Prostat büyümesi orta yaş erkeklerin yaklaşık yarısını etkileyen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde bozabilen can sıkıcı bir durum. Prostat büyümesi genellikle 50 yaşında başlar ve zaman içinde ilerler. 70’li yaşlara gelindiğinde erkeklerin yüzde 75’i bu durumdan şikayetçidir. Üroloji Uzmanı Op. Dr. Miraç Turan, son dönemde ilk basamak tedavi olarak kullanılan bilimsel fitoterapötik ilaçların prostat büyümesini durdurmada etkili olduğunu belirtti.
50 yaşında prostat büyümesi (BPH) teşhisi konan bir kişinin ömrünün kalan kısmında bu hastalıkla uğraşmak zorunda olduğunu söyleyen Op. Dr. Miraç Turan, ABD’de prostat hastalarının yüzde 20’si, Fransa’da yüzde 27, İtalya’da ise yüzde 50’sinden fazlasının önleyici ve koruyucu tedavide bitkisel fitoterapötik ilaçlar kullandığını ifade etti.
Prostat halk arasında bir hastalık olarak anılsa da aslında ceviz büyüklüğünde bir organ. Prostat büyümesinin de prostat kanseri ile karıştırıldığını söyleyen Üroloji Uzmanı Op. Dr. Miraç Turan, “Prostat büyümesi kanser demek değildir. Prostat bebeklikte vardır ve erkeklerin ölümüne kadar büyüyecektir. Yani her zaman gramaj olarak artar. Büyümesinin sebebi ise; erkeklik hormonudur. Çünkü erkeklik hormonu varsa prostat organı büyüyecektir. Sadece bazı hastalar daha şanslı, prostatları daha yavaş büyüyebilir. Bazı insanlar evlilik yaşına geldiğinde, 80 gramlık prostata sahip olabilir, diğerleri 30 gramda kalabilir“ dedi.
Prostat büyümesi ile ilgili şikayetlerin genellikle 50 yaşından sonra görülmeye başlandığını belirten Dr. Turan istisnai durumlar olabileceğini de belirtti: “Prostat büyümesi ile ilgili şikayetler, genç erişkinlerde, prostatit iltihap şeklinde ilerleyebilir. 30-35 yaşlarında nadir de olsa görülebilir. Fakat istatistiklere göre hastayı ilk sıkıntıya sokacağı yaşlar 50 yaş ve sonrasıdır. Bu yüzden babasında prostat hastalığı olan bir insanı, 40 yaşından sonra takibe almak isteriz.”
Hasta, bu konuda hekime ne zaman danışacağına aşağıdaki test yardımıyla karar verebilir:
PROSTAT BÜYÜMESİNİ TEST EDİN
- İdrar yaptıktan sonra idrar torbanızın tam boşalmadığı hissine mi kapıldınız?
- İdrar yaptıktan sonraki iki saat içinde tekrar idrar hissi duydunuz mu?
- İdrar yaparken kesilip tekrar başlama oldu mu?
- İdrarınızı tutmakta zorlandığınız oldu mu?
- İdrar akımında zayıflama hissettiniz mi?
- İdrara başlarken ıkınma ya da zorlanma oldu mu?
- Gece 2 defadan fazla idrar hissi ile uyanıp tuvalete gittiniz mi?
Yukarıdaki sorulardan 3 ve daha fazlasına “EVET” cevabını veriyorsanız doktorunuza danışın.
Büyüklüğü kadar şekli de önemli
Prostat büyümesinin en sık rastlanan belirtisinin işeme bozukluğu olduğunu ifade eden Op. Dr. Miraç Turan hastalığın diğer işaretlerini şöyle sıraladı: “Prostat organı eğer içindeki idrar kanalını kapatıyorsa gece idrara kalkma, gündüz idrara çıktıktan sonra içeride idrar kalıyormuş hissiyatı, çatallanma, kesik idrar yapma gibi sıkıntılar verebilir. Fakat hiç işeme bozukluğu yaratmayan prostat büyümeleri de vardır. Bunu hastalar anlayamaz. Bazen organ simetrik büyüyebilir. Büyümede şekil çok önemli. Doktorlar arasında bile bunun tartışmaları devam eder. ‘‘Prostatın 80-100 gram olmuş; demek ki çok büyük sıkıntıdasın.’’ Hayır, bu doğru değildir. Prostat 40 gram olabilir. Şekli bozuk olduğu için 40 gramlık prostat, 100 gramlık prostattan daha büyük problemlere sebep olabilir. O yüzden şekli de çok önemlidir.”
Avrupa Üroloji Birliği fitoterapötik ilaçları kabul etti
Prostata bağlı hastalıkların tedavilerinin de farklılık gösterdiğini ve son dönemde bilimsel fitoterapötik (bitkisel) tedavilerin hastalıkla mücadelede öneminin arttığını vurgulayan Op. Dr. Miraç şunları anlattı: “Prostatın büyümesi ayrı bir hastalık, iltihap durumu ayrı bir hastalık, kanseri ayrı bir hastalıktır. Burada medikal tedaviler de, destek tedaviler de var. Prostat büyüdüğünde, idrar kanalını birbirine yaklaştırıyordur. Yani içeride idrarın akışını bozan büyümeyse o kanalı açacak ilaçlar kullanılır. Fakat içinde iltihap varsa; antibiyotik tedavisi, bazı fitoterapötik ürünler, yeni ilaçlar kullanılabilir. Hatta doktorlar artık yavaş yavaş yan etkileri olmayan bitkisel tedavilere de kayıyor. Büyüyen prostat, istatistiksel olarak artık 50 yaşından sonra kanser yönünden riske giriyor. Böyle sıkıntılı değerler, 50 yaşından sonra görülüyor. Öte yandan masum seviyelerde iltihabî bir durum varsa, prostatın içine küçük küçük apseler geçmişse fitoterapötik ajanlarla tedavi, şu aralar en popüler tedaviler arasında. Buna destek tedavi de diyebiliriz.”
Afrika eriği ağacı prostat tedavisi için önemli
Op. Dr. Miraç sözlerini şöyle sürdürdü: “Prostat büyümesi tedavisinde klinik etkisi gösterilmiş, bilimsel otoriteler tarafından kabul görmüş tedavi kılavuzlarında önerilmiş fitoterapötik ajanlar tedavi takvimine alınmalı. Afrika eriği ağacı bitkisi Pygeum, Sabal meyvesi olarak bilinen Saw Palmetto yağı ve kabak çekirdeği yağı gibi bitki ekstratlarının, hastaların idrar yapma zorluğunu gözle görülür bir şekilde azalttığını görüyoruz. Bitkilerle tedavi söz konusu olduğunda birçok yanlış anlaşılma ortaya çıkıyor. Bu bitkiler aktardan alınıp kullanılmamalı. Bu bitkiler doğru çevre koşullarında yetişmiş, doğru teknoloji kullanılarak, doğru şekilde standardize edilmiş ve biyoyararlanımları artırılmış takviye ürün kullanılmalı. Ben bir doktor olarak tedavilerimin ilk basamağına fitoterapötik ürünleri koydum. Çünkü Avrupa Üroloji Birliği de fitoterapötik ürünlerle tedavi yöntemlerini ilk basamak olarak kabul etti. Bu fitoterapötik ajanlar en masum kabul edebileceğimiz, en az yan etkili ajanlardır. Medikal, kimyasal ürünlerin mutlaka yan etkisi olacaktır.”
3 çuval kabak çekirdeği yemeniz gerekir!
“Bitkilerle tedavi” dendiğinde halk arasında bir kafa karışıklığı oluştuğuna dikkat çeken Op. Dr. Miraç Turan, “Bitki tüketmekle fitoterapötik bitkisel tedavi edici ürünleri almak arasında ciddi bir fark vardır. Örneğin, ülkemizde kabak çekirdeğinin prostata iyi geldiği gibi bir algı var. Bu doğru olabilir ama kabak çekirdeği yiyerek bunu yapmak mümkün değil. Çünkü etki edebilmesi için insanın bundan 3 çuval yemesi gerekir. Ayrıca, çekirdeğin kendisi değil, içindeki yağ, faydalı maddeyi içeriyor. Ama bu işlerin böyle gitmediğini artık biliyoruz. Tedavi için kullanılan bitkilerin belli koşullarda toplanıp, saklanıp ekstratlarının alınması gerekiyor. Bu şekilde elde edilmiş bitki ekstratları, bilimsel olarak test edilmiş, onaylanmış, endüstriyel ve teknolojik aşamalardan geçerek standardize edilmiş olarak hastaya ulaştığında maksimum fayda sağlar. Bitkisel ürünler ilaç firmaları tarafından güvenilir şekilde üretiliyor. O yüzden sağlıkta başka türlü dezavantaj sağlayacağımıza, ayağımıza kadar gelen ürünleri kullanmamız gerekiyor. Çünkü aktarlarda satılan ürünlerin nasıl saklandığını, ne kadar yenilmesi gerektiğini bilemeyiz” diye konuştu.
Doktorun tavsiye ettiği bitkisel ilaçlar kullanılmalı
Dr. Turan bitkisel ilaç kullanmak isteyenlere de şu tavsiyede bulundu: “Hasta, kendisi için doğru bitkisel ürünü seçmek üzere mutlaka doktoruna danışmalı çünkü bunu bilecek kişi tıbben ve hukuken doktordur. Bitkisel ürünler eczanelerden reçetesiz alınabilir. Fakat kullanım süresini doktorların belirlemesi önemli. Çünkü bazı ürünler, mesela çörek otu, çok kullanıldığında hastayı karaciğer yetmezliğine de sokar. Nasıl bir sonuç getireceğini bilemediğimiz için, hastanın bu ürünleri minimumda kullanmasını tercih ederiz.”
Prostat büyümesi seksüel fonksiyonu etkiliyor mu?
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Miraç Turan bu soruyu şöyle cevapladı: “İşeme problemi yaşayan, yaşlandığını düşünen, prostat büyümesi sürecine girmiş olan bir erkekte sorunlar psikolojik olarak başlıyor. Anatomik olarak boşaldığı yer değişiyor. Bunun ereksiyona dolaylı da olsa etkileri olabiliyor. Kullandığı ürünler, hastaya zarar verebilir. Çünkü prostat için kullanılan ürünler, her zaman bizim kontrolümüzde olan şeyler değil. Biliyorsunuz ki dışarıda, merdiven altı dediğimiz ürünler kullanılabiliyor. Bu da ereksiyonu kötü etkileyebilir.”