Ana Sayfa Görüşler Sağlık Dönüştükçe Sağlıklı Kalmayı da Öğreniyoruz….

Sağlık Dönüştükçe Sağlıklı Kalmayı da Öğreniyoruz….

Yıllardır ülkemizde süre gelen sağlık ve sigorta politikalarının, ortak devlet anlayışı içerisinde ele alınmaması ve popülist yaklaşımlarla idare edilmesi, bir çok açıdan düzensizliğe ve kronikleşen bir takım sorunlara sebebiyet vermiştir. Bu tür yaklaşımlar, sağlıkta gelişmenin önünü tıkamış, devlet hastanelerinde kaliteli hizmet alımı nerdeyse yok olmuş, insanları muayene sıralarında perişan etmiş ve sağlık alanında devamlı açık veren ve kontrolden çıkan bir araç görüntüsü vermiştir.

Son yıllarda, sağlık sistemindeki değişiklikler, aslında yıllar önce arzuladığımız değişikliklerdi. Sağlıkta Dönüşüm Projesi de işte tam bu noktada sağlıkta beklenen uygar yaşam standartlarını yakalamamıza ivme katacak bir proje olarak karşımıza çıkmıştır. Aslında bu projeye yıllarca açık veren bir deliğin kapatılma projesi de diyebiliriz.

Bu değişime sırasıyla bakarsak;

SSK Hastaneleri’nin Devri

Proje ilk olarak, Sigorta Hastanelerini tek elde toplayarak Sağlık Bakanlığı’na devretmiştir. Sağlık Bakanlığı’na devri ile toplam 370 civarı olan Sigorta Hastaneleri, Sağlık Bakanlığı bünyesinde Devlet Hastanelerine dönüştürülmüş ve Bakanlığın toplam hastane sayısı 813’e çıkarılmıştır. Burada istenilen, ilgili hastaneleri tek elden, minimum maliyetle işleterek, gider ve gelirlerini kontrol altına almak ve daha verimli çalışmasını sağlamaktı.

Özel Hastanelerle Anlaşma

Bu devrin ardından, devlet, kendi hastaneleri özel hastanelerle rekabet edebilecek duruma gelene kadar ve hastanelerindeki yükü azaltmak için, özel hastanelerden hizmet satın alması yaparak ve kendisine sağlık primi ödeyen sigortalılarına seçim hakkı tanıyarak, özel hastanelere sevksiz gitmesinin önünü açmıştır. Bakanlığın yaptığı anlaşma gereği, 2010 yılının başına kadar sigortalı, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Listesi üzerinden %30’luk ilave katkı payı ödeyerek muayene olma fırsatı yakalamıştır. 2010 yılı başından itibaren ise SGK, anlaşmalı olduğu özel ve vakıf hastanelerini, hastadan aldıkları fark ücretini belirlemek için sınıflandırma yoluna giderek hastanenin hizmet kalitesi çeşitliliği ve yatak kapasitesine göre yaptığı puanlamayla hangi hastanenin hangi sınıfta hizmet vereceğini belirledi. SGK ve Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği kriterlere göre A, B, C, D, E grubuna ayrılan hastanelerin, hastadan alacakları fark ücreti de sınıfına göre belirlenecek. Buna göre A sınıfı hastane, hastadan en fazla %70 fark ücreti alırken, E sınıfı hastanede, hasta %30 fark ücreti ödeyerek muayene olabilecek. Buna ek olarak, anlaşmalı olmayan özel hastanelere de, branş bazında sözleşme imkanı getirilerek hastane entegrasyonu genişletilmiştir. Anlaşma yapılabilecek branşlar da kategorize edilmiştir.

* Cerrahi
* Kardiyoloji
* Tıbbi onkoloji
* Radyasyon onkolojisi
* Doku ve organ nakli
* Gama ve cyber knife

Acil Durumlarda Tedavi

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na istinaden çıkarılan önemli hükümlerden birisi de Genel Sağlık Sigortası olan hastalardan acil ve ciddi sağlık tehdidinin bulunduğu durumlar için, Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmeli özel sağlık hizmet sunucuları tarafından ilave ücret talep edilmemesidir. Bu da sigortalıların, acil durumlarda, en yakın hastaneden hizmet almasına önemli ölçüde yardımcı olmuş ve bu husustaki mağduriyetleri ortadan kaldırmıştır. Böyle bir uygulama ciddi bir şekilde sağlıkta insana verilen değerin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bu durum acil haller için Sosyal Güvenlik Kurumu’yla sözleşme yapmamış özel sağlık kuruluşları için de geçerlidir.

Aşağıda yer alan liste, ilave ücret alınamayacak ciddi sağlık tehditlerinin bulunduğu durumlardır:

1)Acil servislerde sunulan sağlık hizmetleri ile acil haller nedeniyle sunulan sağlık hizmetleri,
2) Yoğun bakım hizmetleri,
3) Yanık tedavisi hizmetleri,
4) Kanser tedavisi (radyoterapi, kemoterapi, radyo izotop tedavileri),
5) Yeni doğana verilen sağlık hizmetleri,
6) Organ, doku ve hücre nakilleri,
7) Doğumsal anomaliler için yapılan cerrahi işlemlere yönelik sağlık hizmetleri,
8) Diyaliz tedavileri,
9) Kardiyovasküler cerrahi işlemleri

 

Aile Hekimliği

Aile Hekimliği Uygulaması, sigortalının, direkt 2. ve 3.basamak hastanelere gitmesini engelleyerek, gereksiz yapılan masrafların önüne geçmek ve bireyleri bilinçlendirerek yaşam kalitelerini ve sağlık düzeylerini yükseltmek amacıyla kurulmuş bir müessesedir. Bu uygulama pilot olarak birkaç ilde denenmiş ve olumlu sonuçlar alınmıştır. Tüm Türkiye’de hayata geçirilecek olan Aile Hekimliği’nde, her ailenin bir hekimi olacak ve kişilerin tüm sağlık durumları, hastalığa yakalanmadan koruyucu önlemler alarak sağlık gelişmeleri takip edilecek ve danışmanlık hizmeti verecektir. Acil durumlar hariç, Aile Hekimliği’ne başvurmadan 2.ve 3.basamak hastanelere gidilmesinde devlet, hiçbir katkı sağlamayacaktır.

Medula ve İlaç Takip Sistemi

Genel Sağlık Sigortası ile bir çatı altına toplanan Emekli Sandığı, Bağ-Kur, Sosyal Sigortalar Kurumları’nın (SSK) alt yapısını sağlayan bir bilişim ayağını oluşturan, anlaşmalı tüm hastanelerin verdikleri hizmet, kullandıkları tıbbi malzeme ve ilaçların bedellerini geri alabilme işlemini gerçekleştiren; aynı zamanda da sosyal güvenlik ağının kontrol ve denetimini sağlamak adına oluşturulmuş bir sistemdir. Bu sisteme ek olarak, devreye alınan ilaç takip sistemi ile de, devlet, ilacın üretiminden nihai tüketiciye ulaşmasına kadar olan süreci, ilaç kutularına uygulanan karekod ile takip ederek, hem ilacın fazlaca tüketilme yolunu kesmiş hem de gereksiz yere kullanılmayan ilaçların devlete fatura edilmesinin önüne geçilmiş olunmaktadır.

Elektronik Devrim

Bakanlık, bütün vatandaşların hastalık bilgilerini elektronik ortamda topluyor. İlk etapta yaklaşık 10 milyon kişinin rahatsızlıkları, kullandıkları ilaçları ve röntgen sonuçları Ulusal Sağlık Bilgi Sistemi’nde bir araya getirildi. Nüfusun geriye kalan kısmı için hastanelerdeki hasta dosyaları tek tek bilgisayar ortamına atılıyor. Elektronik sağlık kayıtları, gereksiz kan ve idrar tahlili istenmesinin önüne geçerek her geçen yıl artan sağlık giderlerini de azaltacak. Uygulama en çok vatandaşı sevindirecek. Bir gün arayla bile farklı hastaneye giden hastadan aynı tahliller alınmayacak. Doktorlar da ”Geçmişte ne gibi rahatsızlar geçirdin veya ailende kronik hastalığı olan var mı?” diye sormayacak.


Hasta, Türkiye’nin her neresine giderse gitsin tüm hastanelerde, e-sağlık sistemi ile takip edilecek ve daha önceden yapılmış olan bir tahlil varsa aynı tahlil bir daha istenmeyecek.

Ayrıca eskiden hasta, hastaneye gittiğinde istenen sağlık karnesi ve vizite kağıdı devri ortadan kalkmış; bu sistemin devreye girmesi ile birlikte kişi, nüfus cüzdanı ile hastaneye müracaat ettiğinde tüm bilgileri görünmekte ve tedavi olabilmektedir.

Tam Gün Uygulaması

Sağlıkta dönüşümün önemli bir ayağı da, hasta ile hekim arasındaki para alışverişinin önüne geçmektir. Hastalar, branşında iyi olan bir doktora ulaşabilmek ve ondan hizmet alabilmek için ilk olarak onun muayenehanesine gitmek ve biraz da yüklü bir miktar para ödemek zorunda kalıyordu.

Bakanlık, hekim ve hastalar arasındaki para ilişkisinin ortadan kalkacağı, hastaların sağlık hizmetine erişiminin kolaylaşacağı, üniversitelerdeki öğretim üyelerinin asli görevleri olan eğitim ve araştırma faaliyetlerini hakkıyla yerine getireceği, tüm personelin ek ödemelerinin arttırılacağı, Sağlık Bakanlığı ile üniversiteler arasındaki işbirliğinin geliştirileceği gibi gerekçelerle Tam Gün Uygulaması’nı savunuyor. Buna ek olarak Tam Gün Uygulaması’na geçen hekimlerin maaşlarında artış olacağını da belirtmiştir.

Şu anda yasa hakkında sanırım Anayasa Mahkemesi’nin kısmi iptal kararının ardından ne olacağı tam olarak netlik kazanmadı ama yasalaştığında hekimlerin bu durumda karar vermesi gerekecektir.Ya kamu kurumlarını seçip tam gün çalışacak ya da istifa edip kendine ait  muayenehane işletecekler..Ayrıca tıbbi kötü uygulama sonucu oluşabilecek zararlarda, kurumlarınca kendilerine yapılacak rüculara karşı sigorta yaptırmak zorunda kalacaklardır.

 

Tüm bu saydıklarımız aslında sağlıkta bir reform olmasının yanı sıra, bu uygulamalar ile devletin amacı, sağlıkta radikal değişikliklerle hastalar lehine düzenlemeler getirerek daha sağlıklı ve bilinçli bir toplum oluşturmak ve alınan sıkı gider denetimleri ile daha güçlü bir sağlık yapısına ulaştırmak olduğu da açıktır.

Hasta için de kolaylıklar getiren bu dönüşüm, hastaneye ve hekime ulaşımı kolaylaştırmış birkaç gün önceden randevu alarak hastaneye gitme devri de sona ermiştir.