Ana Sayfa Manşet Pandemi’de kurum Kültürü ve Etik Değerler…..

Pandemi’de kurum Kültürü ve Etik Değerler…..

Ali Rıza Değer

Merhaba Sevgili Dostlarım.

Geçtiğimiz yıl Covid-19 nedeniyle çok sıkıntılı bir dönem yaşadığımız iş dünyamızda, özellikle etik kurallara özen gösteren ve ekip çalışmalarına önem veren… Ve de kurumsal bir kültüre sahip şirketlerin, bu zor dönemi biraz daha rahat bir şekilde geçirdiğini hep birlikte izledik.

İçinde bulunduğumuz 2021 yılında da bunun böyle olacağı, çok büyük bir ihtimal!..

Hatırlayacağı üzere, 2020 yılında, uluslararası ticari satınalma olarak bir işbirliği gerçekleşti.

2010 da CEO su Sidar ŞAHİN tarafından kurulan ulusal dijital oyun şirketi PEAK, Haziran 2020 de bilgisayar oyunlarında uluslararası bir dünya devi olan ZYNGA tarafından 1.800.000.000 $ a satın alındı. Son birkaç yıldır PEAK ile “Departmanlar Halinde Ortaklıklar Yapan” ZYNGA nın Genel Oyun Direktörü Bernard KIM in “Çok hızlı gelişen bu olağanüstü birleşmeye, 2 şirketin ekipleri arasındaki amaç birliğine yönelik, çok güzel bir kültür uyumunun oluşması, neden oldu.” Şeklindeki açıklaması… Etik değerlere, özenli bir yaklaşımı içeriyordu!

Etik, yöresel örf ve adetlere saygı duyarak; doğru ile yanlışı, haklı ile haksızı, iyi ile kötüyü, adil ile adil olmayanı ayırt etmek + doğru ve haklı olduğumuz şekilde, gerekenleri yapmaktır. Yani, kısaca; iş dünyasındaki davranışlara rehberlik eden, ilkeler ve değerler bütünüdür!..

Kurumlar ve şirketler; farklı olmak, değişmek, yaşamlarına daha önce sahip olamadıkları yeni değerler katmak, planladıkları başarıları ve mutlulukları yaşayarak, tüm amaç ve hedeflerine ulaşmak isterler. Bunun içinde atmaları gereken en önemli adımın, kurum kültürü oluşturmak olduğunu, zaten çok iyi bilirler.

Yani İçinde bulunduğumuz dönemde, uzaktan çalışma/yönetim ve online teknoloji şartlarında da, kurum kültürüne sadık kalmak ve mümkünse durumdan vazife çıkarmamak gerekiyor. J

Sizlerinde çok iyi bildiği gibi Kurum Kültürü, kısaca o kuruma özgü olan; inanç, alışkanlıklar ve davranışların bütününü ifade etmekte!

Etik kurallar çerçevesinde kurum kültürü oluşturmanın amacı ise; şirketlerdeki tüm yönetim kadrolarının + çalışanlar ile paydaşların, görev ve sorumluluklarını yerine getirirken uymaları gereken, ahlaki değerleri ve standartları, açık bir şekilde ortaya koymaktır. Bunun içinde;

*) Literatür olarak kabul edilmiş, etik kurallara uymak…

*) İnsanların; örf, adet ve geleneklerine saygı duymak…

*) İş + sosyal + özel, ilişkilerde; dil + din + ırk, ayırımı gözetmemek…

*) Çalışanlara, her zaman en iyi çalışma ortamlarını sağlamak…

*) Çalışma standartları çerçevesinde, ayırımcılık yapmamak…

*) İçeriden veya dışarıdan, mobbing’e izin vermemek…

*) İyi bir çatışma yönetimiyle, dedikoduları engellemek…

*) Paydaşlara ve çalışanlara karşı, daima adil ve dürüst davranmak…

*) Topluma ve çevreye karşı, her zaman sorumluluk duymak…

*) Cinsiyet ayırımcılığına, kesinlikle göz yummamak…

*) İtibar yönetimini desteklemek ve duyarlı olmak…

*) Sınır ve kısıtlamalar olmaksızın, doğru bilgi ve teknolojiyi paylaşmak…

*) Zorunlu haller dışında – kişilerin özel bilgilerini, kimseyle paylaşmamak…

*) Çözüm ortaklarına ve partnerlere karşı, açık ve net yaklaşmak…

*) Rakiplere karşı, sorumluluk bilinciyle hareket etmek…

*) Hile denetimi ve yolsuzlukla mücadeleye, her zaman önem vermek…

*) Değer/Kazanç oranlarını arttırmak ve ekonomik katma değer yaratmak…

*) Ürün veya hizmet kalitesinde, kurumsal sosyal sorumluluktan ödün vermemek…

Şeklindeki bu başlıklar (Ki; sektörlere göre azaltılabilir veya arttırılabilir), özellikle işveren ve üst yönetim tarafından netleştirilecek “Kurum Kültürü” için, etik değerlerin ana temalarıdır!

Ancak, kurum kültürü; sadece işverenler veya üst yönetim tarafından değil, tüm çalışanların katkıları ile oluşturulursa bir anlam taşır + sahip çıkılır ve sürdürülebilir olur.

Tabii; içinde bulunduğumuz zaman diliminde, birçok sağlık sorunlarıyla birlikte, ekonomik ve sosyal problemlere de – Toplum olarak çözüm ararken, şirketlerimizin en büyük dertlerinin bunlar olmadığını da, hepimiz biliyoruz.

Benim, bu yazı ile kastetmek istediğim konu; inşallah yakın bir gelecekte, tekrar eski normale döndüğümüzde, sektörünüzde saygın ve sağlam bir kurum kültürüne sahip “İşveren Markası” olarak, yerinizi almanız… Ve de bunun en önemli unsurunun “Çalışan Memnunyet” olduğunu unutmamanız!..

Özet olarak tamamen, çalışanlarınızın memnuniyetine dayalı işveren markası olmanız içinde;

*) Normal ve problemli dönemlere göre, iş planiarınızı oluşturmak…

*) Uzaktan çalışmada dâhil, organizasyon şemasını ve görev tanımlarını netleştirmek…

*) Çalışanlarınızın; düşüncelerine, önerilerine değer vermek ve onları dinlemek…

*) Özel yaşamlarına ve kararlarına saygı duymak…

*) Katılımcı olmaları için, güvencelerini sağlamak…

*) Sorumluluk vererek, kararlara dâhil olmalarını desteklemek…

*) İnisiyatif kullanmalarını ve başarılarını takdir etmek…

*) Durumsal yetkiler vererek, özerklik imkânları tanımak…

*) Mesleki ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak…

*) Başarılarını adil bir şekilde ve orantılı olarak ödüllendirmek…

*) Belirli kurallar çerçevesinde, sosyal faaliyetlerine izin vermek…

*) Kişisel ve grupsal motivasyonlarına özen göstermek…

*) Kariyer fırsatlarını ve yeni statü kazanmalarını teşvik etmek…

*) Adalet duygularını ve sisteme olan güvenlerini, asla sarsmamak…

*) Çalışma arkadaşları arasında gelişen özel ve sosyal dayanışmayı desteklemek!..

Netice de başarılı bir yönetim, Chrysler Yöneticilerinden Mr. Lee Iacocca’nın güzel tanımıyla; bir organizasyonda, kişiler ve departmanlar arasında koordinasyonu sağlamak ve de insanları motive etmektir!..

Motivasyonu güçlü bir ekibin de, genellikle başarılı işler yapacağını zaten hepimiz biliyoruz!

Sn. Aynur Feneryolu’nun değindiği gibi, her şey bir yana, sonuçta; ticaret de sürdürülebilirlik, satış ve kârla doğru orantılıdır. Tüm iş dünyamıza bol satışlı günler diliyorum.

Bu arada, özellikle son yıllarda pandemiden de öte, iş dünyamızda geçirdiğimiz sıkıntılı günler de “kurumsallaşma ve aile şirketleri” konularında yaptığımız çalışmalara destek veren değerli dostlarım; Sn. Cenan Torunoğlu + Sn. Doruk Uzuner + Sn. Yağız Alp + Sn. Coşkun Vural Berber + Sn. Nurettin Yakup Büyüktürkoğlu + Sn. Cavidan Boytorun + Sn. İbrahim Hasan Mumhane + Sn. Azize Yahya + Sn. Zülfü Panayot + Sn. Kazım Koç + Sn. Mehmet Tunga + Sn. A. Mehmet ve Ahmet Hasmer’e, yazımın bu son bölümünde, birkez daha teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Daha mutlu bir gelecek için, 2021 in, 2020 yi aratmayacak bir yıl olması dileğiyle…

Sevgiyle Kalın

Ali Rıza DEĞER

iletişim
[email protected]