İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Klinik Psikoloji Uzmanı Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan; Gencin sınav sürecine hazır olmuşluğunun sağlanması için tam anlamıyla öğrenme gerçekleştirebiliyor olması gerekir. Burada ‘’tam anlamıyla öğrenme’’ kavramını kullanmamın sebebi öğrenme sürecinin ’özel ders almak, ödevleri yapmak, test çözmek, dersleri tekrar etmek’’ gibi sadece düşünce ve davranışları kapsayan bir süreç olmamasıdır. Gelişimsel büyüme döneminde olan gencin bu süreçte duygusal ihtiyaçlarının da giderilmesi öğrenme süreci üzerinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Düşünüleninin aksine sınav dönemine hazırlanan gencin, günde kaç saat çalıştığı ya da ne kadar test çözdüğünden ziyade akademik başarısını etkileyen en önemli faktör aile ve genç arasında kurulan olumlu, hoşgörülü ve duyarlı bir etkileşim ortamıdır.
Bu dönemde ebeveynler tarafından iletişimde yapılan en büyük yanlışlardan biri gencin duygularından ziyade, notlarının konuşulmasıdır
Ebeveynler bu dönemde gençle kurdukları iletişimde çoğunlukla derslerine çalışıp çalışmadıkları, sınavlardan kaç puan aldıkları, dışarı çıkmak yerine ders çalışmaları ya da telefonuyla oynamamaları gibi gençlerin neyi yapmaları ya da yapmamaları gerektiğine odaklanabilmektedirler. Bu durum gencin davranış kısmını iletişimde ön planda tutarken; ne hissettiği, geleceğe yönelik düşünceleri, kaygıları ve korkuları ya da bunalmışlığına dair duygu ifadesini kapsayan iletişimleri ise geri planda tutabilmektedir.
Anlaşılmadığını hisseden genç, hem içinde bulunduğu gelişimsel sürecin hem de sınav sürecinin stresiyle kendisini öfke patlamalarıyla, kurallara karşı gelmeyle ve uyum problemiyle, çalışmamayla ya da çabalamamayla ifade etmeye başlayabilir. Bununla birlikte gençte yemek yememe, uyuyamama, ağlama krizleri, kalp çarpıntısı ya da nefes darlığı gibi psikolojik belirtler de bu sürece eşlik edebilir. Bu durum gencin öğrenme sürecinin düşmesine, stres ve kaygı gibi olumsuz duygu deneyimlerinin de artmasına neden olabilmektedir.
Bu dönemde gencin fark edilmek, desteklenmek, kabul görmek, değerli hissetmek, güvende hissetmek, saygı görmek keyif alanlarına yer açmak gibi duygusal ihtiyaçlarının fark edilmesi hem sınav sürecine hazır oluşluğu hemde gencin psiko-sosyal gelişimi açısından oldukça önemlidir
Ailenin ergenlik dönemi ile ilgili olarak doğru ve yeterli bilgilere sahip olması ergeni anlaşılır ve güvende hissettirir. Bu dönemde pek çok konuda aile ile çatışmalar başlar. Bu çatışmalar olumsuz olarak yorumlansa da bireyin bağımsızlığını kazanmasına katkıda bulunur. Ancak ailenin bu çatışmaları nasıl yönettiği ergenlik sürecinde önemli bir rol oynamaktadır.
Yönlendirici değil destekleyici ebeveyn rolünü üstlenmek oldukça önemlidir
Sınava hazırlık, özellikle ilgilerinin arttığı hızlı bir büyüme ve gelişmenin gerçekleştiği gençlik döneminde birey için önemli bir sorun haline gelebilmektedir. Dolayısıyla genç ders dışı farklı ilgilere yönelebilir ya da derslere dikkatini yoğunlaştırmada güçlük yaşayabilir.
Sınav dönemine hazırlanan gencin bu gelişimsel döneminde öz saygı düzeylerinde de değişimler meydana gelebilir. Kendilerine duydukları saygı gerçeği yansıtmayacak şekilde düşük veya yüksek olabilir. Bu durum genci sınav sürecine dair gerçekçi olmayan düşüncelere itebilir. Bununla birlikte gencin bir yandan özerlik çabası artar ve kendi hayatıyla ilgili bağımsız kararlar vermeye çalışır.
Bağımsızlık isteğinin artmasının yanında aynı zamanda ergenler ailelerine duydukları ihtiyacı sürdürürler. Bu ikilem sürerken ebeveynlerin ergenin kendi hayatıyla ilgili uygun kararlar verebileceği konularda denetimi bırakması ancak bilgilerinin kısıtlı olduğu alanlarda da ona rehberlik etmesi önem taşır. Böylece gencin yavaş yavaş olgun kararlar verebilme yetisi gelişir.
Özellikle sınav sürecinin yaklaşmasıyla ebeveynlerin dikkat etmesi gereken 10 önemli nokta;
- Gencin sınava yeterince hazırlanabilmesi için gerekli koşulları oluşturması açısından destekleyin. Örneğin, dengeli beslenme ve uyku, sessiz bir çalışma ortamı, yeterli kitap ve özel öğretmen gibi rahat bir şekilde çalışabileceği ortamı hazırlamasına olanak sağlayın.
- Meslek seçiminde yönlendirici ve tercih eden ebeveyn rolü yerine, bilgilendirici ve destekleyen ebeveyn rolünde olun. Seçimlerde ölçü ebeveyn değil gencin kendisi olmalıdır.
- Mükemmeliyetçi beklentilerden uzak, başarı ve başarısızlıktan ziyade gencin çabasına vurgu yapın.
- Mevcut hedefe ek olarak birlikte esnek ve alternatif hedefler belirleyin.
- ‘’Kazanırsan alırım.’’ ‘’Sınavı geçersen gidebilirsin.’’ gibi başarı endeksli dilden uzak durun!
- Çocuğunuz sınavdan çıktığında ona ‘’Sınavın nasıldı?’’ yerine ‘’Nasılsın?’’ şeklinde sorular sorarak onun duygularına odaklanın.
- Ergenlik dönemi özellikleri her ne kadar benzer özellikler göstersede her ergenin öyküsü biriciktir. Dolayısıyla ötekiler ile kıyaslamak yerine ergeni biriciklik üzerinden yani kendi mevcut potansiyeli üzerinden değerlendirin.
- Stres ve kaygı gibi olumsuz duyular bu süreçte gence eşlik etmesi normaldir. Önemli olan stresi ortadan tamamen kaldırmak değil, işlevselliğini bozmayacak yoğunlukta yaşamasıdır. Tüm bu tutum ve davranışlar gencin hem gelişimsel sürecin oluşturduğu stresi hem de sınav döneminin oluşturduğu stresi azaltmasına yardımcı olur.
- Genç bireyin duygu, düşünce ve davranışlarını gözlemleyin.