Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü tarafından düzenlenen sempozyumda konuşan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kadın-erkek ilişkilerinde en büyük ihtiyacın diyalog olduğunu söyledi. “Cinsiyetçi ayrımları ancak diyalog ile çözebiliriz” diyen Tarhan, “En büyük düşmanımız önyargı, en büyük ihtiyacımız diyalog. Bu kadın-erkek ilişkilerinde de iyi ilişki kurmak demektir. Kadın ile erkek ilişkisi demek, sağlıklı iş birliği kurma becerilerini geliştirmek demektir.” diye konuştu.
Üsküdar Üniversitesi Ebelik Bölümü tarafından 8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen “Şiddet: Gör, Duy, İlgilen, Güçlen” başlıklı sempozyumunda kadına karşı şiddete dikkat çekildi.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen sempozyumda kadının aile, sosyal ve ekonomik hayatın içerisindeki önemine işaret etti. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Tarhan, tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak sözlerine başladı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bütün çalışan kadınlar birinci olarak annelerdir. Annelerin çalışması da 7/24’tür. Ancak annelerin tüm çabaları iş olarak görülmez. Anneler de dahil bütün kadınların, kadın hakları açısından önemli olan bu günlerini kutluyorum.” dedi.
Önce zihinsel dönüşüm gerekli
1960’larda kadının özgürleşme hareketinin başladığını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan cins, cinsiyetçilik gibi kavramlar tartışıldı. Cinsiyetçilik konusunda ataerkil kültürünün getirdiği ön yargılar toplumlarda kadın hakları önündeki en büyük engeli oluşturdu. Zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşüm olmuyor. Bireysel farkındalığın ön plana çıkması için sosyal farkındalık önemlidir.” dedi.
Dünyada ciddi bir şekilde esen özgürlük rüzgârlarının sosyal hayatın yanı sıra aile ve insan ilişkilerini de etkilediğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Türkiye’deki ataerkil kültürün, kadına yönelik şiddet olaylarının artırmasında ve sosyal olarak Türkiye’nin modernleşme süreci içerisinde bir engel olduğunu fark ettik. Kadının, annelik görevini aksatmadan bunu başarabilmesi ile ilgili birçok kültürel ön yargılar vardı.” dedi.
Kadın Psikolojisi kitabımda kadın ve erkeğin farklılıklarını ele aldım
Kadın ve erkeğin biyolojik farlılıklarını, benzerliklerini, kimlik açısından da farklılık ve benzerliklerini analiz etmeye çalıştığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 2003’te başlayan ve iki sene süren bir çalışma ile 2005 yılında ‘Kadın Psikolojisi’ kitabını kaleme aldığını söyledi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kadın-erkek beyni ile ilgili yeni bilgiler var. Şu anda bu kitap 97’inci baskısını yaptı. Nörobilim ile kadın-erkek benzerliklerini ve farklılıklarını birleştirmeye çalıştım, bunlar yeni bilgilerdi.” dedi.
Kadın ve erkek beyni farklı çalışıyor
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencilerinin daveti üzerine aşk üzerine bir konferansa katılım gösterdiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kadın ve erkeğin aşk kavramına bakışıyla ilgili bir konferanstı. Kadın beyni nasıldır, erkek beyni nasıl çalışır? Konularında bir konferans verdim. Kadın doğum uzmanı bir arkadaş, itiraz etti bana. ‘Bunları nereden çıkartıyorsun’ diye. Ben de o zaman bilimsel referansları saymıştım. Vücudumuzun patronu beyindir. Stres altında kadının beyni paylaşarak rahatlamaya çalışır. Erkek beyni zihinsel sığınağına çekilir öyle rahatlamaya çalışır. Biri fazla konuşuyor, diğeri de susuyor zannediliyor. İletişim kopuyor, birbirlerini anlamamak var. Empati yoksunluğu var bunları o kitapta ele almaya çalışmıştım. Ayrıntılar kitapta referansları ile bulunabilir.” diye konuştu.
Rekabetçi ilişki aile hayatında olumsuz etkiler oluşturabilir
Kadın özgürleşme hareketinde kadın-erkek ilişkilerini, rekabetçi ilişkiye indirgemenin aile hayatında olumsuz etkiler oluşturabileceğine işaret eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kadın-erkek ilişkileri kabullenici ilişkiler olmalıdır. Kabul et, yönet tarzındaki ilişkiler olmalıdır. Önce kabul edeceğiz, daha sonra tamamlayacağız. Aksi halde ‘Senin dediğin, benim dediğim, senin annen, benim annem, senin hakkın, benim hakkım…vs.’ şeklinde ego savaşlarına dönüşüyor. Aile hayatı da sosyal hayat da. Cinsiyetçi ayrımları ancak diyalog ile çözebiliriz. En büyük düşmanımız önyargı, en büyük ihtiyacımız diyalog. Bu kadın-erkek ilişkilerinde de iyi ilişki kurmak demektir. Kadın ile erkek ilişkisi demek, sağlıklı iş birliği kurma becerilerini geliştirmek demektir.” diye konuştu.
Sosyal ve duygusal başarı da çok önemli
İnsan becerileri denildiği zaman hep akademik ve teknik beceriler üzerinde durulduğunu oysa sosyal ve duygusal başarının da önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İnsanın başarısı için sadece akademik başarı yetmiyor. Sosyal ve duygusal başarı da önemli. Kişinin bunları da öğrenmesi gerekiyor. Bunlara herkesin ihtiyacı var.” dedi.
Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik bölümü hocalarına ve öğrencilerine düzenledikleri etkinlik için teşekkür eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Toplumsal ön yargıların düzeldiği, herkesin ‘ben’ kalarak, ‘biz’ olmayı başardığı bir sosyal hayat ortaya çıkar. Hepinize başarılar diliyorum.” dedi.
Kadın ve şiddet her yönüyle konuşuldu
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Güler Cimete, Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin ve Üsküdar Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Zelka’nın açılış konuşmalarını yaptığı sempozyumda şiddet kültüründe kadın olmak, kadına yönelik şiddet konusunda vakıf çalışmaları, yerel yönetim çalışmaları, kadına şiddetin hukuki yönleri ele alındı. Sempozyuma Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan Hazal Hartavi, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden Avukat Birsen Baş Topaloğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetler Müdürlüğü’nden Sevcan Kuyumcu’nun da aralarında bulunduğu konuşmacılar katıldı.
Öte yandan Üsküdar Üniversitesi Çözüm Odaklı Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından da alanında uzman isimlerin katılımıyla 8 Mart Kadınlar Günü Paneli de düzenlendi. Çevrimiçi gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak Üsküdar Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek de katılım gösterdi.