Prematüre bebeklerin ten tene temas süresinde küçük artışların bile ilk yıldaki nörolojik gelişimlerinde ölçülebilir bir fark yaratabileceğini ortaya koydu.
Yeni çalışma, kanguru bakımının, özellikle erken doğan ve gelişimsel gecikmeler ve öğrenme güçlükleri de dahil olmak üzere uzun vadeli nörogelişimsel sorunlar açısından risk altında olan bebeklerde bilişsel becerileri geliştirmek için etkili bir teknik olduğu öne sürüldü.
Çalışmayı yürüten Katherine Travis “Bebeklerin sonuçlarını gerçekten iyileştirmek için çok fazla şeye ihtiyaç duyulmaması ilginç ve heyecan verici. Bebeğin yüksek veya düşük gelirli bir aileden olması önemli değildi; Bulduğumuz etkiler aynıydı. Ve bebeğin daha hasta veya daha az hasta olması önemli değildi – her ikisi de bu tedaviye yanıt verdi,”
Araştırmacılar, 2018 ile 2022 tarihleri arasında Kaliforniya, Lucile Packard Çocuk Hastanesi’nde en az sekiz hafta erken doğan 181 prematüre bebeğin tıbbi kayıtları inceledi.
Tüm bebekler, nörolojik gelişimlerini etkilediği bilinen genetik veya doğuştan gelen rahatsızlıklardan uzaktı. Ortalama olarak, yaklaşık 28 haftalık gebelikte veya beklenen doğum tarihlerinden yaklaşık 12 hafta önce doğdular ve hastanede ortalama iki buçuk ay geçirdiler.
Altı ve 12 aylık takip değerlendirmeleri sırasında, bebekler görsel-motor problem çözme becerileri ve ifade edici ve alıcı dil becerileri açısından bir küpü bir bardağa düşürmek veya bir zil sesinin geldiği yere dönüp dönmediklerini test etmek gibi basit testler kullanılarak değerlendirildi.
Sonuçlar, cilt temasında küçük artışların bile 12 ayda nörogelişimsel puanlarında büyük bir fark yarattığını gösterdi; ortalama 20 dakika daha fazla kanguru bakımı, nörogelişim puanında 10 puanlık bir artışla ilişkilendirildi.
Cilt temasının sıklığı ve süresinin artması ile bilişsel puanlar arasındaki bağlantı, gebelik yaşı, tıbbi komplikasyonlar, NICU’ya yatırılma sıklığı ve ailenin sosyoekonomik durumu gibi olası karıştırıcı faktörler kontrol edildikten sonra bile mevcuttu durum.
Araştırmada yer alan Dr. Melissa Scala “Erken doğan bebekler için rahmi bir ölçüt olarak düşünüyoruz. Rahimde, bir fetüs fiziksel olarak sınırlandırılmış, annenin kalp atışlarını dinliyor, annesinin sesini duyuyor ve muhtemelen sandviçini sindirdiğini duyuyor. NICU’da, kimsenin yanında değiller ve inkübatördeki fanı duyuyorlar; çok farklı bir ortam. Ten tene temas muhtemelen rahmi taklit etmeye en yakın olduğumuz şey,”