Yeni bir çalışmada, aspirinin öncüsü olan söğüt kabuğundan yapılan ekstraktın geniş spektrumlu etkili antiviral özelliklere sahip olduğu bulundu. Bu buluş, yakında soğuk algınlığı ve grip gibi viral enfeksiyonlarla mücadelede yeni bir yönteme sahip olacağımız anlamına gelebilir.
Söğüt ağacının kabuğunun yüzyıllardır geleneksel ilaç olarak ağrıyı dindirmek için kullanıldığı düşünülüyor. Aktif maddesi salisin 1828 yılında keşfedildi ve 10 yıl sonra salisilik asit oluşturmak için kullanıldı. Daha sonra, 1899’da Bayer ilaç firmasındaki bilim adamları, salisilik asidi değiştirerek asetilsalisilik asit (aspirin olarak da bilinir) oluşturdular.
Jyväskylä Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yapılan bir Finlandiya araştırması, söğüt kabuğu ekstraktının etkili, geniş spektrumlu bir antiviral ajan olabileceği bulundu.
Yapılan çalışmada, ekstrakt, araştırmacıların kestiği, dondurduğu, öğüttüğü ve sıcak su kullanılarak çıkarıldığı, ticari olarak yetiştirilen söğüt dallarının kabuğunun toplanmasıyla yapıldı. Araştırmacılar daha sonra bunu iki enterovirüs türü, Coxsackievirus A (CVA) ve B (CVB) ve iki koronavirüs, mevsimsel bir koronavirüs ve COVID-19’a neden olan SARS-CoV-2 içeren hücre örnekleri üzerinde test etti.
Virüsler zarflı veya zarfsız olabilir, yani dış lipit zarına sahip olabilirler veya olmayabilirler. Enterovirüsler gibi zarfsız virüsler, genellikle koronavirüsler gibi zarflı virüslerden daha öldürücüdür. CVA el, ayak ve ağız hastalığına neden olabilir ve CVB enfeksiyonu perikardit ve miyokardite yol açabilir. Hem CVA hem de CVB menenjite neden olabilir. Mevsimsel koronavirüsler genellikle soğuk algınlığı semptomlarına ve hafif üst solunum yolu hastalığına neden olur; COVID-19’un daha fazla tanıtılmasına gerek yok.
Araştırmacılar, Salix ekstraktının farklı virüs türleri üzerinde farklı etki mekanizmaları sergilediğini buldu. Enterovirüsler ekstraktla tedavi edildikten sonra hücrelere giremedi; SARS-CoV-2 örneklerinde virüs tedavi edilen hücrelere girebildi ancak içeride çoğalamadı. Mikroskop altında bakıldığında, koronavirüslerin parçalandığı, enterovirüslerin ise sağlam olduğu ancak genomlarını serbest bırakıp çoğalmalarının engellendiği görüldü.
Araştırmacılar ekstraktın eklenme zamanlaması üzerinde deneyler yaptıklarında, ekstraktın replikasyon döngüsünün belirli bir aşamasından ziyade virüsün yüzeyinde etki gösterdiğini buldular.
Araştırmacılar ayrıca ticari olarak hazırlanmış saliksin ekstraktı ve saliksin tozu da dahil olmak üzere söğüt kabuğundan elde edilen bileşikleri de test etti. Yalnızca salixin ekstraktı antiviral aktivite gösterdi; bu da araştırmacıların Salix ekstraktının özelliklerinin farklı biyoaktif bileşiklerin etkileşiminden kaynaklanabileceğini düşündürüyor.
Ekip, daha fazla araştırmaya ihtiyaç dolduğunu belirtti.
Could willow bark provide our next life-saving antiviral medicine?
Scientists have found that specially processed samples of willow bark extract have an antiviral effect which isn’t seen in already known medical compounds from willow bark, such as salicylic acid, the precursor to modern aspirin. The extract worked against two common types of virus with very different structures, enteroviruses and coronaviruses, suggesting the potential for a new broad-spectrum antiviral to help us fight viruses that are otherwise hard to treat.