Merhaba Sevgili Dostlarım.
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl Ekim Ayından itibaren Paris Antlaşması ile ilgili Kanunun, TBMM de kabul edilmesinden bu yana “Küresel Isınma ve İklim Değişikliği” konuları, iş dünyamızda ve sosyal yaşantımızda, hem şirketler – hem kamu kurumları, hem de sektörel federasyonlar ve platformlar olarak, alınan önemli kararlarla gündeme gelmeye başladı.
Ancak, sadece ülkemizin değil tüm dünyanın geleceğini ilgilendiren bu gibi önemli konularda, özellikle iklim değişikliğine, özel bir bilinçle ve ortak akılla yaklaşan şirketleri tenzih ederek söylemek gerekirse, bazı şirketler tarafından yapılan açıklamalar/reklamlar ve verilen taahhütler, biraz hava kalıyor gibi bir his uyandırıyor!
Dolayısıyla, pastadan pay kapmak için, çok acele etmeden – olaylara ve gelişmelere daha tutarlı ve de duyarlı yaklaşmak gerekiyor!..
Yani kısaca; sürdürebilirlik konusunda aldığınız kararlar ve yaptığınız uygulamalar yeterli değil ise, çıkar odaklı amaçlarla “Sarı Saçlı ve Yeşil Gözlü” görünmeye, pek çalışmamak lazım! 😊
Eğer; kurumsal ayak izleriniz, bu konularda yere sağlam basmıyorsa, aman dikkat!..
Acele etmeyin! Her şeyi organize ettikten sonra yola çıkın! Özellikle ve genellikle de;
*) Belli belirsiz tanımlamalara ve gerçek olmayan iddialara…
*) Gerçek üstü doğa resimlerine ve abartılı sözcüklere…
*) Sera gazı salınımında eksik veya taraflı açıklamalara…
*) Doğa ve çevre ile ilgili geçmişteki tutarsızlıklara…
*) Çevre dostu ürün veya hizmet gamınızın eksiklerine…
*) Varsa geri dönüşümü olmayan ambalaj malzemelerine… Dikkat ederek, hem bireysel hem de kurumsal olarak ortak bilinçle, ayaklarımızı yere sağlam basmalıyız… Diye düşünüyorum!..
Öncelikle; konuya doğru bir şekilde yaklaşmak ve kurumsal ayak izlerinizin mevcut durum analizi (Karbon ve Su Ayak İzi + Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm) ile işe başlamak gerekiyor!
Daha sonra da 2025 + 2030 + 2050 Hedeflerimize doğru, konuyla ilgili gerekli özel eğitimleri alarak, bu hedeflere yönelik stratejik planlamalarla, reklamlarda ve çeşitli platformlarda net açıklamalar yaparak, yola çıkmak önemli!..
Bunun içinde; İSO Eğitimleri en doğru adreslerden biri… Eğitimlerden bazı başlıklar ise;
*) Karbon Bilgilendirme + Karbon Ayak İzi Hesaplama Eğitimi…
*) SDGS Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını İş Modellerinde Etkinleştirme Eğitimi…
*) Su Yönetimi Bilgilendirme + Su Ayak İzi Hesaplama Eğitimi…
*) Döngüsel Ekonomi Eğitimi / Ülkemizde yılda “20 Milyon Ton Gıda” çöpe gidiyor…
*) Atık Yönetimi Eğitimi / Çöpteki sebze ve meyvelerden “Kompost Gübre” üretilebiliyor…
*) Kurumsal Sürdürülebilirlik Eğitimi / Yeşil Enerji ve Hibrit Akaryakıt Tüketimi… Şeklinde!..
Bu eğitimler neticesinde oluşturulacak ekiplerle, tüm çalışanların bilgilendirilmesi ve desteklerinin istenmesi, iklim değişikliği ile ilgili hedeflerinize bir kurum kültürü olarak yaklaşmanızı sağlayacaktır!
Ürettiğiniz, ürün veya hizmet ne olursa olsun, sadece üstdüzey yöneticiler olarak her şeye siz karar vererek, karar aşamasında çalışanlarınızdan ve tedarikçilerinizden gerekli desteği almaz da, onlardan sadece kararlarınızı uygulamalarını isterseniz, işte o zaman tüm paydaşlarınız ile birlikte “Maalesef” sürdürülebilir tasarruf tedbirleriyle, üretimde ve geri dönüşümde israfın önüne geçemeyen “Sarı Saçlı ve Yeşil Gözlü Şirketler”in, en ön sıralarında yer alabilirsiniz!..
Televizyon reklamlarına biraz dikkatli olarak bakarsanız, ne demek istediğimi anlarsınız. Bildiğiniz gibi şimdilerde, sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma kavramları çok moda! J
Hem iş dünyasında hem de sosyal yaşamda, “Küresel Isınma – İklim Değişikliği – Karbon ve Su Ayak İzi – Sera Gazı Salınımı – Atık Yönetimi – Geri Dönüşüm” gibi kavramların, hemen hemen hepsinin açıklamasında yer alan “Sürdürülebilirlik”; en açık ve net tanımıyla, kurumsal sosyal sorumluluk ilkeleriyle “Bugünün İhtiyaçlarını, Yarınlara Zarar Vermeden Karşılamaktır!”
Bu konuda doğru adımlar atmak isteğinde olan şirketler için, hiç unutulmaması gereken de, kurumsal anlamda sürdürülebilirliğin; önce bireysel olarak çalışanlarınızın, sürdürülebilirliğe olan inançlarıyla doğru orantılı olduğudur. Sonra da, tedarikçileriniz ve müşterileriniz ile paydaşlarınız gelmekte!..
Diğer yandan şirketinize katma değer katabilecek sağlıklı bir eylem planı için, bu konudaki işbirliği destekleri ile atılan ulusal ve uluslararası adımları da gözardı etmemek gerekiyor!
2000 li yılların başında ortaya konan UNGC (Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi) sonrası, 2016 da yürürlüğe giren UNDP (BM Kalkınma Programı ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları) doğrultusunda, ülkemizde 2019 yılında TÜSİAD + TÜRKONFED ve UNDP Türkiye ortaklığında “İş Dünyası ile Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları” arasında köprüler kurarak, iş dünyamızın sürdürülebilir kalkınmadaki rolünü güçlendirmek üzere hayata geçirilen, ortak eylem platformu, bunun güzel bir örneği!..
2030’a doğru, iyi bir yol haritası için, sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının 17 ana maddesi;
*) Yoksulluğa Son ve Yaşam Standartları…
*) Açlığa Son ve İsrafın Önlenmesi…
*) Sağlık ve Kaliteli Yaşam…
*) Nitelikli Eğitim İmkânları…
*) Toplumsal Cinsiyet Eşitliği…
*) Temiz ve Arıtılmış Sağlıklı Su Tüketimi…
*) Erişilebilir Temiz Enerji…
*) İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme…
*) Sanayide Yenilikçilik ve Alt Yapı…
*) Eşitsizliklerin Azaltılması…
*) Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar…
*) Sorumlu Üretim ve Tüketim…
*) İklim Eylemi…
*) Sudaki Yaşam…
*) Karasal Yaşam…
*) Barış + Adalet ve Güçlü Kurumlar…
*) Amaçlar için Sürdürülebilir Ortaklıklar…
Sizlere ve bizlere, toplumsal dayanışma ile ışık tutacaktır diye düşünüyorum!
Daha mutlu bir gelecek için, sevgi ve saygılarımla…
ALİ RIZA DEĞER