12 Ekim Dünya Artrit Günü. Sabahları yaklaşık bir saat veya daha fazla süren sabah tutukluğu, eklemleri rahat kullanamama gibi bulgularla ortaya çıkan artrit her yaşta ve her iki cinsiyette de görülüyor. Hastalığı tanı ve tedavisi hakkında çarpıcı bilgiler veren Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu sigara ve aşırı kilo alımından kaçınılmasını ve hastalığın mutlaka romatoloji doktorları tarafından takip edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Artrit eklem iltihabı anlamına geliyor olsa da eklemlerde iltihaplanmaya yol açan farklı romatizmal hastalıklar bulunuyor. Romatizmal hastalıklarının bir grubunun temel tutulum yerinin eklemler olduğu biliniyor. Bunların içinde en sık olarak romatoid artrit ve spondiloartrite rastlanıyor. Bu iki hastalığın toplumda toplam görülme sıklığı yaklaşık olarak %1 civarında. Türkiye Romatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu, artrit hastalığının belirtileri, tanısı ve tedavisi hakkında önemli bilgiler paylaşıyor.
Eklem iltihabı her yaşta ve her iki cinsiyette görülse de artrite yol açan hastalıkların büyük kısmının ülkemizdeki tüm coğrafi bölgelerde benzer sıklıkta olduğu dikkat çekiyor. Eklem iltihabına yol açan en önemli hastalıklardan olan romatoid artrit ve spondiloartritlerde ailesel yatkınlık olabiliyor.
Artrit hastalığının belirtileri ve tanısı
Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu, artritin en önemli bulgusunun eklemlerdeki şişlik, ağrı ve sabah tutukluğu olduğunu belirterek şöyle açıklıyor: “İltihaplı romatizmal hastalıklarda sabahları yaklaşık bir saat veya daha fazla süren sabah tutukluğu, eklemleri rahat kullanamama yakınması önemli bir bulgudur. Artritin yeterince tedavi edilememesi durumunda ise eklemlerde şekil bozukluğu ve fonksiyon kaybı gelişebilir. Tanıda en önemli nokta hastanın yakınmalarını dinlemektir. Ardından hastalıkla ilişkili laboratuvar testleri istenerek tanının doğrulanması hedeflenir.”
Eklem iltihabının doğru tanınması ve tedavi edilmesi durumunda klinik yakınmalar düzeliyor. Ancak bunun için uzun süreli bir tedavi ve romatoloji hekimin hastalığı takibinin gerekiyor. Erken tanı konulmayan veya doğru tedavi edilmeyen hastalarda maalesef eklemlerde kalıcı hasar gelişebiliyor. Bu durum hastanın eklem fonksiyonlarının bozulmasına ve hareketlerinde kısıtlanmaya yol açabiliyor.
“Sigaranın romatoid artrit hastalığı ile ilişkisi pek çok çalışmada ortaya konuyor”
Eklem iltihabına yol açan hastalıklarda kalıtımın farklı oranlarda rolü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu bu oranın romatoid artrit için yüzde 5 civarındayken, spondiloartritler için yüzde 60 düzeyinde olabileceğini ifade ederek şöyle devam ediyor: “Bu nedenle ailede iltihaplı romatizmal hastalığı olan bireylerin varlığı, diğer aile bireyleri için farklı düzeylerde risk getirebilir. Ancak bu mutlaka ailedeki diğer bireylerde hastalığın çıkacağı anlamına gelmez. Çevresel bazı faktörlerin iltihaplı romatizma gelişiminde katkısı olduğunu kesin bilinmektedir. Bunlar arasında en iyi bilinenleri sigara, diş eti hastalıkları ve kilo fazlalığıdır. Özellikle sigaranın romatoid artrit hastalığı ile ilişkisi pek çok çalışmada ortaya konmuştur. Sigara hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırdığı gibi daha ağrı seyretmesine de yol açabilir. Bu nedenle ailesel yatkınlığı olduğu da düşünülen bireylerin sigara içmemesi, eğer içiyorsa bırakmaları, ağzı hijyenlerinin iyi olması ve diş eti hastalıklarının tedavi edilmesi, aşırı kilo alımından kaçınılması önerilir. Genetik faktörleri çok fazla değiştiremeyeceğimiz göz önüne alınırsa, sigara, ağız bakımı ve aşırı kilo alımının önlenmesi gibi faktörlerin iltihaplı romatizmanın ortaya çıkmaması açısından önemli olduğunu unutmamak gerekir.”
“Tedaviye başladıktan sonra klinik bulgular zamanla kayboluyor”
Romatizmal hastalıklar günümüzde gayet başarılı olarak tedavi edilebilen hastalıklar. Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu, “Bu hastalıkları son yıllarda daha iyi tedavi etmemizi sağlayan seçeneklerimiz giderek artmaktadır. Romatoid artrit tedavisinde kullandığımız konvansiyonel diye isimlendirdiğimiz ilaçların yanı sıra biyolojik ilaçlar dediğimiz seçenekler mevcuttur. Hastalığı takip eden romatoloji doktoru bu ilaç seçeneklerinin uygun olanlarını belirleyip tedaviye başladıktan sonra klinik bulgular zaman içinde hafiler veya kaybolur” diyor.
Hastalık aktifken sıcak kaplıca veya banyolar kesinlikle uygun değil”
Hastaların doğru bildiği yanlışlara da değinen Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu şu noktalara dikkat çekiyor: “Sanıldığının aksine kaplıcalar iltihaplı romatizmal hastalıkların tedavisine iyi gelmediği gibi klinik yakınmaların daha da kötüleşmesine yol açabilir. Bu nedenle hastalığın aktif olduğu dönemlerde kesinlikle sıcak kaplıca veya banyolar uygun değildir. Eklem kireçlenmesi denilen iltihaplı romatizması olmayan bireylerde sıcak su tedavide kısmen de olsa fayda sağlayabilir. Bu nedenle takip eden romatizma doktorunun yönlendirmesi önemlidir. Diğer yanlış bilinen bir nokta kortizon içeren ilaçlar ile ilişkili ön yargılardır. Kortizonlu ilaçların çok zararlı olduğu ve kilo aldırdığı düşüncesi önemli bir korkudur. Ancak uygun doz, süre ve ehil ellerde kullanıldığında bu grup ilaçlar hem çok işe yarar hem de istenmeyen etkileri az olur. Kortizonlu ilaçlar bir miktar iştahı açabilir. Bu nedenle fazla besin tüketilmesi kilo artışı ile ilişkilendirilir. Bu grup ilaçları alan hastaların iştah artışı konusunda uyarılmaları ve fazla kalori almamaları durumunda korkulan bir kilo artışı olmaz. Kortizonlu ilaçlar uzun süreli kullanım için uygun değildir. Bir kere başladığında ömür boyu kullanılacağı düşüncesi çok doğru değildir. İdeali ihtiyaç kalmadığında kortizonlu ilaçların kesilmesidir. Bu kararın doğru zamanda alınabilmesi için düzenli doktor kontrolü önemlidir.”
Fiziksel egzersiz ve dengeli kilo hastaların yaşam kalitelerini artırıyor
Eklem iltihabı nedeniyle çok sayıda ilaç kullanmak durumunda kalan hastaların daha iyi bir yaşam sürdürebilmeleri için düzenli fiziksel egzersiz yapmaları, fazla kilo almamaları kesinlikle öneriliyor. Alınan ilaçların yan etkisi hakkında bilgi sahibi olmak ve belirli aralıklarla kan tahlili yapılması, ilaçların istenmeyen etkilerinin takibi açısından önem taşıyor. Bu nedenle romatoloji doktorunun önerdiği sıklıkta hastaların takibi gerekiyor.
Uzman olmayan kişilerden gelen ilaç önerilerine itibar edilmemeli
Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu, kronik bir hastalığa sahip olmanın ve uzun süreli ilaç kullanmak durumunda kalmanın pek çok hasta açısından kaygı verici bir durum olduğunu ifade ederek hastaların bilgilendirilmesinin önem taşıdığına dikkat çekiyor: “Günümüzde pek çok bilgiye kolay ulaşılabilmektedir. Ancak bu bilgilerin doğruluğu çok fazla kontrol edilmemektedir. Yanlış bilgilendirme nedeniyle ilaçlarını aksatan hastalar çoğu zaman şikayetlerinin artması nedeniyle yeniden doktora başvurmak durumunda kalabilirler. Diğer önemli bir nokta ise, bitkisel gıda takviyesi veya mucize ilaç adı altında satılmaya çalışılan ürünlerin faydası olmayacağı gibi karaciğer, böbrek gibi organlara hasar verebileceğidir. Romatizmal hastalığı olan bireyler için en önemli danışma kaynağı, hastalığı takip eden romatoloji doktorlarıdır. Türkiye Romatoloji Derneği’nin hazırlamış olduğu “Romatizmatv” internet sitesi güvenilir ve doğru bilgi kaynağıdır. Hastalar bilgilenme için bu internet sitesinden faydalanabilirler. Çeşitli hasta gruplarının varlığı hastaların kendi tecrübelerini aktarabilmeleri açısından önemlidir. Ancak her bireyin hastalığı birbirinden farklı seyredebilir ve bir kişiye iyi gelen ilaç bir başkasında sorun yaratabilir. Bu açıdan tecrübe paylaşımı açısından hasta grupları önemlidir ama ilaç önerilerine itibar etmemekte fayda vardır.”