Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akif Emre Eker, Türkiye aile hekimliği modelinde mevcut kayıtlı hasta sayıları ve ikinci basamak ile üçüncü basamak hastanelerin mevcut ödeme modeliyle sevk zinciri uygulamasının mümkün olmadığını belirtti.
Eker, sağlık ocaklarında pilot illerde uygulanacak yeni düzenlemeyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Sağlık Bakanlığının devlet hastanesinin acili yerine önce aile hekimliğinin aciline başvurulmasını önerdiğini ve acil servislerdeki yığılmayı önlemek için hazırlanan bu önerinin dört ilde pilot uygulamayla başlayacağını anımsattı.
Acil servislerin randevu sistemi ile bakılması için yeterince beklenemeyecek olan kalp krizi, travma, yanık gibi rahatsızlıklara ilk müdahalelerin yapıldığının altını çizen Eker, “Dört ilde uygulanmaya başlanması planlanan yeni uygulamanın tehlikeli sonuçları çıkabilir. Çünkü acil serviste çalışan meslektaşlarımızın çalışma ortamına sahip olmayan aile hekimleri ve hastalar, ‘Acil’ diye gelen hastaya bakarken çoğu zaman sorun yaşayacaktır. Zaten acil diye ev, okul veya iş yerinden çıkan hasta, aile hekimine gittiğinde o an acısının giderilmesini isteyecek. O hastaya ‘Sen yarın bu hastaneye git, seni oraya sevk ediyorum’ diyen aile hekimi, büyük ihtimalle şiddete veya hakarete maruz kalacaktır.” ifadelerini kullandı.
Acil servislerdeki çalışma ve donanıma sahip olmayan aile hekimlerinin, gelen hastayı ertesi gün hastaneye sevk ederken yaşanacak risk konusunda da endişe duyduklarını belirten Eker, acil sınıfına girmese bile, göğüs, baş, mide ağrısı, nefes darlığı gibi travmatik durumların dışında yaşanan vakalar için başvuran hastaların belki de ölümle burun buruna gelebileceğini savundu.
“Vicdanımızın taşımayacağı bu riski lütfen hafife almayınız.” ifadesini kullanan Eker, Sağlık Bakanlığının acil servislerdeki iş yükünü azaltma çabasına destek verdiklerini vurguladı.
Aile hekimlerinin esnek mesai uygulaması ile 19.00’a kadar kayıtlı hastalarına birçok ilde ve birimde hizmet verdiklerini aktaran Eker, “Yeni öneriye göre gece 23.00’a kadar aile hekimlerinin mesai yapması istenmektedir ancak akşam 17.00 ile 19.00 arasındaki başvuran hasta oranı bile bunun gereksiz olduğunu göstermektedir. Çünkü bu iki saat içinde başvuran hasta sayısı sadece yüzde 1,03 oranındadır.” değerlendirmesini yaptı.
Sağlık Bakanlığının çalışmasında hastanın öncelikle özel hastaneye sevkinin teşvik edilmek istendiğine işaret eden Eker, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye aile hekimliği modelinde mevcut kayıtlı hasta sayıları ve ikinci basamak ile üçüncü basamak hastanelerin mevcut ödeme modeliyle sevk zinciri uygulaması mümkün değildir. Daha önce denenmiş ve olmayacağı tüm kesimlerce görülmüştür. Yaşanan her problemde, koruyucu hekimlik ile bağdaşmayan her işte akla ilk olarak aile hekimlerinin gelmesini doğru bir yaklaşım olarak görmüyoruz. Bizler asli işimiz olan koruyucu ve önleyici hekimlik refleksi ile çalışmak istiyoruz.
Zorunlu olmayan gönüllülük esasına göre yapılandırılmış, mesai sonrası hizmet karşılığı verilen hizmet bedelinin olduğu, acil servis merkezi dışında yapılandırılmış ve ilgili tüm kesimlerin işin içinde olacağı bir uygulamayı görüşmeye ve detaylandırmaya varız. Çalışma planlarımızda yapılacak olan değişikliklerle ilgili, birinci basamak sağlık hizmetiyle bağdaşmayan, bizlerin fikir ve görüşleri alınmadan zorunlu olarak planlanan her türlü değişikliğin geçmişte nasıl acı durumlar oluşturduğunu hep birlikte yaşadık. Unutulmasın ki bundan sonra da bizlerin kabullenmediğimiz ve saha çalışanlarından kopuk yapılan hiçbir uygulama sağlıklı bir sonuca ulaşmayacaktır.”
Yeni “teşvikli sevk zinciri uygulaması” ile ilgili olarak kayıtlı nüfusların 2 binlere çekilerek uygulama yapılacağının söylendiğini aktaran Eker, nüfusların bu sayıya çekilmesi ile ilgili plan ve senaryoların detaylarından haberlerinin olmadığını ifade etti.