EÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Uslu, kanserle savaşta artık kemoterapiden önce immünolojik yöntemlerin ön planda olduğunu söyledi.
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı ve Akademik Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Rüçhan Uslu, kanserle savaşta artık kemoterapiden önce immünolojik yöntemlerin ön planda olduğunu söyledi.
Uslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, günümüzde artık herkesin akrabaları arasında, arkadaş çevresinde veya tanıdıklarında mutlaka bir kanser hastasının bulunduğunu, hastalığa yaygın biçimde rastlandığını belirtti.
Kansere yakalanmama konusunda “genetik yatkınlığın” büyük önem taşıdığı bilgisini veren Uslu, hareketli bir yaşam, doğru beslenme, stresle baş etme, insan sağlığına zararlı çevresel koşullardan kaçınmanın da hastalığı önleyen faktörler arasında yer aldığını dile getirdi.
Öncelikle “kanserin artık korkulacak bir hastalık olmadığını” kabul etmek gerektiğini ifade eden Uslu, “Erken teşhis yöntemlerinin gelişmesi, iyi tedavi biçimleri sayesinde kanser hastalığı ilerlemiş evrede bile hastalarımızı uzun süreler yaşatabiliyoruz.” dedi.
Uslu, kanserin, tansiyon, kalp yetmezliği, diyabet gibi kronik bir hastalık haline geldiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“İlaçlarını içtiğiniz, kontrolleri yaptırdığınız, doktor tavsiyelerine uyduğunuz sürece bu hastalıkla birlikte uzun süre yaşayabileceğimizi, kanserin artık ölümle eşdeğer olmadığını kabul etmek durumundayız. Tıpta çok güzel gelişmeler oldu. Artık kanseri biz eski standart yöntemlerle tedavi etmiyoruz, eskiden çok kısıtlı kemoterapi ilaçlarımız vardı ve ileri derece kanserin tedavisi sadece kemoterapi ile yapılıyordu. Şu anda biz artık kemoterapiyi çok kullanmıyoruz. Eskiden hastaların tek seçeneği buydu. Şimdi pratikte 2. ve 3. sıralara düşmek üzere.”
Yeni tedavi yöntemleri
Bilim dünyasının “kanserin biyolojisini” çözdüğünü, bağışıklık sistemiyle ilişkisini daha iyi anladığını aktaran Uslu, artık kanser hastasına doktorların “6-9 ay ömrünüz kaldı” demediğini dile getirdi.
Uslu, onkolojinin çok dinamik bir alan olduğunu, hastalığın tedavisinde sürekli yeni yöntemler geliştirildiğine dikkati çekerek, “Kanser hastalarında artık kemoterapiden önce immünolojik yöntemler ön planda, tümör aşıları, hücresel tedaviler, bağışıklık sistemini harekete geçiren antikorlar birinci sırada çünkü kemoterapiye göre daha az yan etkiye neden oluyor ve 5-10 kat yüksek başarı elde ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Onkoloji alanında çalışan doktorların kendilerini yetiştirmesi, yeni nesil tedavi yöntemlerini araştırması gerektiğini dile getiren Uslu, kanser hastalarının da daha eğitimli ve dikkatli davranıp en iyi tedavi yöntemini hekimlerden talep edebileceğini aktardı.
Hastalara “klinik çalışmalara katılın” çağrısı
Kanserin tedavisine yönelik bağışıklık sistemini güçlendiren birtakım ilaçların ruhsatlandırma sürecinde bulunduğunu ve kullanıma geç girdiğini dile getiren Uslu, “Hastalar, klinik çalışmalara katılırsa hem ücretsiz hem de çok iyi bir bakımla erkenden bu tedavilere erişebilir. Hangi bitki sapını ya da baharatı kullanacağından ziyade hastalarımız ‘kanserle ilgili en son gelişmeler nelerdir, hangi ilaçlar kullanılmalıdır’ gibi bilgilere sahip olmalı ayrıca kendi tedavilerinin bir parçası olabilmeli.” diye konuştu.
Uslu, kanser tedavi yöntemine doktorun tek başına değil, hastayla birlikte karar vermesi gerektiğini kaydetti.