Her tıkanık nefese ameliyat şart mı? Her isteyene yeni burun yapılır mı?
- Akıllı telefonlar ile çekilen selfie (özçekim) fotoğrafları, en küçük kusurları bile ortaya çıkardığı için burun estetiğinde talep patlaması yaşanıyor. Burun ameliyatlarındaki artışın tek nedeni estetik kaygılar da değil. Nefes almayı kolaylaştıran deviasyon ameliyatlarındaki oranlar yükselince, cerrahi başarı Türkiye’yi dünya çapında burun ameliyatlarının yıldızı haline getirdi.
- Peki her burnunu beğenmeyen estetik olabilir mi? Her nefes alma güçlüğü deviasyon ameliyatı gerektirir mi? Her şikayet edene yeni burun yapılabilir mi? Türkiye’de en çok uygulanan estetik ameliyatı olan burun cerrahi ile ilgili sorulara Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Öner Çelik yanıt verdi.
Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Öner Çelik burnun eğriliği sonucu oluşan nefes alma sorununu çözmek amacıyla yapılan deviasyon ve estetik olarak burnun şeklini değiştiren rinoplasti ameliyatlarıyla ilgili merak edilen başlıkları anlattı.
Özellikle akıllı telefonların hayatımıza girmesinden sonra pek çok kişide estetik kaygılarla beraber estetik ameliyat sıklığının arttığına dikkat çeken Doç. Dr. Çelik, bu süreci ise şöyle anlattı:
“Selfie merakı insanların yüzünü fark etmesine ve bir takım deformeleri görmesine neden oldu. ‘Benim burnumun kanadı şöyle’, ‘Burnumun üstü böyle görünüyor’, ‘Profilden çekince burnum iyi görünmüyor’ gibi değerlendirmeler yapılmaya başlandı. Son yıllarda estetik ameliyatların patlama yapmasının nedeni ‘selfie’ler… Sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde böyle. Türkiye’ye de yurtdışından gelen pek çok hastamız var. Kanada’dan, ABD’den, Arap ülkeleri ve İsrail’den çok hasta estetik için bize geliyor.”
NEFES ALMA GÜÇLÜĞÜ, HORLAMA, BAŞ AĞRISI…
Deviasyonun ise; burnu ikiye bölen, kıkırdak ve kemik yapıdan oluşan ortadaki bölgenin bir tarafa doğru eğri olmasından kaynaklanan ve nefes almayı güçleştiren anatomik bozukluk olduğunu anlatan Doç. Dr. Çelik, deviasyon ameliyatlarındaki başarı yüzdelerine özellikle dikkat çekti. Doç. Dr. Çelik deviasyona neden olan belirtileri şöyle sıraladı:
“Nefes almada güçlük, burun tıkanıklığı, nadiren baş ağrısı şikayetleriyle doktora başvurulur. Özellikle spor yaparken burnun tıkanması, uykuda horlama, ağız açık uyuma, uykuda solunum kesilmeleri, uyku bölünmeleri şeklinde de ortaya çıkar. Uyku apnesine de yol açabilir. Diş etlerinde problemler, kronik farenjit, daha ileri safhalarda kalp fonksiyonlarını etkileyebilecek bir takım rahatsızlıklar da burun ile ortaya çıkarabiliyor.”
Toplumda çok sık görülen bir rahatsızlık olmasına karşın birçok kişinin horlama ve baş ağrıları ortaya çıkıncaya kadar deviasyon sorununun farkına varamadığını söyleyen Doç. Dr. Çelik, çocuklarda solunum güçlüğü, ağzı açık uyuma ve buna bağlı olarak bademciklerin büyümesi, geniz etinin ilerlemesi şeklinde de deviasyonun ortaya çıkabildiğini dile getirerek, kadınlarda 16, erkeklerde 18 yaşından sonra ameliyat yapabildiklerini vurguladı.
BURUN FONKSİYONLARI DEVRE DIŞI KALIYOR
Deviasyon nedeniyle burnun nemlendirme yapamadığını, filitrizasyon, havayı ısıtarak akciğerlere gönderme, mikropları tutma gibi görevlerin devre dışı kaldığına dikkat çeken Çelik, “Bu durumda direkt olarak ağızdan soluma yapan bir kişide ağızdan başlarsak ağız kuruluğu, diş etlerinde problemler, farenjit, akciğerlerle ilgili problemler ortaya çıkabiliyor. Horlamayla birlikte olunca bazen solunum kesikliği dediğimiz uyku apne hastalığına varıncaya kadar burun tıkanıklıkları yapabiliyor” dedi.
BURUNDAN NEFES NEDEN ÖNEMLİ?
Deviasyonun kalbe etkisiyle ilgili yapılan çalışmalarda, ameliyat sonrası kalbin pompalama gücünde ciddi artışlar saptandığını, kardiyak fonksiyonların daha iyiye gittiğinin görüldüğünü anlatan Doç. Dr. Çelik, kalbin düzenli çalışması, bazı fonksiyonlarını tam yapabilmesi için burundan sağlıklı nefes almanın önemine dikkat çekti.
Bazı hastaların ise ileri deviasyonları olmasına karşın durumdan şikayetçi olmadıklarını belirten Çelik, bu durumu şöyle açıkladı:
“Deviasyonun seviyeleri var. Her burundaki ufak tefek eğrilikleri ameliyat etmeye gerek yok. Hastada sıkıntıya yol açıyorsa cerrahi yapıyoruz. Deviasyon dışında burun içerisindeki tıkanıklığa bir takım polipler, burun etlerindeki bozukluk ya da büyümeler, alerjik rinitler de neden olabiliyor. Deviasyon fonksiyonel açıdan nefes almaya engel patolojik durumlara sebep oluyorsa, baş ağrısı, burun tıkanıklığıyla birlikte ağzı açık uyumak, uykuda solunum kesilmesi gibi belirtiler oluşmuş ise kişi ameliyat edilmelidir.”
NEFES YÜZDE 80 DÜZELİYOR
Deviasyon ameliyatı sonrası nefes alıp vermenin ortalama yüzde 80 oranında düzeldiğine dikkat çeken Doç. Dr. Çelik, hastaların günlük yaşam kalitelerinin arttığını, bazılarında horlamanın hemen yok olduğunu bildirdiğini söyledi. Uyku apnesinin azaldığını, uzun dönemde kalp fonksiyonlarının daha iyi etkilediğini de vurgulayan Doç. Dr. Çelik, ameliyatın genel anestezi altında yaklaşık bir saat sürdüğünü, beraberinde estetik müdahale olduğunda sürenin dört saate ulaşabildiğini dile getirdi. Çelik, hastaların sadece bir süre buruna takılan tampon nedeniyle sıkıntı yaşayabileceğini söyledi.
Geçmişte ameliyat sonrası yaşanan enfeksiyonların kullanılan yeni tür tamponlarla azaldığını, enfeksiyon riskinin azaldığını, ancak nadiren dikişlerde enfeksiyon veya kan birikmesi yaşanabileceğini belirten Doç. Dr. Çelik, en geç iki hafta içinde hastanın rutin hayatına döndüğünü söyledi.
NEDEN İKİ AYRI YÖNTEM VAR?
Doç. Dr. Çelik, rinoplasti ameliyatlarını Türkiye’de çok görülen kırık ve eğri burunlar için yaptıklarını, estetik amaç dışında burun tıkanıklığını gidermek için fonksiyonel açıdan da bu yola başvurduklarını belirtti. Rinoplasti ameliyatlarının “burun sırtını koruyan” ve “korumayan cerrahi” şeklinde ikiye ayrıldığını, her iki tekniğin de açık ve kapalı olarak yapılabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Çelik, şunları anlattı:
“Açık teknikte genellikle burun orta bölmesinin cilt kısmında, dudağın hemen üstünde bir kesi yapılıyor. Kapalı teknikte ise burun dışında hiçbir kesi olmaksızın işlem tamamen içeride gerçekleşiyor. Burun üzerindeki tümseklik, hörgüç klasik tekniklerde kesip çıkartılıyordu. Ancak son yıllarda her vaka için geçerli olmasa da kesmeden burun içinden bir takım küçültmeler, burun sırtı orijinali gibi kalarak içeriden çökertmeyle estetik ameliyatı yapıyoruz. Buna burun sırtı koruyucu cerrahi deniyor. Ameliyat sonrası ağrı minimum oluyor”
ESTETİK FARK EDİLİR Mİ?
Doç. Dr. Çelik, ameliyatı herkesin anlamamasının estetik burun cerrahisi başarısının bir göstergesi olduğunu söyledi. Estetik burun ameliyatlarının 2-2,5 saat arasında sürdüğünü, bu sürenin uygulanan teknik ve burun yapısına göre değişebildiğini belirten Çelik, bazı durumlarda işlem süresinin dört saate kadar uzayabildiğini söyleyerek, “Tampon, atelle birlikte bir hafta kalıyor. Bir haftalık sürede burun içi daha iyi iyileşiyor. İyileşme süresi iki haftayı da bulabiliyor” diyor.
Geçmiş yıllarda ameliyat sonrasında 3-4 hafta burun ve yüzde morluk, şişlik görüldüğünü, ancak artık morluk ve şişliğin en geç dördüncü günde kaybolduğunu söyleyen Doç. Dr. son yıllarda kullanılan tekniklerle ameliyat sonrası burun ucu düşmelerinin de çok azaldığını vurguladı.
AMELİYATTAN SONRA GÜNEŞ VE GÖZLÜK YASAK
Doç. Dr. Çelik, ameliyat öncesi yapılması ve yapılmaması gerekenleri de şöyle anlattı:
“Ameliyattan bir hafta önce kan sulandırıcıların, ağrı kesicilerin kesilmesi gerekiyor. Ameliyat sırasında kanamayla ilgili sıkıntı olmaması için bitkisel ilaçlardan da kaçınılmalıdır. Ameliyattan bir hafta sonra bu ilaçları alabilirler. Ameliyat sonrası 3-4 kez buz tedavisi öneriyoruz. Ağır spor yapmaması, egzersizlerden kaçınmasını söylüyoruz.Ameliyattan sonra üç ay boyunca gözlük takmaması gerekiyor. Güneşe çıkarken cildin hasar görmemesi için koruyucu kremler kullanılmalıdır. Burun ucunda kesi yapmışsak iz kalmasını minimuma indirecek bir takım kremler kullanılmasını istiyor. Darbeye dikkat edilmeli, ilk altı ayda ufak tefek travmalardan dahi kaçınılmalı. Burnun içine normal su çekilmemeli. Burun temizliği için özel solüsyonlar kullanılmalı. İlk bir- iki ay havuza da girilmemesini istiyoruz.”