Sağlık sektöründe inovasyon ve girişim ekosisteminin gelişimini tartışmak üzere önemli isimler 39. TÜSAP Vizyon Toplantısı’nda bir araya geldi. Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayıp Birinci, küresel biyoteknoloji pazarının 2023 yılı itibarıyla 1,55 trilyon dolara ulaştığını ve 2030’a kadar 3,40 trilyon dolara çıkmasının beklendiğini belirterek, teknolojik gelişmelerin sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizlikleri azaltma potansiyeline vurgu yaptı.
TÜSEB’in tüketen değil, üreten bir sağlık modeli geliştirmeyi amaçladığını kaydeden TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan, dünya genelinde şirket kurabilme, teknokent açabilme gibi geniş yetkileri bulunan TÜSEB’in “Garajdaki Ferrari” gibi büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çekti.
AI ve İnovasyona yatırım vurgusu yapan Sanofi Avrasya Bölge Başkanı Cem Öztürk ise, AI ve yenilikçi teknolojilerin ilaç geliştirme süreçlerini hızlandırmada kritik bir rol oynadığını ifade etti.
Türkiye Sağlık Platformu’nun (TÜSAP) 39. Vizyon Toplantısı, 1 Kasım Cuma günü Koç Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Açılışı, TÜSAP Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sabahattin Aydın ve Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Sitti tarafından yapılan toplantıda Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayıp Birinci, sağlık sektöründe yaşanan dönüşüm ve start-up’ların bu dönüşümdeki rolüne ilişkin bir sunum paylaştı.
TÜSAP Yürütme Kurulu Üyesi T. Ufuk Eren moderatörlüğünde gerçekleşen panelde ise, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan ve Sanofi Avrasya Bölge Başkanı ve İlaç Genel Müdürü Cem Öztürk konuşmacı olarak yer aldı. Katılımcılar, sağlık teknolojilerinde girişim ekosisteminin geliştirilmesi ve start-up’ların sektöre katkılarının artırılması konularını ele alarak, sağlık sektöründe yeni fikirlerin uygulanabilir hale getirilmesi için yapılabilecekleri tartıştılar.
Panelin ardından düzenlenen “Sağlık Teknolojilerinde Start-Up’lar ve Girişim Ekosisteminin Geliştirilmesi” başlıklı çalıştay, katılımcılara fikir alışverişi yapma, bilgi paylaşımı sağlama ve yeni iş birlikleri kurma fırsatları sundu.
TÜSAP Vizyon Toplantısı’nın açılışını gerçekleştiren TÜSAP Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sabahattin Aydın konuşmasında, sağlık teknolojileri alanındaki inovasyonun, sağlık hizmetlerine erişimi artırmanın yanı sıra bireylerin yaşam kalitesini yükselten çözümler sunduğunu belirtti.
Toplantıya ev sahipliği yapmaktan duydukları mutluluğu ifade eden Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Sitti, üniversite olarak yalnızca akademik bilgi sağlama amacı gütmediklerini, aynı zamanda inovasyon ve start-up ekosisteminde liderliği nasıl üstlenebileceklerini de tartıştıklarını belirtti. Ekosistemler oluşturarak, bilgi ve araştırmanın girişimcilikle buluştuğu bir zeminde kuluçka merkezleri, yatırımcılar, şirketler ve devletin desteğiyle teşvik ve mentorluk sağlanmasının önemine değindi. Üniversite olarak mühendislik, temel bilimler ve tıp fakültesi gibi bölümlerle bu alanlarda değer yaratmaya ve disiplinler arası çalışmalara öncülük etmeye kararlı olduklarını vurgulayan Sitti, sağlık sektöründeki başarının, farklı disiplinlerden gelen büyük ekiplerin özverili çalışmalarıyla mümkün olduğunun altını çizdi.
Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayıp Birinci: “Küresel biyoteknoloji pazarı hızla büyüyor”
Konuşmasında, sağlık sektörünün artan sağlık maliyetleri, kronik hastalıkların yaygınlaşması, yaşlanan nüfus ve sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizlik gibi zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirten Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayıp Birinci, teknolojik gelişimlerin bu sorunlara çözüm sunma potansiyeline sahip olduğuna değindi. Piyasa araştırmalarının, dijital sağlık pazarının 2030 yılına kadar 963 milyar dolara ulaşacağını öngördüğünü aktardı ve önleyici sağlık hizmetleri ve mobil sağlık girişimlerine yönelik artan fonlamanın bu büyümeyi destekleyen başlıca etkenler olduğunu vurguladı.
ABD ve Avrupa’daki sağlık alanındaki start-up yatırımlarına dikkat çeken Dr. Birinci, ilaç biyoteknolojisi, tanı araçları, tıbbi cihaz ve sağlık teknolojisi alanlarında 2023 yılında 2,225 anlaşmada 46,7 milyar dolarlık işlem gerçekleştirildiğini belirtti. Türkiye’de start-up yatırımlarının yıllara göre dağılımına da değinerek, 2021 yılında 1 milyar 650 milyon, 2022’de 1 milyar 740 milyon, 2023’te 418 milyon 620 bin ve 2024’te ise 586 milyon 750 bin dolar yatırım yapıldığını kaydetti. Dünyada, biyoteknoloji alanında 1980’lerden bu yana yaşanan yükselişe rağmen, biyoteknolojik ilerlemelerin çoğunlukla yüksek gelirli ülkelerde yoğunlaştığını vurgulayan Dr. Birinci, ABD ve Avrupa’da biyoteknoloji yatırımlarının yüzde 80’inin özel sektör, yüzde 20’sinin ise kamu tarafından finanse edildiğini aktardı. ABD’de ilaç sektöründe start-up’ların giderek daha fazla yer kapladığına dikkat çekerek , 2022-2030 yılları arasında biyoteknoloji pazarının büyüklüğü ile ilgili tahminlerin biyo-bilişim alanında yüzde 5,93, biyo-hizmet alanında yüzde 7,51, biyo-tarım alanında yüzde 20,70, biyo-endüstri alanında yüzde 24,41 ve biyo-eczacılık alanında yüzde 41,46 oranında büyüme şeklinde beklendiğini söyledi.
Küresel biyoteknoloji pazarının 2023 yılında 1,55 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını, 2030 yılına gelindiğinde ise bu rakamın 3,40 trilyon dolara çıkmasının beklendiğini belirterek biyoteknolojinin gelecekteki önemine dikkat çekti.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan: “TÜSEB, Sağlıkta Üretim ve İnovasyonun Öncüsü Olacak”
TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan, TÜSAP Sağlık Teknolojisi Vizyon Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, sağlık alanında Ar-Ge, araştırma ve inovasyon faaliyetlerinde yer almaya her zaman hazır olduklarını belirtti. “Tüketen değil, üreten bir sağlık modeli geliştirmeyi amaçlıyoruz” diyen Kervan, TÜSEB’in sağlık sektöründe üretime yönelik faaliyetlerin öncüsü olma vizyonunu vurguladı. TÜSEB’in, sağlık alanında TÜBİTAK ile tamamlayıcı bir rol üstlendiğini belirterek dünya genelinde şirket kurabilme, teknokent açabilme gibi geniş yetkilere sahip olduğunu ekledi. Aynı zamanda “Garajdaki Ferrari” gibi büyük bir potansiyele sahip olduklarını da ifade eden Kervan, “1600 projeyi yönetiyor ve sondajlıyoruz. Kısa sürede ürüne dönüşecek projeleri kamuoyunun dikkatine sunmayı hedefliyoruz” dedi.
Sanofi Avrasya Bölge Başkanı ve İlaç Genel Müdürü Cem Öztürk:
İŞ YAPIŞ ŞEKLİMİZ TAMAMEN DEĞİŞİYOR… ARTIK YAPAY ZEKA ŞİRKETLERİYLE İŞ BİRLİĞİ YAPMAYA YÖNELMİŞ DURUMDAYIZ.
Sanofi Avrasya Bölge Başkanı ve İlaç Genel Müdürü Cem Öztürk, sağlık sektöründe yaşanan dijital dönüşüm ve yapay zekanın (AI) önemini vurgulayarak, Sanofi’nin bu alanda yaptığı yatırımları ve iş modellerindeki dönüşümü ele aldı. Öztürk, konuşmasında, “Sorumluluğu büyük ve hayati bir sektörde hizmet veriyoruz. Yeni salgınlar ve virüslere, henüz tedavisi bulunmamış hastalıklara ve karşılanmamış hasta ihtiyaçlarına yönelik çözümler keşfetmek ile yükümlüyüz. Yakın geçmişte içinden geçtiğimiz pandemi süreci de sağlık alanında Ar-Ge’nin, inovasyonun ve yenilikçi yaklaşımların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu alanlarda yapay zekanın sunduğu kapasiteler şu anda sektörden bağımsız herkesin gündeminde ve son dönemde gerçekleştirdiğimiz tüm yatırım ve birleşmeler AI üzerine odaklanmış durumda,” dedi.
Sanofi’nin ilaç keşfi ve geliştirme süreçlerine de değinen Öztürk, bu alandaki zorlu süreçlerin AI destekli yaklaşımlarla nasıl iyileştirilebileceğine dikkat çekti. “Bir ilacın keşfi 4 ila 15 yıl sürebiliyor ve 7 milyar ile 20 milyar euro arasında bir maliyet gerektirebiliyor. Zaman ve maliyet kısaltmak gelişimin sürekli olması için hayati önemde. Sanofi olarak her yıl ciromuzun %15’ini, yani yaklaşık 6.5 milyar euroyu Ar-Ge’ye ayırıyoruz. Toplumları daha sağlıklı ve güçlü hale getirme hedefimiz doğrultusunda yapay zekâ ve veri bilimini ana odaklarımızdan biri haline getirdik. Bu sayede ilaç keşfini hızlandırıyor, klinik çalışmalarımızı geliştiriyor ilaç ve aşıların üretimi ve tedarik süreçlerini iyileştiriyoruz. Bunların yanında ülkemizde de sağlık alanındaki inovasyonu ileriye taşımak ve sağlık girişimciliği ekosisteminin oluşması için çeşitli proje ve programlara imza atıyor, start-up’ların gelişimini desteklemek için fırsatlar yaratıyoruz. 2019 yılında başlattığımız girişimci destek projelerinin bugünlere gelmesi, benim için büyük bir gurur kaynağı” dedi.
Care4Rare projesi kapsamında nadir hastalıklara yönelik inovatif çözümler paylaşıldı
Sanofi, ayrıca toplantıda nadir hastalıklara yönelik inovatif çözümler geliştiren start-up girişimlerini Care4Rare Projesi kapsamında tanıttı. Projede yer alan girişimciler, nadir hastalıkların tanı süresini kısaltmaya yönelik karar destek algoritmaları, yenilikçi medikal ve görüntüleme cihazları, yapay zekâ tabanlı eğitim ve tedavi takip uygulamaları gibi çözümlerini katılımcılarla paylaştı. Geliştirme aşamasında olan bu çözümler, nadir hastalıklardan etkilenen bireylerin yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyor. Sunumlarının ardından girişimciler, ilgili kamu kurumları, uzman hekimler, hasta dernekleri ve özel sektör temsilcileri ile bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunma fırsatı da elde ettiler.