı yaptırdıklarına veya hastalığı son 6 ay içinde geçirdiklerine dair belgeleri olduğu sürece, PCR testi raporu istenmeyeceğini açıkladı4

Katılımcılarımıza, turistlerin ülkemize gelirken test yaptırma zorunluluğu olmaması hakkında ne düşündüklerini sorduğumuzda, her 5 kişiden 4’ü kesinlikle test yaptırılmalı diyor. Yaklaşık her 7 kişiden 1’i ise sadece vaka sayılarının Türkiye’den daha fazla olduğu ülkeler için test zorunluluğu olmasının yeterli olduğunu savunuyor.

Turistlerin ülkemize girerken test yaptırma zorunluluğu olmalı mı?Oran
Kesinlikle test yaptırılmalı%82
Vaka sayılarının Türkiye’den daha fazla olduğu ülkeler için test zorunluluğu yeterli%14
Fikrim yok%2
Test yaptırmaya gerek yok%2

Normalleşme sürecinde sokağa çıkma yasağı!

Günümüze kadar vaka sayılarındaki artış ve azalmalar, virüsün kontrol altına alındığının düşünülmesinden sonra ikinci dalganın gelmesi gibi faktörler, hepimizi koronavirüsün etkisini ne zaman kaybedeceğini merakla beklemeye itiyor.

Peki alınan önlemlerden biri olan sokağa çıkma yasağı, normalleşme sürecinde de devam etmeli mi? Sokağa çıkma yasağının tamamen kaldırılması vaka sayısını etkiler mi?

Bu soruda evet veya hayır cevabı veren kişi oranlarının birbirinden çok da uzak olmadığını görüyoruz. Yurtdışından gelen turiste ve bu kişilere ayrıcalıklı olarak uygulanan kurallara tepkili olan veya normalleşmenin vakaları arttıracağını düşünen kişilerden bazılarının, sokağa çıkma yasağına sıcak bakmadığı görülüyor. Kapanmaların ve uzun süreli kısıtlamaların herkesi bir şekilde yormuş olduğu bu sonuçtan da açıkça görülüyor.

 

%52 oranında kişi, normalleşme sürecinde sokağa çıkma yasağını doğru buluyor. %44’lük bir oranda ise yasağın olmaması savunuluyor.

 

Normalleşme sürecinde vaka sayısı artar mı?

17 günlük tam kapanmanın ardından herkesin merakla beklediği yeni uygulamalara geçildi. Ancak, Türkiye nüfusunun yaklaşık olarak %31’i tek doz, %17’si ise 2 doz aşılarını olmuş iken5, alınan yeni kararlar vaka oranlarında bir artışa sebep olur mu?

Katılımcıların çoğu yasaklardan bunalmış olmasına rağmen, normalleşme sürecinde vaka sayılarının artacağına hem fikir. Bu da gösteriyor ki vatandaş pandeminin kontrol altında olacağını düşünmüyor.


Herkes Covid-19 aşısı olmak istiyor mu?

Alman aşısı BioNTech ve Çin aşısı Sinovac’ın Türkiye’ye gelmesiyle beraber, aşı sırası gelen vatandaşlar iki aşı arasından bir seçim yapabilmektedir.

Aşının, normalleşme sürecinde ve pandemi dönemini atlatmamızda en büyük rollerden birini oynadığını hepimiz biliyoruz.

Peki bu süreçte herkes aşı olmaya sıcak bakıyor mu?

Aşı olmaya sıcak bakmayan kişilerin endişeleri neler?

Katılımcıların yaklaşık yarısı Kovid-19 aşısını olmayı düşünüyor. Yaklaşık olarak her 4 kişiden 1’i ise aşı olmak konusunda kararsız. Ayrıca, %12’lik oranda kişi ise aşı olmayı düşünmüyor.

Referanslar:
1- https://www.who.int/emergencies/diseases/novel-coronavirus-2019
2- https://covid19.saglik.gov.tr
3- https://www.icisleri.gov.tr/81-il-valiligine-tam-kapanma-tedbirleri-genelgesi-gonderildi
4- https://www.hssgm.gov.tr/Covid19Tedbirleri
5- https://covid19asi.saglik.gov.tr/