Ramazan’ın hayatın anlamını kavramak ve fark etmek için çok önemli bir fırsat sunduğunu belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Maneviyat, hayatın muhteşemliğinin farkına varabilmek ve şükran duyabilme kapasitesi anlamına gelmektedir.” dedi. Orucun insanın bedenindeki toksinlerden arınmasında etkili olduğuna dikkat çeken Tarhan, Ramazan ayının dayanıklılık eğitiminin ve doyumu erteleme becerisinin öğrenildiği bir dönem olduğunu da sözlerine ekledi.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, içerisinde bulunduğumuz Ramazan ayının psikolojiye, duygulara ve maneviyata etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Din, iyi insan olmaya hizmet eder…
Ramazan’ın kişilerde pek çok etkiye neden olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Ramazan’ın birey üzerindeki etkilerinin yanı sıra topluma etkisi, aileye etkisi, sosyal yapıya etkisi gibi çok etkileri var. Din sosyal bir kurumdur. Din, insanın iyi insan olmasına hizmet eder, ahlaklı olmasına hizmet eder. Hırsları engeller. Anlamlı bir hikâye vardır: Şeytan bir gün uyuyakalmış. Rüzgâr sert esmiş ve şeytandan üç tüy düşmüş. Biri paraya, diğeri mevkiye, öteki de ihtirasa yapışmış. O günden sonra şeytan hiçbir şey yapmamış. İnsan böyle bir varlık. İçimizde vahşi bir duygu var, her şeyi istiyor. Şeytani bir özelliğimiz var, nefis adı altında. Böyle bir durumda bunu eğitmek gerekiyor. Ramazan bu eğitmenin bir dönemidir. Ramazan, dayanıklılık eğitimin bir dönemi, doyumu erteleme becerisinin öğrenildiği bir dönemidir” dedi.
Covid ile insanlar varoluşu sorgulamaya başladı…
Dinin sadece psikolojik ve sosyal bir kurum olmadığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Din aynı zamanda varoluşsal bir kurumdur. Şu andaki yeni kuşak da bu çağın insanları da şimdi varoluşsallığı sorguluyor. Mesela ibadetimi nasıl yapayım diye sormuyor, neden yapayım diyor. Günümüzde Covid’den sonra insanlar varoluşu sorgulamaya başladı. Hayat niye var? Şu anda elimi ağzıma bile götüremiyorum, dostlarıma sarılamıyorum, yalnız kaldım ne olacak, neden varım sorularını soruyorlar. Bu soruya cevap vermek gerekiyor. Ramazanda en öncelikli konu budur” dedi.
Maneviyat, hayatın muhteşemliğinin farkına varabilmektir…
Maneviyatın “hayatın muhteşemliğinin farkına varabilmek ve şükran duyabilme kapasitesi” anlamına geldiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Ramazan’da bunu hatırlayacağız. Bu şu anda beşeriyetin en büyük ihtiyacıdır. Özellikle de Covid’den sonra bu en büyük ihtiyaçtır. Bunun bizim kültürümüzdeki karşılığı bilgelik diye geçiyor, Anadolu irfanı diye geçiyor. İrfan kültürü olarak da bizim atalarımız bunu çok güzel yaşatmışlar. Anneler, babalar, çocuklar bunları öğrenmiş ama şimdi çocuklar yokluk içinde değil, zorluklar içinde değil, varlık ve kolaylık içerisinde büyüyor. Varlık ve kolaylık içerisinde büyüyünce bunları öğrenemiyor. Bunlar biraz terleyerek öğreniliyor. Yorularak, emek vererek öğreniliyor” dedi.
Ramazan’da kişi kendini sorgulamalı
Maneviyat duygusunun kişiye varlığın anlamını kavramayı öğrettiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Maneviyat, insanlığın ötesindeki gücü anlamaya yardım ediyor. Görünmeyen gerçekliği algılamaya yardım ediyor. Ramazan bir iklimdir. Ramazan atmosferdir. Ramazan sadece bir açlık eğitimi değildir. Ramazanı açlığa indirgemek, Ramazan’ın anlamını bilmemektir. Ramazan aç kalıp kalmama hali değildir. İnsan nefsinin en çok tahammül edemeyeceği şey açlık duygusudur. İnsanı en çok hizaya getiren odur. İnsanı akort eden duygudur açlık duygusu. Ramazan ayında kişinin varoluşsal anlamı fark edip ‘Ben kul hakkı yiyor muyum, yalan söylüyor muyum, hayatımı iyiye doğruya mı götürüyorum, kötüye doğru mu götürüyorum’ şeklinde sorgulama yapması gerekir” diye konuştu.
Krizler, hayatı iyiye dönüştürmede bir fırsat…
Covid-19 pandemisinin hayatın anlamı sorgulamada bir aracı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bir yakınımız Covid’e yakalandı, şu an tedavi görüyor. Yoğun bakımdan döndü. ‘Bundan sonra nefes almanın değerini anladım. Aşırı isteklerimin hepsini bir kenara atacağım. Bundan sonra Covid öncesi ve Covid sonrası olacak hayatımda’ diye mesaj atmış. Bu tür krizler, hayatı iyiye doğru dönüştürmemiz için fırsat oluyor ama bunu heybesinde maneviyat seçeneği olanlar başarabiliyor. Bunu yapamayanlar ne oluyor, entelektüel bunalıma giriyor ve intihar ediyorlar. Kuzey Avrupa ülkelerinden Finlandiya geçtiğimiz günlerde açıkladı. Covid’den sonra intihar yüzde 15 artmış. Japonya’da şu anda Yalnızlık Bakanlığı kuruldu. Covid’den sonra intiharlar çok arttı” dedi.
Oruç, insanın bedenindeki toksinleri arındırıyor…
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Ramazan’ın hayatın anlamını kavramak ve fark etmek için çok önemli bir fırsat olduğunu belirterek, “Hayatın muhteşemliğinin farkına varabilmek ve şükran kapasitesini arttırabilmek, sıradanlık içinde sıra dışılığı görebilmek ve varlığın anlamını kavrayabilme, insanlığın ötesindeki gücü algılama kapasitesidir. Özetle budur. Bunu öğrenmezseniz bu Ramazan’da biz sadece gelenekleri tekrar eden, sıradan, ortalama birisi oluruz. Çocuklarımızı da kayıp nesil yaparız. Çocuklarımız bizi amacımızın dışında tamamen farklı bir yöne götüren bir nesil olur. Bunun için bu vebaldir. Şu anda bu artık bilimin de doğruladığı bir şey. Ben bunu bilimsel sağlamlıkla söylüyorum. Rasyonel akıl diyorum, rasyonel inanç diyorum, bu bilimsel sağlamlıktır. Rasyonel sezgi diyorum. Bunlarla birleştirmek artık bilimin tezidir. Eğitim sistemimize koymamız gereklidir. En azından şu Ramazan’a bu gözle bakalım. Ramazan ayı boyunca insanlar dini pratiklerini yerine getirsinler, manevi tatmini yaşasınlar, oruç insanın bedenindeki toksinleri arındırıyor” dedi.