Dünya genelinde nadir görülen bir kanser türü olmakla birlikte, agresif ilerleyen ve hızla ölümle sonuçlanabilen bir akciğer zarı kanseri olan Plevral Mezotelyoma hakkında Türk Çalışma Grubu görüşleri yayınlandı.
Türkiye’de, dünyaya oranla daha yaygın bir hastalık olan Plevral Mezotelyoma’nın altında yatan en yaygın sebep ve ana risk faktörü asbest maruziyetidir. Tanı ve tedavisinde önemli gelişmeler kaydedilmiş olsa da hastalıkta terapötik zorluklar halen devam etmektedir.
Alanlarında uzman 10 araştırıcı hekimin oluşturduğu Türk Çalışma Grubu tarafından hazırlanan “Plevral Mezotelyoma Tedavisinde Yeni Yol Haritası’na ilişkin, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği’nden Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan ve Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur bu raporun hazırlanma gerekçelerini şu şekilde aktardı: “Rapor, Plevral Mezotelyoma’lı hastaların karşılanmamış ihtiyaçlarının altını çizerek, Plevral Mezotelyoma için multidisipliner bir tedavi ve yönetim ihtiyacını vurgulamak amacıyla Bristol Myers Squibb’in koşulsuz destekleriyle hazırlandı. Bu çalışma aynı zamanda sağlık mesleği mensuplarının, onkologların ve göğüs hastalıkları uzmanlarının farkındalığını artırmaya yönelik de oldukça önemli detayları ortaya koyuyor”.
Uluslararası ‘’Current Problems in Cancer’’ dergisinde yayınlanan ve Türk Tıbbi Onkoloji Derneği liderliğinde farklı dernek iş birlikleri ile hazırlanan raporda, bahsi geçen yenilikçi tedavi yöntemlerinin Uluslararası Onkolojik Tedavi Kılavuzlarında standart tedavi olarak yer aldığı vurgulanmaktadır.
Asbest en önemli risk faktörü
Mesleki veya çevresel kaynaklı asbest maruziyeti, Plevral Mezotelyoma gelişimi için en önemli risk faktörü olarak görülmektedir. Asbest kullanımı 1990’lı yıllardan bu yana Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkede yasaklanmıştır. Hazırlanan çalışmada çeşitli mesleki maruziyetin görece riski literatürde kapsamlı bir şekilde ele alınmaktadır. Buna göre birçok faktör kişinin Plevral Mezotelyoma riskini artırabilse de Türkiye’de Plevral Mezotelyoma’nın bilinen nedensel faktörleri hala sadece inorganik liflere, asbeste ve eriyonite maruziyet olarak belirtilmektedir.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği liderliğinde hazırlanan bu raporda Plevral Mezotelyoma’lı hastaların tedavisine yönelik seçenekler, uygun durumlarda Türk nüfusu ve literatür verileri arasındaki benzer veya farklı yönlere atıfta bulunularak daha ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
Raporun tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0147027223000703?via%3Dihub
PM Türk Çalışma Grubu:
Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan, Dicle Üniversitesi Hastanesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Onkoloji Ana Bilim Dalı, Diyarbakır, Türkiye
Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Onkoloji Ana Bilim Dalı, Ankara, Türkiye
Prof. Dr. Ayten Kayı Cangır, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, İbni Sina Hastanesi, Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı, Ankara, Türkiye
Prof. Dr. Pınar Fırat, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji Ana Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye
Prof. Dr. Erdem Göker: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Onkoloji Ana Bilim Dalı, İzmir, Türkiye
Prof. Dr. Saadettin Kılıçkap, Liv Hospital Ankara, Tıbbi Onkoloji Bölümü, Ankara, Türkiye, İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Onkoloji Ana Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye
Prof. Dr. Başak Oyan, Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Onkoloji Ana Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye
Prof. Dr. Ayşim Büge Öz, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye
Prof. Dr. Feyyaz Özdemir, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Tıbbi Onkoloji Ana Bilim Dalı, Trabzon, Türkiye
Doç. Dr. Gökhan Özyiğit, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı, Ankara, Türkiye