Ana Sayfa Manşet “Sorun, ne görmezden gelecek kadar küçük ne de abartılacak kadar büyük”

“Sorun, ne görmezden gelecek kadar küçük ne de abartılacak kadar büyük”

Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı

İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığınca yapılan Türkiye Türkiye’de Genel Nüfusta Tütün, Alkol ve Madde Kullanımına Yönelik Tutum ve Davranış Araştırması” yayınlandı.

Türkiye’yi temsilen 26 ilde 42754 kişi ile gerçekleştiren araştırma bugüne değin fazla kişiye ulaşılan araştırma ve tütün, alkol ve madde kullanımına ilişkin ülkemizdeki durumu tüm gerçekliği ile ortaya koyuyor.

Araştırma sonuçları üzerine uzun yıllardır madde kullanım sıklığı ve risk etmenleri konusunda çalışan, ülkemizi Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisinde, Avrupa Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezinde temsil eden, alanda pek çok araştırması olan, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı Türkiye Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan ile konuştuk.

W- Değerli Hocam sizi tanıyabilir miyiz?

M.N.İ.- Merhaba, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1995 mezunuyum, 2001’de Halk Sağlığı, 2008’de İş Sağlığı Doktoramı tamamladım, 20 yıldır Araştırma Görevliliğinden-Profesörlüğe Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalında çalışıyorum. Çalışmalarım daha çok Toplum Ruh Sağlığı ve Bağımlılık ile İş Sağlığı ve Güvenliği alanında. 11 yıldır Emniyet Genel Müdürlüğü TUBİM Bilim Kurulu Üyesi ve Genel Nüfus Madde Kullanımı ve Problemli Madde Kullanımı Ulusal Uzmanı olarak görev yapıyorum.

Bu süreçte 2009’dan  bu yana Avrupa Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezinde (Lizbon) ülkemiz adına temsil görevi yapıyorum, son 2 yıldır da  Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (Viyana) Türkiye delegasyonunda görev aldım.

W- Ülkemizde Madde bağımlılığı konusunda araştırmalar son derece değerli ve genelde baz alınan çalışmalar tıp dünyası dışından ve yurtdışı çalışmalar olmakta. Biz çalışmanızı çok değerli buluyoruz. Bu alanda yapılmış araştırmaların sayısının nispeten zayıf kalması konusunda düşünceleriniz alabilir miyiz?

M.N.İ.- Aslında bu durum 2011 Türkiye Tütün, Alkol, Uyuşturucu Kullanımı Tutum ve Davranışları Araştırmamız ile değişti. Pubmed’de kolaylıkla ulaşılan araştırmamız TUBİM tarafından 2011 yılında yapılmıştır. Madde Bağımlılığı en başta bir Halk Sağlığı sorunu, elbette konunun güvenlik, tedavi, rehabilitasyon alanları da mevcut. Bu hastalığın tedavisi tıbbi; ancak koruma ve önleme ile rehabilitasyon çok disiplinli bir yaklaşım gerektiriyor. 2011’de yaptığımız araştırma ile Türkiye’de en az bir kez madde kullanmış olan kişi sıklığını hiç bilinmeyen sıklığa göre örneklem alarak %2,7 olarak belirledik ve bu prevalans bizim Türkiye sıklığımız olarak hem eylem planı ve strateji belgesinin belirlenmesinde, hem de bu sıklığı oluşturan riskleri ortaya koymamız nedeni ile ülkemiz için referans rakam oldu. Aynı çalışmayı kohort biçiminde düşünerek bu kez %2,7 sıklığa göre 2018 yılında yeniledik ve 42 bin dolayında örnekleme ulaştık.

Tabi bu süreçte en başta İçişleri Bakanımız olmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Daire Başkanlığımızın araştırmaya her türlü desteği bu denli güçlü bir çalışmayı ortaya çıkardı. Tutum ve davranış araştırmak, hele de tabu olan, yasak olan konularda oldukça zor, elbette kaynak ayrımı da bir başka önemli konu, bunun yanında ülke örnekleminde araştırma yaparak veri toplama, birleştirme, analiz etmenin zorluğu, bir de uyuşturucu konusunda sözlerimizi dikkatli seçmemiz gerektiği de eklenince yerli araştırmalar az oluyor.

Oysa bizim hemen her alanda nitelikli ve Türkiye’yi temsil eden verilere ihtiyacımız var.

W- Madde bağımlılığı klişe tabirle “kanayan yaramız”, çalışmanızın hikayesini alabilir miyiz?

M.N.İ- Araştrımamız belli sıklık ile yapılması gereken İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan bir çalışma. Araştırmada Dünyada kullanılan ama TUBİM Bilim kurulunda görevli akademisyenlerce Türkiye’ye uyarlanan bir ölçek kullanıyoruz.

W- “Türkiye’de Genel Nüfusta Tütün, Alkol ve Madde Kullanımına Yönelik Tutum ve Davranış Araştırması” isimli çok değerli çalışmanızın sonuçlarını paylaşır mısınız?

M.N.İ.- Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’nin nerede ise yarısı (%47) hayatında en az bir kere sigara, puro, pipo, nargile vb. bir tütün ürününü kullanmış, Erkeklerin 3/4’ü, kadınların 1/3’ü sigara vb içmeyi denemiş. İlk kez deneme yaşı ise 17. Halen ise toplumun 1/3’ü (%31) sigara vb içmeye devam ediyor.

Alkole bakıldığında ise nüfusun %22’sinin hayatında en az bir kere alkollü içecekleri kullandığı belirlendi. Erkeklerin 1/3’ü, kadınların ise %10’u alkolü denemişken, İlk kez deneme yaşı ise 20. Halen ise toplumun %8’i alkollü içecekleri kullanıyor.

Hekim önerisi dışında yatıştırıcı/sakinleştirici ilaç kullananlar ise %5. Erkeklerin %4’ü kadınların %7’si en az bir kez bu ilaçları kullanmış. İlk kez kullanılan yaş ise 32. Halen ise toplumun %2,3’ü kullanıma devam etmekte.

W- Araştırmanızın en önemli sonucu ne idi?

M.N.İ.- Araştırmanın en çarpıcı sonuçları ise madde kullanımı konusunda. Toplumun %3,1’i hayatında en az bir kere madde kullanmış, bu oranın yaklaşık 1 milyon 7 yüz bin kişinin en az bir kez madde kullandığı anlamına gelmektedir. Bunun yanında Türkiye’de deneyenlerin %70’inin maddeyi kullanmaya devam ettiğini vurgulamalıyım,  hâlihazırda 1 milyon’dan fazla kullanıcı olduğunun varsayabiliriz.

Kadınlarda hayatında en az bir kere madde kullanım oranı %0,3 iken erkeklerde %6 madde kullananların ise %6’sı kadın, %94’ü erkek.

Hayatında en az bir kere madde kullananlar en fazla 15-24 yaş grubunda (%35), daha sonra ise 25-34 yaş grubunda (%30). Madde kullanmış olanların 2/3’üen fazlası bu genç yaş gruplarında yer alıyor. Madde ile tanışma, ilk kullanım yaşı ortalaması ise 19!

Madde kullananlar arasında %30 ile en fazla lise mezunları gelirken, ortaöğretim öğrencileri %4, üniversite öğrencileri %9 sıklıkta.

Hayatında en az bir kere madde kullananların %55’i bekâr.  Hane gelirine göre ise en yüksek oran 2000-3000 TL (%25) arasında olduğu görülüyor. Madde kullananların 2/3’ünün hane geliri 1500 ile 4000 TL arasında.

Araştırmada toplumun madde kullananlara bakışının da ölçtük; Genel nüfusun %15,5’i uyuşturucu bağımlısını “daha ziyade suçlu” görürken, %42,7’si  “daha ziyade hasta”, %6,3’ü “ne suçlu ne hasta”,  %30,5’i de  “hem suçlu hem hasta” olarak görmektedir!

Yine toplumun risk algısına bakıldığında ise, toplumun %75,2’si sigara kullanmayı “ağır risk” olarak tanımlarken, %82,8’i alkol kullanmayı, %97,3’ü uyuşturucu kullanmayı, %92,1’i de hekim önerisi dışında sakinleştirici/uyarıcı kullanmayı ağır risk olarak tanımlayabilirim.

Bu son çalışmaya göre ülkemizde tütün ve alkol kullanımında az da olsa düşüş olmasına rağmen ilaç suistimalinin ciddi bir sorun olarak göründüğünün vurgulamalıyım.

W- Durum Avrupa’da nasıldır?

M.N.İ.- Avrupa’da her 4 genç ve her 5 erişkinden birisinin madde kullandığını, araştırma sonuçlarının, ülkemizde madde kullanımının batı ülkelerindeki gibi büyük bir sorun olmadığını gösterdiğini, ancak halk sağlığı ve toplum güvenliği için önemli bir engel olduğunu ve üzerinde titizlikle durulması gerektiğini önemle belirtmeliyim.

Sorunun “ne önlem alınmayacak, görmezden gelecek kadar küçük olduğunu, ne de abartılacak kadar büyük olduğunu” söylemeliyim.

Halen başarı ile uygulanan Strateji ve Eylem Planlarının güncellenerek çalışmaya devam edilmesini en doğru yaklaşımdır.

W- Bu önemli mücadelenin paydaşları kimlerdir ve hekimlere düşen sorumluluk nedir?

M.N.İ.- Mücadelede görev tanımlarına göre Emniyet/Jandarma/Sahil Güvenlik, Sağlık, Gençlik, Aile, Diyanet vb devlet kurumları ve STK ile çok paydaşlı mücadele ile  başarılı olacaktır. Hekimlerin özellikle madde kullanan kişiden kaçmaması, şüphe halinde bir psikiyatri uzmanına yönlendirmesi uygun olacaktır. Burada özellikle Aile Hekimleri ve Acil Hekimlerimize büyük görev düşüyor. Bunun yanında Sağlık Bakanlığı Alo 191 Uyuşturucu ile Mücadele Destek Hattını hem hekimler, hem kullanıcılar, hem aileler rahatlıkla danışmanlık için arayabilirler. Burada görev yapan, eğitimlerinde benim de görev aldığım çok yetkin arkadaşlar var.

W-  Bu konuda devam araştırmalarınız olacak mı? Yakın döneme ait projelerinizden bahseder misiniz?

M.N.İ.- İkincisini yaptığımız araştırmanın üçüncüsünü ve devamını 4-5 yılda bir yapmayı planlıyoruz.

Bunun yanında Problemli Madde Kullanıcı Araştırması, ülkemizde en çok kullanılan madde olan esrar kullanıcıların risk etmenlerini araştırmıştık, hepsine Pubmed vb  kaynaklardan erişilebilir.

Şu sıra Türkiye Uyuşturucu Risk Haritası üzerinde tamamen yerli olarak geliştirdiğimiz bir metodoloji ile çalışıyoruz, yakında onu da yayınlayacağız.

Madde gibi sürekli değişim trendi olan  bir konuda süreğen izlem araştırmaları yapmak, yapılan mücadele çalışmalarının etki değerlendirmesini yapmak ve yeni stratejiler geliştirmek kuşkusuz bu alandaki bilimsel araştırmaların en önemli somut çıktıları olacaktır.

Bu arada örneğin ilk kez bir il örneğinde Şanlıurfa ilimizde araştırmamızı yineledik, hatta dünyada ilk kez göçmen kamplarında da 4000 kişiye ulaştık. Farklı gruplara yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Yine Afganistan Kabil’de uyuşturucu bağımlılığı sıklığı ve risk etmenleri konusunda bir doktora öğrencim çalışmasını tamamlamak üzere, bu da dünyada bir ilk olacak.

W- Sevgili Hocam değerli görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.