Solunum yollarını doğrudan etkileyen hastalıkların tedavisinde nebülizatör kullanımı bir hayli yaygın. Ancak seçilen cihazın performansı yeterli olmadığında hastalığın tedavisi uzuyor, tedaviden alınan verim azalıyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sedat Öktem, nebülizatörün tedavi sırasında oluşturduğu partikülün büyüklüğü ve nebülizasyon oranının tedaviyi doğrudan etkilediğinin altını çiziyor.
Astım, bronşit, KOAH ve solunum yolu enfeksiyonları gibi solunumu doğrudan etkileyen hastalıkların tedavisinde nebülizatörler sıkça kullanılıyor. Nebülizatör, tedavide kullanılan sıvı ilacı basınçlı havanın etkisiyle buhara dönüştürerek hastanın daha iyi nefes almasına yardımcı oluyor.
Cihazın ürettiği partikül boyuruna dikkat edilmeli
Nebülizatörlerin astım, bronşiolit ve KOAH gibi kronik hastalıkların tedavisinde kullanımının yaygın olduğuna değinen Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sedat Öktem, nebülizatörler için en önemli performans kriterinin, tedavi sırasında oluşturduğu partikülün büyüklüğü olduğunu belirtiyor.
Prof. Dr. Öktem, ilacın altsolunum yollarına ulaşabilmesi için cihazın ürettiği partikül büyüklüğünün 5 mikronun altında olması gerektiğini ifade ediyor.
Nebülizasyon oranı arttıkça tedavi süresi kısalıyor
Bir diğer önemli kriterin ise nebülizasyon oranı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Öktem, “Bu oran ne kadar yüksek olursa tedavi süresi o kadar kısalır. Örneğin; nebülizasyon oranı 0.5 ml/dk olan bir cihaz 2,5 ml’lik bilr ilacı en fazla 5 dakikada tüketir. Böylece hastanın tedaviye uyumu artar” diyor.
2.5 ml tedaviyi ortalama 4-5 dakikada bitiriyor
Astım, bronşiolit veya KOAH gibi alt solunum yolları hastalıklarının tedavisi için uygun bir cihaz olan OMRON CompAIR C28P nebülizatör, 3 mikron partikül çapı ile tedavi için ideal partikül büyüklüğü sağlıyor. Tedavi sırasında dakikada 0.5 ml ilacı tüketerek, kısa tedavi süresi sunuyor ve kişilerin gündelik yaşamlarında daha aktif olmalarına imkan sağlıyor.