Harvard Üniversitesi’ne bağlı T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu’nda epidemiyolog Michael Mina, ‘’Bu ’süper bulaştırıcı’ olayların daha sık gerçekleştiğini görmek endişe verici, ancak şaşırtıcı değil’’ dedi.
VOA: Mina, “Sıkıyönetim falan yürürlüğe koymadıkça, insanların daima geri dönmeye başladığını ve hayatlarında yeniden bir normallik duygusu yaratmaya çalıştıklarını göreceğiz. Keşke, insanlar artık umursamadıkları bu noktaya gelmeden önce, virüsü kontrol altına alabilseydik” diye konuştu.
Maine olayı
Tam olarak anlaşılmayan nedenlerden dolayı, az sayıda hasta orantısız miktarda vakaya neden olur. Bu hastalara ‘’süper bulaştırıcı’’ deniyor.
7 Ağustos’ta Maine’in Millinocket kasabasındaki bir düğüne yaklaşık 65 kişi katıldı.
Eyalet sağlık müfettişine göre mekanın kapasitesi dolmuştu ve konuklar maske takmıyordu.
Bir ay sonra, düğünle bağlantısı olduğu tespit edilen 160 vaka saptandı, üç kişi de COVID-19’dan öldü.
Üstelik ölenlerden hiçbiri düğüne katılmamıştı. Sadece düğüne katılan kişilerle temasları olmuştu.
Maine Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri Direktörü Nirav Shah , “Bu yaşanan, maske takmanın zorunlu olmadığı kapalı bir mekanda, çok sayıda kişinin katıldığı uzun süreli bir etkinlikle neler olabileceğinin mükemmel bir örneği” dedi.
‘’Süper bulaştırıcılık’’ COVID-19’a özgü değil. Güney Kore’de 2015’te patlak veren MERS (Ortadoğu solunum sendromu) salgınında sadece beş kişi hastalığı 154 kişiye yaydı. 186 kişilik bir hasta grubu ise başka kimseyi enfekte etmedi. 2003’teki SARS (şiddetli akut solunum sendromu) salgınında da beş hasta 144 kişiyi enfekte etti.
Aslında epidemiyologlar 1990’ların sonunda, solunum yolu rahatsızlıklarının, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların, vektör kaynaklı parazitlerin ve diğer tüm hastalıkların hepsinin ‘’20/80’’ dedikleri bir kuralı izlediğini buldular: Vakaların yüzde 20’si hastalığın yayılmasının yüzde 80’inden sorumludur. Ancak son aylarda yapılan bir araştırma, bu oranın Corona virüsü için ‘’10/80 ‘’ olabileceğini gösteriyor.
Sadece kişi değil mekan da süper bulaşıcı bir etkinliğe neden olabilir.
Vanderbilt Üniversitesi’nden bulaşıcı hastalıklar uzmanı William Schaffner, nedeninin net olmadığını ancak bazı insanların diğer insanlardan daha fazla virüs veya bakteri yaydığını söylüyor.
Zayıf bir bağışıklık sistemi veya daha şiddetli bir vaka, bir hastanın daha fazla virüs taşıyacağı ve daha uzun süre virüsü yayacağı anlamına gelebilir.
Bir kişinin davranışı, virüsü ne kadar yayacağını da etkileyebilir. İnsanların hiçbir semptom göstermeden enfekte olabilmeleri, virüsü bilmeden yayabilecekleri anlamına geliyor.
Schaffner, “İşte bu nedenle hepimiz maske takmalıyız’’ diyor.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne göre, vaka sayıları ve ölümler ülke genelinde düşüş eğiliminde ancak hala günde ortalama 40 bin yeni vaka kayda geçiyor. Çoğu uzman, havalar soğudukça enfeksiyonların yeniden artmasını bekliyor.
Epidemiyolog Michael Mina, “Bu sonbahara günde 40 bin vaka ile girersek, kontrol edilemeyen salgın riskiyle karşı karşıya kalırız” uyarısı yapıyor.
tamamı için kaynağa bknz