Ana Sayfa Görüşler Savaş Malkoç, “Köklü Bir Reform Artık Kaçınılmaz”

Savaş Malkoç, “Köklü Bir Reform Artık Kaçınılmaz”

Savaş Malkoç, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri

W- İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nın Genel Sekreteri Savaş Malkoç’dan Türk ilaç endüstrisi özelindeki özel değerlendirmelerini ;
Aralık 2023’de;
“Bizler Endüstri Olarak Üzerimize Düşeni Yapmaya Her Daim Hazırız”
“Türk İlaç Endüstrisi Ekonomik Sorunlar ve Mevzuata Dayalı Açmazların Kıskacında Zorluklarla Dolu Bir Seneyi Daha Geride Bırakıyor”
almıştık ve değerli görüşlerini paylaşmıştık.
Bizleri kırmadı her zaman verdiği değerli katkılarla tekrar güncele dair değerlendirmelerini aldık ve sunuyoruz;

W- Sayın Savaş Bey İEİS temel amacı nedir?
İlaç sektöründeki diğer kuruluşlar arasında nasıl bir yerdesiniz?

 

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Savaş Malkoç İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) olarak amacımız, dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak Türk ilaç endüstrisinin sürdürülebilir bir şekilde gelişmesini sağlamak ve uluslararası rekabet gücünü artırmak. Üye firmalarımızın çıkarlarını korurken, aynı zamanda toplum sağlığına katkı sunmayı da öncelikli hedeflerimiz arasında tutuyoruz. Bu doğrultuda, sektörün düzenleyici kurumlarla ilişkilerini güçlendiriyoruz, yasal çerçevelerin iyileştirilmesine yönelik öneriler sunuyoruz. Ar-Ge, inovasyon, biyoteknoloji gibi stratejik alanlarda sektöre yön veriyoruz.

Tüm bunları yaparak da ülkemizin ilaç endüstrisinde önce bölgesel ardından da küresel bir üretim ve ihracat üssü olmasını hedefliyoruz.

İEİS, Türkiye’deki ilaç sektörünün köklü ve etkili temsilcilerinden biri. 60 yılı aşkın süredir sektöre liderlik eden bir Sendikayız. Ülkemizin önde gelen ulusal ve çok uluslu 52 şirketi üyelerimiz arasında yer alıyor. İEİS sadece bir sektör temsilcisi değil, aynı zamanda Türk ilaç endüstrisinin gelişimine yön veren bir güç.

W- Temsiliyetiniz kuruluşunuza üye olan ilaç firmalarıyla oldukça büyük bir ağ demek. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?

S.M.- Belirttiğim gibi Sendikamıza üye 52 ulusal ve çok uluslu firmamız mevcut. Üyelerimizin temel faaliyet alanını ilaç üretimi oluşturuyor. Üyelerimizin; referans üründen eşdeğer ürüne, referans biyoteknolojik ve biyobenzer ilaçlara, etkin madde üretiminden ithalatına, kan ürünleri, aşılar, enteral beslenme ürünleri vb. ürünlerin hastalara sunulması ve sözleşmeli üretime kadar geniş ve farklı çalışma alanları bulunuyor. Gururla söylemeliyim ki bugün ülkemiz pazarında kullanılan her 100 kutu ilacın 51 kutusu üyelerimiz tarafından vatandaşlarımızın kullanımına sunulmaktadır. Bu kapsamda İEİS olarak ilaç endüstrisinin her alanında aktif rol üstleniyor ve Türk ilaç endüstrimizin gelişimi odaklı politikaların oluşturulması için yoğun çaba gösteriyoruz.

W- Kuruluşunuzun gelecek 5 yıllık vizyonu nedir?
Sektöre yönelik hedefleriniz nelerdir?

S.M.- Bildiğiniz gibi uzun zamandır, Türk ilaç endüstrisi olarak zorlu ekonomik koşullar ve başta ilaç kuru, fiyatlandırma ve geri ödeme mevzuatındaki açmazlar olmak üzere kritik teknik sorunlarla mücadele ediyoruz.

Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına girdiğimiz yeni dönemde bu statükonun değişme zamanı geldiğini düşünüyoruz. Bizler, hak ettiğimiz değeri görmek ve geleceğe güvenle bakmak istiyoruz.

Dolayısıyla önümüzdeki süreçte tüm bu konuların şeffaf ve istikrarlı düzenlemelerle çözüme kavuşmasını, böylece başta biyoteknoloji olmak üzere ilaç endüstrisinde ülkemizi bir üretim ve ihracat üssü haline getirme hedefimize yönelik politika, gelişme ve başarılarımızı ana konular haline getirmek istiyoruz.

W- 2024 yılında endüstrinin ekonomik göstergelerinde neler yaşandı?

S.M.- 2024 yılının ilk 10 ayında, ülkemiz ilaç pazarı değer bazında 262 milyar TL düzeyine, miktar bazında ise 2,2 milyar kutu seviyesine geldi. Özellikle kutu bazında Türk ilaç pazarında Covid sonrasında ilk defa bir daralma olduğunu da belirtmek isterim. Nitekim 2024 yılı ilk 10 ayındaki pazar daralması kutu bazında %1,4 olarak gerçekleşmiştir.

Üretime bakacak olursak, Türk ilaç endüstrimizin mücadele ettiği tüm zorlu ekonomik koşullar ve kronikleşmiş sorunlarına rağmen, 2024 yılının ilk 9 ay ortalaması ile bir önceki senenin aynı dönemi karşılaştırıldığında imalat sanayi üretimi aynı seviyesini korurken ve kimya sektörü üretimi %2,3 artarken, ilaç sanayi üretimi %3,8 oranında artış gösterdi. Bu dönemde ülkemizin toplam sanayi üretim artışı ise %0,4 olarak gerçekleşti.

Bu veriler, stratejik bir sektör olan endüstrimizin tüm zorlayıcı koşullara rağmen üretimine kesintisiz devam etme gayretinde olduğunu net olarak ortaya koymaktadır.

Endüstrimizin istihdamı ise 2023 yılında, %4,8 büyüme gösterdi. Aynı dönemde Türkiye toplamı %2,4, imalat sanayi %1, kimya sanayi ise %3,5 artış gösterdi. 2015-2023 dönemine bakıldığında da Türkiye genelinde istihdam %25 oranında artarken, ilaç endüstrisi için bu oran %53 olarak gerçekleşti. Son yıllarda güncel kur ile ilaç kuru arasındaki farkın açılmasına ve yüksek oranlı maliyet artışlarına rağmen ilaç sektörü istihdam artışını gayretle sürdürerek, Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans gösterdi. Ancak 2024 yılının daha da zorlaşan koşulları sebebiyle sektör olarak istihdamı azaltacak önlemler almaya zorlandık. Umut ediyoruz ki önümüzdeki süreçte endüstri olarak istihdama katkımızı sürdürebiliriz.

Öte yandan, 2024 yılının ilk on aylık döneminde Türkiye ihracatı %3,2 büyüme gösterirken, ilaç ihracatı %2,1 oranında artışla 1.875,5 milyon ABD Doları seviyesine ulaştı. Bu seneyi ise yaklaşık 2,5 milyar dolarlık tarihi bir ihracat rakamı ile kapatmayı öngörüyoruz.

Buna karşılık, değer bazında ihracatımızın potansiyelinin çok altında kaldığını da belirtmek isteriz. İhracatımızın özellikle değer bazında artmasının önündeki temel etken yine ülkemizdeki ilaç fiyat politikasıdır, miktar bazında yaşanan artışın değer bazındaki karşılığı bu durumun başlıca göstergesidir.

Yurtiçindeki düşük ilaç fiyatları firmalarımızın dış pazarlara açılma faaliyetlerine zarar vermektedir. Büyük zorluklarla girdiğimiz ihraç pazarlarında ülkemizdeki aşırı düşük fiyatlar önümüze referans olarak çıkartılmakta, bu durum ilaçlarımızı daha düşük fiyatlardan ihraç etmemize yol açmaktadır. Sonuç olarak ihraç fiyatlarımız dünya ortalamasının gerisinde kalmakta ve ihraç gelirlerimizin artması engellenmektedir. Nitekim, yakın zamana kadar 40 dolar düzeyinde olan birim ihraç fiyatlarımız 26 dolara kadar gerilemiş durumdadır.

W- İlaç sektöründe yaşanan en önemli sorunlar sizce nelerdir?
Bu sorunlara çözüm bulmak için kuruluşunuz ne gibi çalışmalar yapıyor?

S.M.- Türk ilaç endüstrisi olarak en hayati sorunlarımız, yaşadığımız ekonomik koşullarda artık tamamen işlevini yitirmiş olan ilaç kuru, fiyat mevzuatı ve geri ödeme uygulamalarıdır.

Bildiğiniz gibi döviz kurundaki dalgalanmalar nedeniyle ilaç kuru 2022 ve 2023 yıllarında ilk kez 2 defa güncellenmek zorunda kalmıştır. Tüm bu ek tedbirlere rağmen ilaç kuruyla güncel kur arasındaki makasın açılması durdurulamamıştır. 2024 yılında durum daha da vahim hale gelmiştir. Maalesef üretim maliyetlerinde görülen hızlı artışa rağmen ilaç kuru Aralık 2023 tarihinden sonra ilk defa 24 Ekim 2024 tarihinde ve sadece %23,5 oranında güncellenerek 21,6721 TL olmuştur. Beklentilerimizin çok altında ve çok geç yapılan bu güncelleme maalesef firmalarımızın mali sorunlarına kalıcı bir çözüm üretmekten uzak kalmıştır.

Bugün geldiğimiz ekonomik koşullarda mevcut ilaç kuruyla ileri teknolojiye dayanan, kesintisiz yatırım gerektiren bir endüstriyi ayakta tutmamız mümkün değildir. Bu konuda halen ilave adımlar atılması gerektiğini düşünüyoruz.

Böylesi kısa vadeli çözümlerin endüstrimizi geleceğe taşıması mümkün değildir. Yaşadığımız süreç, mevcut ilaç fiyatlandırma mevzuatının günümüzün ekonomik ve mali koşullarına göre köklü bir reforma tabi tutulmasının artık kaçınılmaz olduğunu açıkça göstermektedir.

Endüstrimizi mali açıdan zorlayan bir diğer sorun SGK’nın geri ödeme politikalarıdır. Zaten ilaç kuru politikası nedeniyle düşük ilaç fiyatı alan endüstrimiz buna ilave olarak SGK’ya %41’lere varan iskontolar yapmak zorundadır.

Fiyatlandırma ve geri ödeme alanındaki bu uygulamalarının sonucunda ülkemizdeki ilaç fiyatları hammaddeyi aldığımız Hindistan’da üretilen ilaçların fiyatlarından bile daha düşük hale gelmiştir.

Bu nedenle, iskonto oranlarında gecikmeksizin her bir kategoride 18 puanlık indirim yapılması ve halihazırda iskonto oranı sıfır olan ilaçlarda 18 puanlık ilave ödeme gerçekleştirilmesi endüstrimiz için büyük önem taşımaktadır.

Yeni bakış açısıyla geri ödeme politikalarımızın da aynı fiyatlandırma politikalarında olduğu gibi revize edilmesi zorunluluk halini almıştır.

Bu alandaki sorunlarımıza yönelik; Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız, Hazine ve Maliye Bakanımız, Sağlık Bakanımız, ilgili Bakan Yardımcılarımız ile TİTCK ve SGK Başkanlarımız ve yetkililerimizle sık sık bir araya gelerek değerlendirmelerde bulunuyor, çözüm önerilerimizi detaylı şekilde aktarıyoruz. Umuyoruz en kısa sürede bu alanlarda bugünü değil geleceği birlikte şekillendirmek üzere etkili adımlar atılır.

W- Türkiye’de ilaç erişimi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Hastaların ilaçlara erişimini kolaylaştırmak için neler yapılabilir?

S.M.- Ülkemizin köklü bir geçmişe, yüksek üretim teknolojisi ve nitelikli iş gücüne sahip, sürekli Ar-Ge ve ileri teknolojili yatırım yapan ve her koşulda aralıksız üreten bir ilaç endüstrisi var.

Uluslararası standartlarda ve hatta gelişmiş ülkelerdeki birçok benzerinden daha ileri düzeydeki üretim tesisleriyle ülkemizde kullanılan her 100 ilacın 92’sini ülkemizde üretiyoruz. Bu dünyada çok az ülkenin yakalayabildiği bir başarı.

Bu sayededir ki sektörümüz, Covid-19 pandemi dönemi ve ülkemizin yaşadığı deprem felaketleri gibi en olağandışı süreçlerde dahi pek çok gelişmiş ülkenin başaramadığını başararak vatandaşlarımızı ilaçsız bırakmamıştır.

Ancak son yıllarda endüstrimizin, az önce ifade ettiğim fiyatlandırma ve geri ödeme alanlarında, yaşadığı ciddi sıkıntılar üretimini, nitelikli personel istihdamını, ithalatını da tehdit etmektedir. Bunun yanı sıra ilaç ekosistemimizin diğer iki önemli aktörü olan depolar ve eczaneler de benzer mali sorunlarla karşı karşıyadır. Hızlı ve yeterli tedbir alınmadığı takdirde bu ekosistemin tamamında telafisi güç sorunlar oluşmasından endişe ediyoruz.

Bunun yanında, İEİS olarak, hastalarımızın ihtiyaç duydukları her ilaca hızlı ulaşımı ve kamu maliyesindeki yükün azaltılması için özellikle biyoteknolojik ilaçlarda dışa bağımlılığımızın azaltılması ve bu alanda yerli üretimi destekleyecek kapsamlı bir yerelleşme stratejisinin ortaya konması için de çalışmalar yürütüyoruz.

W- İlaç fiyatları probleminin çözümüne yönelik önerileriniz nelerdir?
Bu tür problemlerin çözümünde sivil toplum kuruluşlarının rolü ne olmalıdır?

S.M.- İlaç sektöründeki fiyat politikalarının ekonomik gerçeklikle örtüşmediği artık net olarak ortadadır. Bu fiyat politikasının, sürekli yüksek miktarda yatırım ve Ar-Ge harcaması yapmak zorunda olan ve bu kapsamda çok ciddi iç ve dış rekabet ile karşı karşıya bulunan ilaç endüstrimizi geleceğe taşıması mümkün değildir. Bu nedenle, fiyatlandırma mevzuatının günün ekonomik gelişmeleri de dikkate alınarak mutlaka revize edilmelidir.

Yeni ilaç fiyat mevzuatında; referans fiyat sistemi korunmalı ancak aksayan yönleri düzeltilmelidir. Bu kapsamda; yeni mevzuatta 5 kaynak ülkeden fiyatı en düşük olan değil; 5 kaynak ülkenin fiyatının aritmetik ortalaması esas alınmalıdır.

Ayrıca, ilaç kuru belirlenirken bir önceki yılın ortalama Avro değerinin % 60’ı yerine % 100’ü alınmalı ve Şubat ayı sonunda değil yılın ilk iş günü devreye girmeli, bu kur yılda 1 defa değil en az yılda 2 defa güncellenmelidir.

Bir başka deyişle referans fiyatlandırma sisteminin devreye alındığı 2004 yılındaki yapısına yaklaştırılması gerektiğini düşünüyoruz.

Bu alana dair tüm çözüm önerilerimizi ilgili kamu kurumlarımızla paylaşmaya devam ediyoruz.

devam edecek….