Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkındaki (1) sayılı Kararnamenin çeşitli kurallarına ilişkin iptal istemlerini karara bağladı. Karar, 27.02.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı.
Bu Kararda, Türk Dişhekimleri Birliği ve Türk Tabipleri Birliği tarafından birlikte açılan, Kişisel Sağlık Verileri Hakkında Yönetmeliğin iptali davasında talep edilen ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulan, kişisel sağlık verilerinin Sağlık Bakanlığı tarafından merkezi bir sistemde toplanmasına olanak sağlayan 378. madde de incelendi ve iptal edildi.
Kararda, iptal hükmünün gerekçesi olarak, Anayasa Mahkemesinin benzeri bir konuda daha önce verdiği karara atıf yapılmıştır: “Kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı Anayasa’nın 20. maddesi kapsamında anayasal güvenceye bağlanmıştır. Anılan maddenin üçüncü fıkrasında herkesin, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahip olduğu ifade edilmiş; kişisel verilerin, ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebileceği, kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usullerin kanunla düzenleneceği belirtilmiştir. Buna göre Anayasamın anılan maddesinde düzenlenen ve Kişinin Hakları ve Ödevleri başlıklı İkinci Bölümü’nde yer alan kişisel verilerin korunması hakkına ilişkin olarak CBK ile düzenleme yapılması mümkün değildir (AYM, E.2019/96, K.2022/17, 24/02/2022, § 74).”
Bu bağlamda kişisel verilere ilişkin düzenlemenin ancak kanunla yapılabileceği, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK) ile düzenlenebilecek konuların dışında kalması sebebiyle yetki yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak (1) sayılı Kararnamenin 378. maddesi iptal edilmiştir. Madde, yetki yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinden, içeriğine ilişkin inceleme yapılmamıştır. Diğer bir ifadeyle, Anayasa Mahkemesi bu Kararında, kişisel sağlık verilerinin merkezi bir sistemde toplanması ve ilgililere bu verileri gönderme yükümlülüğü getirilmesine ilişkin kuralın Anayasa’ya uygun/aykırı olduğuna ilişkin bir karar vermemiş; böyle bir düzenlemenin Cumhurbaşkanı tarafından yapılamayacağı, ancak kanunla düzenlenebileceğini belirtmiştir. Bu konuda çıkarılacak kanunun Anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelerle düzenlenen kişisel veri hukukuna uygun olması gerektiğinde kuşku yoktur.
Anayasa Mahkemesi, iptal sebebiyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek nitelikte görüldüğünden iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğun doldurulabilmesi amacıyla TBMM tarafından gerekli düzenlemelerin yapılması için iptal hükmünün dokuz ay sonra (27.11.2024) yürürlüğe girmesine karar vermiştir.
Şimdi ne olacak?
Kişisel sağlık verilerinin merkezi bir sistemde toplanmasına ilişkin yönetmeliklerin dayanağını oluşturan CBK iptal edildiğine göre, 27.11.2024 tarihine kadar kanuni düzenleme yapılmadığı takdirde, bu kuralların dayanağı kalmadığından, diğer hukuka aykırılıkları bir yana, sadece bu sebeple dahi hukuka aykırı hale gelmiş olacaktır.
Bu konunun düzenlendiği yasa, hukuka uygun olarak ve zaman yitirilmeksizin çıkarılmalıdır. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacak değişikliklerle yönetmelikler yeniden düzenlenmeli, Bakanlık tarafından toplanacak verinin Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 6. Maddesinde belirlenen amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olması ivedilikle sağlanmalıdır.
Hastalarımızın kişisel sağlık verilerini korumak ve meslektaşlarımızın sır saklama yükümlülüğünü sürdürmek amacıyla, kanunla izin verilse dahi gerektiğinden fazla veri toplanmamasının şart olduğunu bir kez daha kararlılıkla belirtmek isteriz.
İlgili yönetmelik kuralları henüz yürürlükte ve uygulanabilir niteliktedir. Ancak bu kurallar, içerik yönünden hukuka aykırılıklarının yanı sıra, dayanağı olan düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğunun tespit edilmiş olması da gözetilerek uygulanmalıdır. Bu bağlamda, sağlık verilerinin, temel bir anayasal hak olan özel hayatın gizliliği hakkını ihlal etmeyecek ölçüde, kişisel bilgiler olmaksızın Bakanlık ile paylaşılmasında herhangi bir sakınca bulunmamakla birlikte, buna uygun bir sistem ivedilikle kurulmalıdır.
Saygılarımızla.
Türk Dişhekimleri Birliği