Koçak Farma CEO’su ve Genel Müdürü Uzm. Dr. Hakan Koçak’dan pandemi güncelinde yerli ilaç sanayi ve Koçak Farma özelinde görüşlerini aldık.
W-Ürettiğiniz stratejik ilaçlar ve yatırımlarınız ile ön plandasınız köklü firmanızın vizyonel anlayışını sizden alabilir miyiz?
H.K.- Koçak Farma kuruluşundan itibaren yenilikçi ürünlerle,rekabet ve büyüme için yüksek katma değerli teknolojik yatırımlara öncelik vermektedir.
Hedefimiz; Türkiye ilaç sanayinin yapısal dönüşümüne öncülük ederek yüksek katma değerli inovatif ürünler üretmektir.
Halk sağlığını ilgilendiren stratejik önemi haiz ilaçta ithalata bağımlılığı ortadan kaldırmak, ihracatla sektörel dış ticaretin ekonomik büyümeye etkisini negatiften pozitife çevirmek ve ülkemizin bölgesel Ar-Ge ve teknolojik ilaç üretim merkezi olmasına katkıda bulunmak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
W-Kasım 2017 de “Ayrıca giderek artan uluslararası uyuşmazlıklarda ilk akla gelen ambargo ya da savaş hallerinde halkın ilaç ihtiyacının karşılanması yerli ilaç üretimi başka bir ifadeyle ilaçta yerelleşme ile mümkündür.” İfadeniz olmuştu ve pandemi içindeyiz .Bir çok ülke kendi ihtiyacı için ilaç ve hammadde ihracatını durdurdu! Halk sağlığı açısından kendine yeterliliğin önemi hakkında görüşlerini alabilirmiyiz?
H.K.-Daha önce de belirttiğim gibi özellikle savaş ve ambargo gibi olağan üstü hallerde ilaç ve serum ihtiyacının yerli olarak üretilip,karşılanması son derece önemlidir.Günümüzde bunun önemini bir başka olağanüstü durum olan ve küresel tehdit haline dönüşen COVİD-19 pandemisiyle birlikte yaşamaktayız.Türk İlaç Sanayisi COVİD-19 pandemisinde kullanılan önemli ilaçları ve ciddi oranda artan serum ihtiyacını karşılayabilecek güçtedir. Gelişmiş ülkelerin birbirlerinin maskesine tıbbi malzemesine el koyduğu bir dünyada kendimize her anlamda yerli ve milli kaynaklarla yeter olmanın önemi bir kez daha net bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Koçak Farma olarak ülkemizin ilaç ve serum ihtiyacını karşılamayı kesintisiz sürdürmekteyiz.
COVİD-19 tedavi algoritmalarının içinde azitromisin,enoksaparin sodyum ve dipiridamol etken maddeli ürünlerimiz yer almaktadır.
Ayrıca son olarak COVİD-19 Pandemisi Tedavi Algoritmasında yer alan, ülkemizin ilk jenerik yerli üretim Hidroksiklorokin Sülfat etken maddeli ürünümüzün ruhsatını alarak,üretimini gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bu ürünümüzü 300 bin doz olarak COVİD-19 tedavisinde kullanılmak üzere Sağlık Bakanlığı’na bağışlanacaktır.
Hiç kuşkusuz içinde bulunduğumuz dönemde talebin çok artmış olduğu serum üretimi de kesintisiz sürmektedir.
2017’de ilk defa yabancı ortaklı bir ilaç şirketini satın alan Türk şirketi olarak ne kadar stratejik ve önemli bir yatırımı Türkiye’ye kazandırdığımızı görüyoruz.
İntravenöz serumların tedavideki yeri ve önemi tartışılmazdır. Serumun yerli üretimi halk sağlığının güvencesidir. Ayrıca genel olarak yerli üretim ilaçları kolaylıkla erişilebilir hale getirdiği gibi, ilacın kamu maliyesine yükünü de azaltır. Bu satın alma Koçak Farma’ nın yatırım planı hedeflerinin realizasyonu kapsamında bir operasyondur.
W- Yine aynı haberde “İthalata dayalı ilaç tedarik modeli sürdürülebilir olmadığından Türkiye’nin ilaçta yerelleşme projesi bir tercih değil ekonomik ve stratejik bir zorunluluktur.” Hem yatırımlarınızdan ve 2023 Vizyon Hedeflerimize dair çalışmalarınızı paylaşır mısınız?
H.K.- Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde 140.000 m2 alanda kurulu ve 100.000 m2 kapalı alanda yıllık 500 milyon kutu üretim kapasitesine sahip ileri teknoloji donanımlı tesislerimiz; Türkiye’nin en büyük ilaç üretim tesislerindendir.
Aynı zamanda İstanbul/Ayazağa’da 50 bin m2 alanda kurulu Serum Üretim Tesislerimiz 80 milyon ünite/yıl üretim kapasitesine sahiptir.
Koçak Farma, Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde 2014 yılında toplam 1.100.000.000 TL sabit yatırım teşviki kapsamında Biyoteknolojik ilaç üretim tesislerini kurmuştur. Daha sonra 384 milyon lirayla yatırıma devam edilmiştir. Dolayısıyla 2014’ten bu yana 1.5 milyar liralık yatırım gerçekleştirmiş bulunuyoruz.
2023 Vizyon Hedefleri doğrultusunda;Sağlık Bakanlığı öncülüğünde ve 10.Kalkınma planı ile başlatılan yerelleşme adımları ile yurt içi ilaç üretiminde önemli bir artış olmuştur.
Lokal olarak üretilen ilaçların kutu olarak oranı % 80’in üstüne çıkmıştır.Ancak TL yani değer bazında baktığımızda bu oran lokal olarak üretilen ilaçlarda % 50’nin altındadır.
Her şeyden önce yerelleşmede 3.aşamaya geçilerek yerel üretiminin ağırlığını değer olarak da artırmak gerekmektedir.
Özellikle ithal olarak tedarik edilen biyoteknolojik ürünlerde yeterli yatırımların yapılmamış olması ve patent koruması altında olan ilaçların çok yüksek bedelle temin edilmesi,önemli bir cari açık yaşanmasına neden olmaktadır.
W- Ülkemizde ilaç hammaddesi üretimi pandemi ile zorunluluk haline geldi. Bu alanda yatırım yapmanın zorlukları var mıdır, mevcut hammadde üretimlerinizden ve kamudan beklentilerinizden bahseder misiniz?
H.K.- Küresel ilaç endüstrisinin kullandığı ham madde ihtiyacının % 50’si Çin tarafından karşılanmaktadır. Dünyanın en büyük ilaç hammaddesi tedarikçisi konumunda olan Çin’den başlayarak dünyayı etkisine alan pandemi üretimden lojistiğe her alanda son derece negatif etkiler yaratmaktadır. Bir başka önemli ilaç ham maddesi tedarikçisi olan Hindistan ham madde üretiminde ilk basamak ürünleri genellikle Çin’den almaktadır. Dolayısıyla dünya çapında ham madde temin ve lojistiğinde ciddi sıkıntılar yaşanmış olup,bu durum maliyetlere de yansımıştır. Küreselleşme ve ölçek ekonomisi tuzağına ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm ülkeler yakalanmıştır.Aynı sıkıntılar bu ülkeler içinde geçerlidir.
Koçak Farma bu anlamda diğer firmalardan ayrışmaktadır. Bazı ürünlerimizin hammadde üretimi firmamız tarafından yapılmaktadır. Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesinde yer alan ilaç ve biyoteknolojik ilaç üretim tesisleri içinde ayrıca hammadde üretim tesisisimiz de bulunmaktadır.
Burada kritik konu devletin yerel ham madde üretimini destekleyecek ve teşvik edecek tedbirler almasıdır. Ham maddesi de yerli olarak üretilen ürünlerin geri ödemesine ve tüketimine ayrıcalık tanınması gerekmektedir.
COVİD-19 nedeniyle yaşanan ve şahit olunan olaylar konunun ne kadar stratejik öneme sahip olduğunu ortaya koymuştur. Sağlık ile ilgili tehditler ister doğal ister suni şekilde ortaya çıkmış olsun tüm ülkeleri ve ekonomilerini durduracak etkiye sahip olabilmektedir. Gelecekte de benzeri sorunların olabileceğini unutmadan stratejik yatırımları şimdiden daha fazla yapmak zorundayız.
W- COVİD-19 tedavi algoritmasında yer alan ve halen kullanımda olan bir ilacınızı 30.000 doz Sağlık Bakanlığı’na bağışladınız ve ülkemizin ilk jenerik yerli üretim Hidroksiklorokin Sülfat etken maddeli ürününü de üretip 300.000 doz bağışlamayı planlıyorsunuz destekleriniz sürecek midir?
H.K.-Koçak Farma olarak bugüne kadar yaptığımız yatırımlar, dışa bağımlılıktan kurtulmak üzere kullanıma sunduğumuz ürünler gerek ilaca ulaşımda ve gerekse kamu maliyesine ciddi katkılar sağladı. Söz konusu bağışlar sağlanan katkıların yanında son derece sembolik kalır. Biz her zaman ilaçla ilgili her alanda devletimizin ve halkımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.
Ayrıca Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Koçak Farma Ar-Ge Merkezi bünyesindeki Sağlık Bakanlığı Onaylı BSL3/ABSL3 laboratuvarlarında inaktif COVİD-19 Aşısı ve Hiperimmun serumu üretimi ile ilgili çalışmalar da devam etmektedir. Koçak Farma Tübitak tarafından COVİD-19 web portalında yayınlanan yetkinliği olan kişi ve kuruluşlar arasındadır.
Ülkemizde COVİD-19 ile mücadelede ilaç stok ve tedariki ile ilaca erişilebilirliğin hayati önemini biliyoruz. Olağan zamanlarda olduğu gibi içinde bulunduğumuz olağanüstü durumda da sorumluluklarımızın bilincindeyiz.
Koçak Farma olarak Sağlık Bakanlığı’nın COVİD-19 tedavi protokollerinde yer alan birçok ürünü üretmeye ve Sağlık Bakanlığımız hastanelerine tedarik etmeye devam etmekteyiz. Bu bağlamda tüm tedarik yükümlülüklerimize ve yeni taleplere cevap verecek kapasiteye sahibiz ve üretime ara vermeden devam etmekteyiz.
devam edecek……..