Yeşilay, Uluslararası Bağımlılık Kongresinde 14 ülkeden 40 konuşmacıyla pandemide bağımlılık konusunu gündeme taşıdı. Pandemi ile birlikte bağımlılıkların nasıl değiştiğine odaklanmak gelecekteki riskleri azaltacak.
95 ülkede Ülke Yeşilayları ile bağımlılıklarla mücadelesini sürdüren Yeşilay, aralarında UNODC, Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrolü ve Suç Önleme Birimi, Harvard Üniversitesi, Stanford Üniversitesi, Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley gibi kurumlardan isimlerin de bulunduğu 14 ülkeden 40 bilim insanının katılımıyla Uluslararası Bağımlılık Kongresini düzenledi. Pandemi dönemi ve sonrasında bağımlılıklarla mücadelede ortaya çıkan küresel gelişmeler ve yeni çözüm yollarının ele alındığı kongrenin açılış konuşmasını yapan Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk bağımlılığın tüm dünyanın en önemli sosyal ve sağlık sorunlarından biri olduğunu vurguladı. Yeşilay’ın 101 yıldır bağımlılıklarla mücadele ettiğini belirten Öztürk, “Bağımlılık tüm insanlığı ilgilendiren küresel bir sorundur. Bu nedenle mücadelemizi ortak dille, ortak akılla ve ortak ruhla gerçekleştirmek zorundayız” dedi.
Yeşilay, 14 ülkeden akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin ve uzmanların katılımıyla Uluslararası Bağımlılık Kongresi’ni düzenledi. Çevrim içi olarak gerçekleşen kongrede pandemi dönemi ve sonrasında bağımlılıklarla mücadelede ortaya çıkan küresel gelişmeler ve yeni çözüm yolları konuşuldu. Bağımlılıklarla mücadelede güncel uygulama ve araştırma pratikleri ile önleme, müdahale ve savunuculuk faaliyetleri; yeni risk ve tehlikeler; yeni bakış açıları ve tecrübeler, çıkarılan dersler ile yenilikçi politika, aksiyon planı ve müdahale programı önerileri kongrenin dört ana teması olarak ele alındı. 2 gün süren kongreyi 4 binden fazla katılımcı takip etti.
Kongrenin açılış konuşmasına Yeşilay’ın 101 yıllık tarihiyle bağımlılıklarla mücadele alanında dünyanın en köklü sivil toplum kuruluşlarından biri olduğunu vurgulayarak başlayan Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk şunları ifade etti:
“Bu 101 yılda elde ettiğimiz birikimi bilimsel temelli yaklaşımlarla geliştirerek Dünya Sağlık Örgütünün kabul ettiği 5 ayrı bağımlılık alanında savunuculuk, önleme, tedavi ve müdahale çalışmaları yapan tek sivil toplum kuruluşuyuz. Bağımlılık eskiden beri bilinen bir kavram olsa da sosyal ve tıbbi anlamda tehlike olarak adlandırılması son 20-30 yıldır gündeme gelen bir konu. Bağımlılıkların dünyanın en büyük sağlık ve sosyal problemlerinden biri olan pandemi ile birlikte nasıl değiştiği, risklerin nasıl çeşitlendiği ise özellikle incelenmesi gereken bir alan. Bir buçuk yıl boyunca insanlar evlerinde kaldı ve hayattan uzaklaştı. Örneğin, pandemi döneminde okulların kapanması ve sosyal izolasyonla birlikte çocuklarda ve gençlerde ekran kullanımının çok arttığını gördük. Benzer şekilde son dönemlerde gündeme gelen oyun ve oyunla ilgili bağımlılıkların bundan sonraki süreçte nasıl arttığını, çeşitlendiğini ve evrildiğini merak ediyoruz. Bu kongrenin de bu alanlara odaklanarak gelecekteki riskleri azaltması açısından son derece önemli olduğunu düşünüyoruz.”
“Bağımlılık tüm dünyada toplumun temel taşlarını zedeleyecek bir sorun”
Bağımlılığın tüm dünyanın en önemli sosyal ve sağlık sorunlarından biri olduğunu belirten Öztürk, “Bağımlılık, toplumun temel taşlarını oynatacak, çocuk ve gençlerin hayatını derinden etkileyebilecek bir sorun. Bu nedenle Yeşilay olarak dünyadaki pek çok sivil toplum kuruluşu ile iş birliği ve ortak çalışma içindeyiz. 95 ülkede Ülke Yeşilayları ile faaliyet gösteren dünyanın en güçlü ve yaygın sivil toplum kuruluşlarından biri konumundayız. 101 yıl önce kurulmuş, 101 yıl önce geleceğin en büyük sorunlarından biri olacak bağımlılıkları öngörmüş bir topluluğun üyeleri olarak biz de gelecek nesilleri korumak için elimizden geleni yapmak zorundayız. Bunu yaparken iki kriterimiz var: Birincisi çalışmaların kanıta dayalı olması ve bilim insanlarıyla yürütülmesi; ikincisi de asla pes etmemek. Çünkü bağımlılık çemberinden kurtardığımız her kişi bizim için çok değerli” ifadelerini kullandı.
“Mücadelemizi ortak dille, ortak akılla ve ortak ruhla gerçekleştirmek zorundayız”
Yeşilay’ın sadece Türkiye’de değil, dünyada da bağımlılıklarla mücadele alanında öncü bir rol oynadığını belirten Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyanın en büyük önleme çalışması diyebileceğimiz Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM) ülkemizdeki tüm okullarda düzenli olarak uygulanan ve her yıl yaklaşık 10 milyon öğrenciye ulaştığımız bilimsel temelli bir önleme programı. Bu programla öğrenciye ve veliye ulaşarak Yeşilay’ın kuruluş amacı olan önleme faaliyetlerini hayata geçiriyoruz. Yeşilay olarak bağımlılıklarla mücadelede en temel konunun önleme faaliyeti olduğunu düşünüyoruz; çünkü sorun oluştuktan sonra müdahale etmek her açıdan daha zor. Okulda Bağımlılığa Müdahale Programı (OBM) ile de özellikle okullarda gençlerin bir bağımlılık çeşidiyle karşılaştıklarında oradan nasıl uzak kalacaklarına dair bir erken dönem müdahale çalışması yürütüyoruz. Çalışmalarımız dünyada diğer ülkelerde de uygulanabilir ve model alınabilir çalışmalar ve Yeşilay olarak tüm dünyada savunuculuğun başrolündeyiz. Bunun nedeni çalıştığımız alanın kişilerin din, dil, ırk ve etnik kökeninden bağımsız; ortak çaba ile çözüm üretilmesi gereken bir sorun olması. Bağımlılık her ülkenin, kültürün, inancın sorunudur. Bu nedenle mücadelemizi ortak dille, ortak akılla ve ortak ruhla gerçekleştirmek zorundayız.”
YEDAM ile ücretsiz ve ulaşılabilir hizmet
Yeşilay müdahale ve tedavi alanına katkı sağlamak amacıyla 2015 yılında Yeşilay Danışmanlık Merkezi’ni (YEDAM) kurdu. YEDAM ile bir sistem oluşturmaya çalıştıklarını ve 2-3 yıllık bir çalışma yaptıklarını belirten Öztürk, “Bugün ülkemizde ücretsiz, kolay ulaşılabilir ve insanlara 5 ayrı bağımlılık alanında psikososyal destek veren 104 merkezimiz bulunuyor. Bu merkezlerle bağımlılık konusunda bilgi almak isteyen, çocuklarına nasıl davranacağını öğrenmek isteyen, bağımlılıkla ilgili benim elimden tutun diyen herkese destek veriyoruz. İnsanımızın en önemli isteklerinden biri ulaşılabilir olmak. Bu kapsamda YEDAM’larımızla ülkemizde 81 ilde ve KKTC’de hizmet veriyoruz” dedi.
Pandemi ve bağımlılık ilişkisi her yönüyle ele alındı
Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, İngiltere, İskoçya, İsviçre, Fransa, Almanya, Avusturya, Yeni Zelanda, Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya ve Malta gibi dünyanın farklı ülkelerinden uzmanların katıldığı program iki gün boyunca devam etti.
Kongrenin ilk günü, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) Uyuşturucu Madde Araştırma Biriminden Epidemiyolog Kamran Niaz “Uyuşturucu madde kullanımını ve sağlık üzerindeki sonuçlarını ölçmede karşılaşılan güçlükler” ve UNODC Uyuşturucu Madde Önleme ve Sağlık Birimi’nden Önleme, Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü Program Sorumlusu Wataru Kashino “Uyuşturucu madde kullanım bozukluklarını tedaviye yönelik uluslararası standartlar” başlıklı konuşmalarını yaptı. Uluslararası Bağımlılık Tıbbı Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Alexander Mario Baldacchino “Bağımlılık tıbbı alanındaki uluslararası toplulukları dijital bir platform nasıl destekleyebilir? Uluslararası Bağımlılık Tıbbı Derneği perspektifi”, Dünya Sağlık Örgütü Madde Kullanımını Önleme ve Madde Kullanım Bozukluklarının Tedavisi İş Birliği Merkezi Direktörü Hamad Al Ghaferi “COVID-19’un Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki uyuşturucu madde kullanımına etkisi” konularını ele aldı. Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrol Çerçeve Sözleşmesi Sekreterliği Başkanı Adriana Maria Blanco Marquizo “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Tütün Kontrol Çerçeve Sözleşmesi’nden çıkarılan dersler”i, DSÖ Tütünsüzlük İnisiyatifi Birimi Sağlığı Geliştirme Departmanı Proje Sorumlusu Hebe Gouda “2021’de küresel tütün kontrolü: Gelişmeler ve güncel zorluklar”ı ve DSÖ Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Önlenmesi Avrupa Ofisi Tütün Kontrolü Teknik Sorumlusu Angela Ciobanu “2021’de DSÖ Avrupa Bölgesi’nde tütün kontrolü” başlıklı sunumlarını paylaştı. Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Hasan Volkan Kara “Pandemi sürecinde yeni nikotin ürünleri”ni, Ege Üniversitesinden Prof. Dr. lsabel Raika Durusoy Onmuş “Pandemi sürecinde tütünle mücadele”yi anlattı. Günün son konuşmasını Uluslararası Gençlik Kumar Problemleri ve Yüksek Riskli Davranışlar Merkezi Direktörü, Kanada McGill Üniversitesi’nden Prof. Jeffrey Derevensky “Gençlerin kumar sorunlarını yüksek-risk anlayışıyla kavramak: Önleme ve tedaviye yönelik çıkarımlar” başlığıyla yaptı.
Kongrenin ikinci günü T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü ve Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Taşdemir’in “Bağımlılıklarla mücadelede iletişim çalışmaları”, T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Ruh Sağlığı Dairesi Başkanı Esra Alataş’ın “Türkiye’de davranışsal bağımlılıklar alanında yürütülen çalışmalar” ve YEDAM Danışmanı Prof. Dr. Kültegin Ögel’in “Yeşilay Danışmanlık Merkezleri (YEDAM) Modeli ve bağımlılıklarla ilgili yürütülen çalışmalar” başlıklı sunumlarıyla başladı. ABD Stanford Üniversitesi Öğretim Üyesi ve California Üniversitesi Misafir Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elias Aboujaoude “Dijital platformlar: Bağımlılıktan tedaviye”, S:TEP Grubu Başkanı, Almanya Lübeck Üniversitesinden Doç. Dr. Hans-Jürgen Rumpf “İnternet kullanım bozukluklarında erken müdahaleler”, Uluslararası Oyun Oynama Araştırmaları Merkezi Direktörü Prof. Dr. Mark Griffiths “Kumar araştırmalarında büyük veri kullanımı: Kumar takip verileri, çevrim içi problemli kumar oynama konusunda bize neler söyleyebilir?”, Kumar ve Bağımlılık Araştırmaları Merkezi Direktörü Doç. Dr. Maria Bellringer “Kumar risk düzeyi geçişleri ile sağlık ve yaşam tarzı davranışlarındaki değişiklikler üzerine boylamsal bir çalışma”, Ulusal Uyuşturucuyla Mücadele Birliği Gençliği Yönlendirme Başkanı Valeria Polyakova “Yeni risk ve tehlikeler: Bağımlılıklarla ilgili önleme, müdahale ve tanıtım faaliyetleri”, Uluslararası Madde Kullanımını Önleme ve Tedavi Uzmanları Derneği Direktör Yardımcısı Livia Edegger “Uyuşturucu madde kullanımını önleme, tedavi ve iyileştirme alanındaki destekleyici iş gücünün profesyonelleştirilmesi”, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrolü ve Suç Önleme Birimi Yardımcı Program Sorumlusu Sanita Suhartono “Uyuşturucu madde kullanım bozukluklarından etkilenen ergenler için yürütülen aile terapisi çalışmalarının bileşenleri”ni ele alırken, Massachusetts Genel Hastanesi Bağımlılık Araştırmaları Enstitüsü Direktörü, Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. John Kelly “Bağımlılık tedavisinde yeni bir yaklaşım”ı ve Güney Carolina Klinik ve Translasyonel Tıp Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Kathleen Brady “Uyuşturucu madde kullanım bozukluklarında cinsiyet farklılıkları”nı anlattı. Malta Üniversitesi Öğretim Üyesi, National Agency for Addictions Klinik Yöneticisi Anna Maria Vella “Kadınlarda uyuşturucu madde bağımlılığı”nı ele alarak devam etti. Son olarak Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman ile Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Muhsine Göksu “Ergenlik dönemindeki kız çocuklarının sosyal medyaya ilişkin tutumlarında siber zorbalık” konusunun üzerinde durdu.
Kongrede ayrıca lise öğrencisi genç araştırmacıların teknoloji bağımlılığı alanındaki sunumlarına yer aldı. Gems Dubai American Academy 10. sınıf öğrencisi Sara Kalyoncu’nun “Lise Öğrencilerinde Nomofobi Yaygınlığı ve Duygu Düzenleme”, İstanbul Erkek Lisesi 11. Sınıf Öğrencisi Muhammed Emin Özdemir’in “Lise Öğrencilerinde Sosyal Medya Kullanımı ve Sosyal Medya Haberlerine Güven”, İstanbul Üsküdar Lisesi 10. sınıf öğrencisi Irmak Çağlayan’ın “Lise Öğrencilerinde Sosyal Medya Bağımlılığı ve Çocukluk Çağı Narsisizmi”, İstanbul Üsküdar Lisesi 11. sınıf öğrencisi Adanil Güzel’in “Lise Öğrencilerinde Sosyal Medya Bağımlılığı ve Aile Aidiyeti” ve Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Büşra Dilsizoğlu’nun “Lise Öğrencilerinde İnternet Kullanımı ve Siber Mağduriyet” başlıklı konuşmacıyla katıldığı oturumlara Nevzat Ayaz Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi İrem Gündüz başkanlık etti.
Yeşilay Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Esra Albayrak’ın kapanış konuşmalarını gerçekleştirdiği oturuma
Yeşilay Genel Başkan Vekili Dr. Mehmet Dinç başkanlık etti. Kongrenin genel bir değerlendirmesini yapan Dr. Albayrak “Bundan yaklaşık 101 yıl önce, 5 Mart 1920’de Dr. Mazhar Osman ve arkadaşları tarafından kurulan Yeşilay, insanın ruh ve beden sağlığını etkileyen alkol ve uyuşturucu madde gibi bağımlılıklarla başladığı mücadeleye bugün tütünden kumara, oyun oynama bozukluğundan internet kullanım bozukluklarına kadar birçok farklı alanda var gücüyle devam etmektedir. Dünden bu yana süregelen, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avusturya, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere, Fransa, İskoçya, İsviçre, Kanada, Malta, Rusya ve Yeni Zelanda’da dahil 14 ülkeden 40 değerli konuşmacı ağırlayan Uluslararası Bağımlılık Kongresi de bu çok yönlü mücadelenin müşahhas ve dikkate değer bir örneğidir. Yeşilay olarak bağımlılıklar ve bağımlılıklarla mücadele alanındaki bu ortak akıl yolculuğuna ev sahipliği etmek bizim için büyük bir onur” diyerek kongre oturumlarında ele alınan konular bağlamında Yeşilay’ın yürütmekte olduğu faaliyetlerin bir değerlendirmesini sundu. Ayrıca “COVID-19 pandemisiyle birlikte insanın dünyayla ve hayatla temas ettiği her alanda olduğu gibi davranışsal ve kimyasal bağımlılıklar alanlarında da birçok dikkat çekici gelişme yaşandığına” işaret etti. “Bağımlılıklar ve bağımlılıklarla mücadele alanında verilen çabaların küresel bir boyutta dayanışma içinde devam etmesinin önemine ve gereğine” değindi.
Yeşilay Hakkında
1920 yılında faaliyete başlayan Yeşilay, insan onurunu ve saygınlığını temel alan, toplumu ve gençliği ayrım gözetmeden zararlı alışkanlıklardan korumak için çalışan, milli ve ahlaki değerleri gözeterek bağımlılıklarla mücadele eden; ulusal ve uluslararası düzeyde önleyici ve rehabilite edici halk sağlığı ve savunuculuk çalışmaları yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Alkol bağımlılığıyla mücadele hedefiyle kurulmuş; kuruluşundan günümüze bağımlılık türleri arttıkça Yeşilay’ın tüzüğüne yeni çalışma alanları eklenmiştir. Alkolden sonra tütün, madde, kumar ve internet bağımlılığı mücadele alanlarına dâhil olmuştur.
Türkiye genelinde 120 Yeşilay şubesi, dünya genelinde 95 Ülke Yeşilayı bulunmaktadır. 2015 yılında YEDAM (Yeşilay Danışmanlık Merkezi) kurulmuştur. 115 Danışma Hattı ile çağrı merkezi hizmeti vermeye başlayan Yeşilay Danışmanlık Merkezi, şu an Türkiye genelinde ve KKTC’de aktif olarak 104 Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) ile bağımlılık alanında profesyonel psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşan kadrosu ile psikolojik ve sosyal hizmet desteği sağlamaktadır.
Toplumu bağımlılıklardan korumak ve bilinçlendirmek için yaptığı çalışmalarından dolayı Yeşilay, 1934 yılından bu yana “Kamuya Yararlı Cemiyetler” arasında yer almaktadır. BM Ekonomik Sosyal Konsey (ECOSOC) Özel Danışmanlık Statüsüne ve Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) “Türkiye Mükemmellik Ödülü’ne” sahiptir.