Ana Sayfa Tıp&Sağlık SARS-CoV-2 virüsüne karşı insan vücudunda üretilen yeni antikorların parçaları

SARS-CoV-2 virüsüne karşı insan vücudunda üretilen yeni antikorların parçaları

Uluslararası bilim insanı grubu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına yol açan SARS-CoV-2 virüsüne karşı insan vücudunda üretilen yeni antikorların parçalarını tespit etti.

sputniknews: MedicalXpress ve EurekAlert’in aktardığına göre, bilim insanlarının “nanokorlar” (nanobodies) adını verdiği yeni antikorlar, klasik antikorlardan daha küçük olması sayesinde dokuya daha iyi nüfuz edip daha büyük miktarda üreyebiliyorlar. Bilim insanları, nanokorları, aynı anda virüsün farklı kısımlarına saldıran potansiyel olarak özel etkiye sahip moleküller halinde birleştirmeyi başardılar.

Bonn Üniversitesi Doğuştan Bağışıklık Enstitüsü’nden Dr. Florian Schmidt’in sözlerine göre, bağışıklık sistemi neredeyse sonsuz sayıda farklı türden antikor üretiyor, ama bunlardan çok azı koronavürüsü yenebiliyor.

Araştırma sırasında, SARS-CoV-2’ün yüzey proteinini alpaka ve lama olmak üzere iki hayvana yerleştirildi, hayvanların bağışıklık sistemi buna karşı antikor üretti. Alpaka ve lama, karmaşık antikorların yanı sıra, nanokorlar için altyapı olarak hizmet edebilecek çok daha basit antikor türlerini üretti. Birkaç hafta sonra hayvanlardan alınan kan örneklerinden üretilen antikorlara ilişkin genetik enformasyon elde edildi ve koronavürüsün iğne proteinini belirleyebilen unsurlar ortaya çıkarıldı.

Araştırma grubunun lideri, Bonn Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Paul-Albert König, “Toplamda düzinelerce antikor elde ettik ve bunları bir kez daha analiz ettik” diye konuştu. Dört nanokorun, hücre kültürlerindeki patojene karşı etkili olduğu ortaya çıktığı ifade edildi.

Protein iğnenin enfeksiyon için büyük öneme sahip olduğunu anımsatan Dr. König, bu proteinin cırt gibi hareket ettiğini, onun sayesinde patojenin hücreye bağlandığını anlattı. Ardından cırt yapısını değiştiriyor, bağlanma için önemli olan bileşeni atıyor ve virüs zarfının hücreyle kaynaşmasına aracılık ediyor. “Nanokorlar da virüs hedef hücresiyle karşılaşmadan bu yapısal değişikliği tetikliyor” diyen Dr. König, “Değişiklikler büyük olasılıkla ters çevrilemez olacak. Bu nedenle virüs artık hücrelere bağlanamayacak ve onları enfekte edemeyecek” diye ekledi.

Araştırmacılar ayrıca nanokorların bir başka önemli avantajından da yararlandı: Basit yapıları, birkaç yüz kat daha etkili olabilen moleküller oluşturmaya izin veriyor.

İsveç’teki Karolinska Enstitüsü’nden Martin Hällberg, koronavirüsün protein iğnesindeki iki farklı yere bağlanan nanokorları birbirine “diktiklerini” söyledi. Bu kombinasyonun, virüsün insan hücreleri arasında yayılma yeteneğini engellemeye yardımcı olduğunu anlatan Hällberg, birleştirilmiş nanokorların ayrıca mutasyona uğramış virüse karşı da etkili olduğunu kaydetti. İsveçli bilim insanı, “Dolayısıyla virüsün bu birleşik nanokorlara karşı dirençli hale gelme riski son derece düşük” diye kaydetti.

Hällberg, nanokorların koronavirüs aşısına ek olarak ilaca dönüştürülebileceği tahmininde bulundu.