Hep; “Gelişen, büyüyen, hiç yaşanmadığı kadar hızla yenilenen, öngörülemeyecek boyutta bir digital dünyaya yol alıyoruz” diyorduk ki…
İnsanlar arasında, çeşitli ürünlerin, düşüncenin, bilginin yayıldığı kadar, hastalıklara neden olan mikropların, virüslerin de aynı hatta daha büyük bir hızla yayılabileceğini ve sonuçlarının da çok ağır olacağını hep birlikte gördük… yaşıyoruz…
Tarih bir kez daha “Her işin başı sağlık” atasözünü doğruladı ve bizlere insanlık adına, insan sağlığı adına bir görev yükledi. Biz Eczacılar ettiğimiz yemin ve etik meslek anlayışımıza bağlı 1. Basamak Sağlık Hizmet sunucuları olarak sağlık alanında görev alan her bir kurum, kuruluş ve bireyle omuz omuza, tüm dünya toplumunu ailemiz kabul ederek çalışmaya, sağlık hizmetimizi her durum ve şartta sürdürmeye devam ediyoruz.
Bu anlamda görevleri başında özveriyle, her türlü riski alarak çalışan tüm sağlık çalışanlarını kutluyor, hayatlarını kaybedenlerimizi saygıyla minnetle anıyoruz.
Artık “Değişen Koşullardaki Yaşam” anlayışı çok farklı olacak. Psikolojik sosyal ve ekonomik yönde yaşanacak bu farklılıklara önce kendimizi adapte edeceğiz, sonra da sorumlu olduğumuz topluma yardımcı olmaya çalışacağız.
Eczacılığın, Eczanelerin, tüm sağlık sektörünün ve halkın sağlıklı geleceği için sektörle dayanışma içinde kalarak geleceğe yön verebilecek eğitimsel, sosyal ve ekonomik projeler üretebilmeyi hedefleyen bir misyonla kurduğumuz PGED olarak; Her iki yılda bir gerçekleştirdiğimiz “Geleceğin E Hali” kongremizi bu yıl; “Bilimin E Hali” başlığıyla yapmayı planlamıştık.
Ancak bütün dünyayı, yaşamımızı etkileyen pandemi süreci nedeni ile bu organizasyonumuzu 2021 Ekim ayına ertelemiş bulunuyoruz.
Halkın Sağlığını önceliği haline getirmiş, 1. Basamak Sağlık Hizmet Sunucusu konumundaki tüm Eczacılarımızın Danışman kimliklerini, Mesleki gelişmelerini sağlayan eğitimlerden uzak kalmamaları gerektiği bilinci ile ve sürecin gerektirdiği biçimde ve Pandeminin E Hali başlığı ile bir online sempozyum yapmayı planladık.
18-21 Kasım tarihlerinde çok değerli Hocalarımızın ve Sunucuların katkı ve katılımlarıyla sağlık alanında ve Eczacılıkta güncel gelişmeleri ele almaktayız.
Ecz. R. Armağan ENER
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği (PGED)
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneğimiz; eczacılığın, eczacıların, eczanelerin gelişimine hizmet eden, mesleki dayanışmaya önem veren, sektörün tüm paydaşları ile dayanışma içinde geleceğe yön verebilecek sosyal, kültürel, eğitimsel ve ekonomik projeler üretmeyi hedefleyen bir misyon ile kuruluştur.
Eczanelerimiz halkımızın en kolay ulaştığı 1. Basamak sağlık kuruluşudur. Bizler toplum sağlığına hizmeti amaç edinmiş bir mesleğe sahip olmanın sorumluluğu ve bilinci ile hastalarımıza ve danışanlarımıza, aldığımız akademik eğitim ve mesleki donanımızla hizmet vermekteyiz. Eczacılık sürekli gelişen ve yeniliklerle güncellenen bir meslektir. Bu bilinçle, sektörün öncüleri, üniversitelerimiz ve akademisyenlerimizin desteği ve sürekli mesleki eğitimlerle gelişimi amaçlıyoruz.
Tüm dünyayı etkileyen PANDEMİ, eczanelerimizde zorlu çalışma şartlarını beraberinde getirmiştir. Eczanelerimiz bu zorlu günlerde mesleki gelişimleri yakından ve hızlı takip etmek, eczacılarımız mesleki donanımını arttırmak ve güncellemek durumundadır.
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği olarak 2 yılda bir sektörün tüm bileşenleri ile yaptığımız Geleceğin E-Hali En Büyük Eczacılık Buluşmaları’nın ilki 2012 yılında 4500 katılımcı, 2016 yılında 6000 katılımcı ve 2018 yılında 8000 katılımcı ile gerçekleşmiştir. Bu yıl yapılması planlanan “Bilimin E Hali En Büyük Eczacılık Buluşması”, içinde bulunduğumuz pandemi şartları nedeni ile 14-16 Ekim 2021 tarihine ertelenmiştir.
Ancak neredeyse her gün güncellenen eczacılık ve tıp dünyasındaki yeniliklerin takibi bizler için zorunludur ve mesleki donanımımızın güncellenmesi şarttır. Bu sebeple sürekli değişen ve gelişen dünyamızda Pandemi şartlarına uygun olarak “PANDEMİNİN E HALİ ECZACILIKTA GÜNCEL GELİŞMELER” adı altında En Büyük Eczacılık Buluşmasını dijital ortamda online olarak yapmaya karar vermiş bulunuyoruz. 18-19-20-21 Kasım 2020 tarihlerinde, 4 gün boyunca online olarak gerçekleşmekte olan Pandeminin E Hali Eczacılıkta Güncel Gelişmeler bilimsel programında 38 oturum yer almaktadır. Mesleğimiz için güncel gelişmeleri konuşacağımız, bilimsel oturumlarda çok değerli akademisyenlerimizle eğitimlerimize devam edeceğimiz bir programı sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.
“PANDEMİNİN E HALİ” KONU BAŞLIKLARI
Pandemi Döneminde Eczaneler ve TİTCK Uygulamaları
Korona’ dan Korunmak İçin Ne Kullanalım, Neler Doğru, Neler Yanlış?
Eczanede Ağrı Kesici İlaçlar
Osteoartritte Farklı Çareler (Glukozaminler, Kollajenler, Peptidler, Karışımlar, Kıkırdak Dostu Ürünler), Doğrular, Yanlışlar
Pandemide Eczacıyı Anlamak, Eczacının Ailesi ve Günlük Yaşamına Öneriler, Yeni Normalle Başetmenin İpuçları
Herkes Gergin; Eczanede Kaygı, Stres ve Depresyon Hastasına Yaklaşım, Depresyon Yönetimi
Erişkin Aşılama Çılgınlığı (Grip, Zatürre ve Korona Aşılarında Son Durum)
Pandemi Döneminde Çocuk Aşıları, Sık Sorulan Sorulara Cevaplar
Anti-aging’ de Yeni Teknolojiler
Viral Enfeksiyonlarda Göz Bulguları
Pandemi ile Değişen Ekonomi
Aklımıza Takılanlar, Aykırı Sorular (Pandemi Nasıl Gidiyor, Bizi Neler Bekliyor?)
Pandemi Sürecinde Astım Koah Hastalıkları ve Güncel Tedavi Yaklaşımları
Kozmetik Anti-aging Ürün Önerileri
Eczanede Ürtiker, Kontakt Dermatite Yaklaşım, Pratik İlaç Önerileri
Diyabet Tedavisinde Eczacı Neler Bilmeli, İlaçlara ve Destek Ürünlerine Pratik Bakış
Hipertansiyon İlaçları, Tansiyon İçin Eczacıya Sık Sorulanlar
Reflü Tedavisinde Eczacının Rolü
İBS İlaçları Doğrular Yanlışlar, Pratik Öneriler
Eczanede Probiyotik Önerileri
Yaramaz mı Hiperaktif mi?
Türkiye’nin önde gelen Tıp Uzmanlık derneklerinin değerli hocaları, sektörümüzün değerli temsilcileri ile yapılacak doyurucu bilimsel oturumlarla dolu organizasyonumuzun sektörün gelişimine katkı sağlamasını düşünüyor ve tüm eczacılık camiasının katılımını bekliyoruz.
Ecz. Şule Dilek YAĞCI TÜYSÜZ
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Genel Sekreteri
PANDEMİ NASIL GİDİYOR? BİZİ NELER BEKLİYOR?
CORONA’DAN KORUNMAK İÇİN NE KULLANALIM, NELER DOĞRU, NELER YANLIŞ?
Covid 19 pandemisinin ülkemizde 8. ayındayız. Yaz dönemi vaka sayısında bir miktar azalmasına karşın sonbaharla birlikte vaka ve hasta sayılarında belirgin artış yaşanıyor. Kuzey yarımküre ülkelerinde kışın etkisi ile hem Covid vakaları hem de Covid’le karışacak nezle, grip üst solunum yolu enfeksiyonu vakaları artacak. Şu aşamada İstanbul başta olmak üzere ciddi bir artış var. Tüm sağlık personeli özveri ile çalışıyor. Eczacılarımız da Covid sürecinde olağanüstü gayret içerisindeler.
Pandemi önümüzdeki günlerde ve özellikle kışın belirgin artacak. Okulların açılması, sosyal hayatın maalesef devam ediyor olması, iş yaşamının sorunları, insanlarımızın bir kısmının tedbirleri bırakmış olması vaka sayılarını arttırıyor. Hastanelerde yoğun bakım başta olmak üzere doluluk olanları artıyor. Maske, mesafe ve hijyen tedbirlerine uymak çok önemli. Son açıklanan kısıtlamalarla birlikte, önümüzdeki günlerde daha fazla da önlem alınması gerekebilir.
Aşı çalışmaları sürüyor, 2 aşıda faz3 çalışmaları erken sonuçları olumlu. Tüm sonuçları alınınca aşının 2021 başından itibaren yapılabilir olacağını düşünüyoruz. Tedavi konusunda remdesivir dışında olumlu sonuçlar şu aşamada yetersiz. Çok sayıda ilaç çalışması sürüyor. Antikoagulan ve antiagregan kan sulandırıcıların Covid tedavisinde yeri ön plana çıktı.
Maalesef grip aşısı yeterince yok. Bağışıklığın korunması bu kış daha da önemli olacak. Egzersiz, uyku, dengeli beslenme ve stresin azaltılması bağışıklık sisteminin en iyi dostları.
Corona’dan korunmak için herkes ek bir şeyler kullanmak istiyor. Bu ek destek ürünleri aslında daha çok grip, nezle ve benzeri üst solunum yolu enfeksiyonlarında çalışmaları olan ürünler. Çok sayıda ürün var. Çoğunun yeterince çalışması yok ve rutinde önerilmiyor. 2020 yazında NEJM ( en ünlü prestijli tıp dergilerden) tıp dergisi Corona tedavisinde kullanılan ilaçlardaki kısıtlılıklar ve kanıt düşüklüğü sebebi ile bu destek ürünlerinin de mutlaka incelenmesi ve çalışması gerekliliğini içeren bir yazı yayınladı. Destek ürünü çalışmaları arttı, ancak henüz Corona’dan şu kesin korur dediğimiz bir molekül yok.
Vitamin D düşük olan kişilerde Covid infeksiyonu daha sık ve daha ağır geçiyor. Bu sebeple vitamin D kullanımı, en azından idame dozda oldukça önemli ve yararlı.
Yüksek doz vitamin C ve Çinko konusunda çok fazla üst solunum yolu enfeksiyonu korunma verisi var. Covid hastalarında çinkonun rolü ile ilgili yayınlar var. Çinko ve vitamin C desteği akma covid korunması için yararlı olabilir. Bu konuda elimizde yeterince kanıt olmamakla birlikte üst solunum yolu enfeksiyonu çalışmaları, Covid hastalarında yapılmış küçük yayınlar kullanım yönünde bir seçenek olarak yer tutuyor. Covid ile yatan hastalarda da parenteral formu uygulanıyor.
Çinko covid’den korunmada etkinliği net gösterilmese de ÜSYE virüsünün çoğalmasını üst solunum yolu enfeksiyonlarında sağladığı gösterilmiş bir molekül Covid hastalarında yüksek doz çinko kullanımın etkili olabileceğine dair yayınlar var.
Curcumin (zerdeçal) Covid hastalığı için son günlerde yayınları çıkmaya başlayan destek ürünlerinden, ancak daha fazla çalışma ve yayına ihtiyaç var.
Karamürver ekstrelerinin üst solunum yolu infeksiyonları(ÜSYE) ile ilgili yayınları var. ÜSYE süresini kısaltıyor. Ancak Corona’da yayını yok.
Glutatyon kuvvetli bir antioksidan, enfeksiyonlarının önlenmesi ile ilgili yayınları var. Glutatyon özellikle hastalık sırasındaki sitokin fırtınasının önlenmesinde kullanılabilir şeklinde yayınlar var ama rutin öneride yok
Resveretrol enfeksiyonların önlenmesi ve tedavisinde çalışmaları olan bir başka molekül. Covid korunması ve tedavi amaçlı popüler olmuş ancak yayınları yetersiz.
Vitamin D etkili olması için yeterli miktarda magnezyum almak önemli. Yine magnezyum infeksiyonların önlenmesinde yayınları az da olsa önde gelen moleküllerden.
Beta glukan yine üst solunum yolu enfeksiyonları için sık kullanılan, ayrıca Covid sırasında gelişebilecek pıhtılaşma problemleri için az sayıda yayını olan bir başka molekül.
Omega 3 pnömoni gelişimin azaltılmasındaki ve akciğer ağır hasarı gelişen kişilerde etkisi olabileceğine dair kısıtlı yayınları olan ancak Corona için çalışmaları henüz yetersiz bir başka molekül.
Probiyotikler ve infeksiyon ilişkisi solunum yolu infeksiyonlarında yapılmış. Ancak Corona ile ilgili olumlu olabileceğine dair yayınlar var, yetersiz yayın. Probiyotiklerin Corona ile savaşta tedavilere eklenerek verilebileceğine dair kısıtlı yayınlar var. İnfeksiyonun şiddeti, önlenmesi ve sonrası komplikasyonlar için etkili olabilir ancak rutin öneri yok.
Henüz, Vitamin D ve kısmen Çinko dışında ön planda molekül yok. Hiç birisi mutlak öneri değil. Olası zararları önemli. Bu sebeple Hekim veya Eczacı önerisi ile kullanılabilir.
Prof. Dr. Mustafa CANKURTARAN
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı Başkanı
ECZANE DIŞI TAKVİYE ÜRÜN SATIŞI İNSAN SAĞLIĞINI
TEHDİT EDİYOR!
İlaç; insanlardaki hastalığı tedavi edici, önleyici özelliklere sahip olarak sunulan farmakolojik, immünolojik veya metabolik etki göstererek fizyolojik fonksiyonları düzeltmek, iyileştirmek, değiştirmek veya tıbbi teşhis amacıyla insanlarda kullanılan; insana uygulanan madde veya maddeler kombinasyonunu ifade eder.
En basit tanımla etki mekanizması ile hastalığı iyileştiren, semptomları azaltan veya hastalıktan koruyan doğal, yarı sentetik veya sentetik bileşimlerdir.
Gıda takviyesi dediğimiz ürünler de, aynı amaçla satılmak istenilen tablet, kapsül, ampul gibi farmasötik tüm formlar da ilaçtır.
Etkinlik ve yan etkileri nedeniyle, içinde etken madde içeren tüm ürünler halk sağlığını korumak için doktor önerisi veya eczacı danışmanlığında, Sağlık Bakanlığı onay ve denetiminde, 7/24 birinci basamak sağlık hizmetini büyük bir özveri ve güvenle veren, aldığı eğitimlerle bu alanlarda uzmanlaşan, meslek etiği içerisinde önce danışanını düşünen Eczacı danışmanlığında sadece Eczanelerde satılmalıdır.
Covid-19 pandemi süreci ve soğuk havaların başlaması ile birlikte bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyen kişiler, vitamin ve takviye edici gıdalara yoğun ilgi gösteriyor. Türkiye’de bazı e-ticaret siteleri ve marketler de vatandaşların bu taleplerini fırsatçılığa çevirerek insan sağlığını adeta ticarete döker hale getiriyorlar.
Eczanelerde ısı, nem gibi tüm saklanma koşulları dahil olmak üzere kayıtları itinayla tutulan, kontrollü bir şekilde gerektiğinde hastaya verilen bu ürünler; marketlerde adeta “fast-food” olarak tüketime sunulması ve pazarlanması insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.
İşleri sadece ‘satış’ olan; Hangi market?, Hangi internet satış sitesi?, Hangi doğrudan satış kanalı yan etkiden bahsedecektir?! Omega 3’ün aynı zamanda kanı sulandırdığını, kan sulandırıcılarla dikkatli kullanılmasını; Pandemide en çok kullanılan ürünlerden biri olan D vitaminin yüksek dozda böbrek fonksiyonlarını bozduğunu kim söyleyecek? Ayrıca, otoimmun hastalıklarda bağışıklık kuvvetlendiricilerin çok dikkatli kullanılması gerektiğini kim söyleyecek? Daha kaç kişi ölecek, kaç kişi zehirlenecek?
Tüm dünya bu sorunla uğraşmakta, özellikle Amerika bu vakaların en çok görüldüğü ülke. Bir çok ülke yeni yasal düzenlemeler peşinde iken, (karaciğer toksitesi yani zehirlenme vakalarının %65 takviye edici ürünler kaynaklı) bizler bu duruma müdahale etmeliyiz.
Sağlık Bakanlığımızın acil müdahale ederek; yeni yasal düzenlemelerle, halk sağlığını korumak, ölümleri ve zehirlenmeleri azaltmak için bu ürünleri bu konuda yetkin olan sadece Eczanelerde satılmasını sağlamalıdır.
Akılcı ilaç kullanım ilkeleri doğrultusunda eczacı, özel eğitim almış, ilacı hazırlama sanatını bilen ve ilaçları hastalar için sağlayan kişidir. Hasta, hasta yakını, ürünlerin olası yan etkileri, besin ve ilaç etkileşimleri konusunda bilgilendirilmelidir. Hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınlar, çocuklar, yaşlılar, böbrek ve karaciğer yetmezliği olanlar, ilaç alerji öyküsü olanlar, takviye ve ilaç kullanımı konusunda daha dikkatli davranmalıdır.
Ayrıca güvenilir olmak ve satışlarını artırmak için, Eczacılarla hiçbir alakası olmayan ürünlerin “Sadece Eczanelerde” diye satılmasına; havan, steteskop, tablet gibi tıp-sağlık sembollerinin kullanılmasını hiç doğru bulmuyoruz! Bununla ilgili her türlü yasal girişimlerle engellenmesini, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere talep ediyoruz.
Dün basına da yansıyan, “İnternetten ikinci el ilaç satışı” gibi korkunç bir durumla da karşı karşıyayız.
Halkımızın birbirine ilaç önerisinde bulunmasına ya da kendi ilacını ‘sana da iyi gelir’ diye vermesine doğru olmasa da alışığız. Ancak ikinci el ilaç satışı daha da felaket bir durumdur. Ayrıca bu ilaçların çoğunluğu zaten SGK tarafından yani devlet tarafından karşılanmış ürünlerdir. Satışı her yönüyle yasak ve suçtur.
İkinci el satış uygulaması olan bir internet alışveriş sitesi web sayfası üzerinden kullanıcılarına yasal olmayan şekilde; ambalajı açılmış, ‘az kullanılmış’, kırmızı reçeteli olan ilaçlara kadar varan ilaç satışı yapmalarına izin vermektedir. Bu alışveriş sitesinde; ‘Evde duruyordu, aldım çocuğuma içiremedim, tedaviyi bitirdim elimde kaldı, kremin yarısını kullandım yarısı duruyor, şuruptan bir kapak kullandık’ gibi açıklamalar bulunuyor. Bu durum insan sağlığı açısından çok ciddi riskler taşımaktadır. İlacın ikinci eli olamaz, ilaç önemli ve hayati bir üründür. Bu şekilde ilaç satışları adeta ölüm saçmaktır.
Ecz. Kazım AYKANAT
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Başkan Yardımcısı
İLAÇ DIŞI ÜRÜNLER DE SAĞLIK BAKANLIĞI DENETİMİNDE OLMALIDIR
Halk sağlığı her eczacının önceliği ve vazgeçilmezidir. Eczacılar üniversitelerinden mezun olurken her ne olursa olsun hayatını insanlık hizmetine adayacağına dair meslek yemini ederler.
Biz eczacılar aldığımız 5 yıllık akademik öğretimde farmasötik forma giren her ürünün ilaç olduğunu öğreniriz. Aldığımız bir başka eğitim konusu ise ilaçların etki mekanizmaları, yan etkileri, etkileşimleridir.
Tüm bu konudaki eğitimlerin yanı sıra idealist bir şekilde mesleğimizi icra etmeye çalışırken günlük hayatta karşılaştığımız sorunlar, yaşadığımız olumsuz gelişmeler benim gibi tüm meslektaşlarımı da derinden etkilemekte ve üzmektedir.
Sadece doktor ve/veya eczacı danışmanlığı ile tüketiciye, hastaya önerilmesi gereken vitamin&mineral ve bitkisel destekler gibi ilaç dışı sağlık ürünleri çok üzgünüz ki internet başta olmak üzere eczane dışında pek çok mecrada tüketiciye hiçbir kontrol olmaksızın sunulmaktadır.
Televizyon başta olmak üzere instagram, facebook veya yazılı basında sağlıkla alakası olmayan blogger, sahne sanatçıları ve mankenler bile ürün önerisinde ve tanıtımında bulunarak halk sağlığını ciddi anlamda sekteye uğratmaktadırlar.
Çok kısa bir süre önce televizyonda pazarlanan ve ülkemizde yasaklanan sibutramin etken maddeli zayıflama ürünleri ile maalesef hayatını kaybeden vatandaşlarımız olmuştur.
Son zamanlarda marketlerde açılmaya çalışılan besin desteği köşeleri ise başka bir büyük sorunu beraberinde getirecektir. D vitamini anonsları ile beraber başlayan süreç çok yakında daha da içinden çıkılmaz sorunlara yol açacaktır.
Ülkemizde sağlık okuryazarlığının ne kadar düşük olduğu hepimizce bilinmektedir. Hal ve durum böyle olunca tüketicilerin bu ürünlerin kullanımında doktor ve/veya danışma ihtiyacı göz ardı edilmemelidir. Besin destekleri veya vitaminler her ne kadar zararsız görünse de hastanın kullandığı ilaçlar ile etkileşimi olup olmadığı veya hastanın geçmiş sağlık öyküsü bilinmeden önerilmemelidir.
Ayrıca bilindiği üzere, eczanelerimiz Sağlık Bakanlığı tarafından 7/24 nem ve ısı kontrolü açısından denetlenmektedir. Böyle bir kontrol mekanizmasının bulunmadığı market ve online perakende kanallarında bu tip halk sağlığını yakından ilgilendiren ürünlerin hangi koşullarda depolandığı ve sevk edildiği maalesef bilinmemektedir. Ürünlerin sıcak bir yerde depolanıyor olması, direk güneş ışığına maruz kalması veya sevkiyat sırasında yaşanabilecek basınç farklılıkları bile ürünlerin etkilerinin azalmasına veya birtakım bozulmalara neden olabilmektedir. Pandemi döneminde ise ürünlerin tüm gün sıcak havada taşıma araçlarında dolaştırıldığına, depolarda yerlerde bekletildiğine pek çoğumuz şahit olmuşuzdur.
Bizim önerimiz ilaç dışı sağlık ürünlerinin mutlaka ciddi bir kontrolden geçirileceği bir sistemin ülkemizde geçerli olmasıdır. Böyle bir sistem ilaç dışı sağlık ürünleri olarak kabul edilen bu ürünlerin de mutlaka Sağlık Bakanlığı onaylı olmasını ve doktor ve/veya eczacı kontrolünü sağlayacaktır.
Bu sistem hali hazırda Türkiye’de bitkisel ilaçların sunumunda eczanelerin yetkili ve sorumlu olduğu, 2010 yılında yürürlüğe konulan Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliği ile yasal bir zemine kavuşmuştur. Ancak bitkisel ilaç tanımı ve sınıflandırması açısından mevzuatta bulunan boşluklar kullanılarak, halka yapılan sunumlar ciddi sağlık riskleri oluşturmaktadır. Yeterli donanıma sahip olmadan, geçerliliği ve güvenilirliği oluşmamış, kontrolsüz şekilde ve halkı yanlış bilgilendirerek yapılan uygulamalar toplum sağlığımızı tehdit etmektedir. Sağlığımız için kullandığımız her ürün ilaç olarak değerlendirilmeli ve besin destekleri ile ilgili temel eğitimleri almış olan, bu donanımını daha ileriye taşıyan eczacılara danışılmalıdır. Doğru üretim, doğru koşullarda saklanma, doğru tedavi ve doğru danışmanlık ancak eczacılar aracılığıyla yürütülebilir. Halk sağlığını korumak, ülke ekonomisine katkı sağlamak ancak bu şekilde mümkün olabilir.
Sağlığa ilişkin her türlü ürün Sağlık Bakanlığı’nın onayından geçtikten sonra, aldığı eğitimlerle bu alanda uzmanlaşmış olan, meslek etiği içerisinde kişilerin sağlığına öncelik veren eczacı danışmanlığında hastalara ulaştırılmalı ve bu ürünlerin tüketiciye buluşması yalnızca eczanelerimizden gerçekleştirilmelidir. Unutmayın ki eczacınızdan başka hiçbir kişi ve/veya kuruluş size bir besin desteği için buna ihtiyacınız yok, bunu şu an için almanıza gerek yok demeyecektir.
Ecz. Neylan ZIRHLIOĞLU
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Kurumsal Koordinatörü
PANDEMİ VE ECZANELER
2019 yılının sonlarına doğru ortaya çıkan Covid-19 virüsü, kısa sürede tüm dünyaya yayılmış ve ölüm vakalarının hızla artışı ile toplum sağlığını ciddi olarak tehdit etmeye başlamıştır.
Bu dönemde tüketiciler, eczacılara danışmak, bağışıklık sistemlerini güçlendirmek ve olası virüs riskini en aza indirgemek amacıyla vitamin ve besin destekleri ile hijyen-medikal malzeme ihtiyaçları için eczanelere adeta hücum etmişlerdir. Bu yoğun talebi gören bazı üretici firmalar ürün maliyet fiyatlarını onlarca kat yükselterek piyasaya sürmüş, eczacıyı tüketici karşısında ‘fırsatçı’ konumuna düşürmüş, eczaneler tüketicilerin şikayetleriyle Ticaret Bakanlığı tarafından defalarca denetlenmiştir. Kamu sağlığını korumada ilk basamak olan ve bu dönemde ekibiyle canı pahasına çalışan eczanelerin ve eczacıların bu duruma düşürülmesi bizleri fazlasıyla üzmüştür. Keza bugüne kadar birçok meslektaşımızı ve eczane çalışanını bu salgın nedeniyle kaybetmiş olmanın da derin üzüntüsü içindeyiz.
Salgının eczane tarafında bu sosyolojik etkilerinin yanı sıra sokağa çıkma yasaklarının uygulamaya konması ve evden çalışma modelinin getirilmesi, birçok sektörde ücretsiz izinlerin başlaması ve dijitalleşme ile tüketicinin alışveriş alışkanlıkları da değişmeye başlamıştır. Yıllarca semtindeki eczacısının önerisi ve verdiği sağlık danışmanlığıyla alışveriş yapan tüketicilerin farklı tüketim kanallarına yönelmesi, Tarım Bakanlığı ruhsatlı gıda takviyeleri ve vitaminlerin marketlerde satılma girişimleri eczaneleri gerek ekonomik yönden gerekse sağlık okuryazarlık oranı düşük olan toplumumuzda gelişecek olası riskler açısından endişelendirmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun virüs bulaşını en aza indirgemek amacıyla uygulamaya koyduğu, kronik hastalığı olan raporlu hastaların, sağlık merkezlerine gitmeden eczanelerden raporlu ilaçlarını alması kararı ile eczanelerde rapor kapsamına girenler dışındaki çok sayıda ilaçta stok çevirim hızı azalmış, stoklarda bekleyen ürün ve ilaçlarda miad (son kullanım tarihi) problemleri ortaya çıkmıştır.
Salgını sosyo-ekonomik boyutta en yoğun yaşayan mesleğin sahipleri biz eczacılar, her şeye rağmen mesleki bilgilerimizi her an yenileyerek, toplumun sağlığını ve sağlık danışmanlığı görevimizi ekonomik kaygılarımızın önünde tutarak çalışmaya devam edeceğimizi bildirmekten onur duyarız.
Ecz. Hayriye BAŞKAN
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi