Türk Dişhekimleri Birliği 20.Olağan Genel Kurulu, 1-2-3 Kasım 2024 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi. Genel Kurula; Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap, TDB Geçmiş Dönem Genel Başkanları Celal Korkut Yıldırım, Prof.Dr.Onur Şengün, Prof.Dr.Murat Akkaya, Prof.Dr.Taner Yücel, Dr.Ali Rıza İlker Cebeci ve Prof.Dr.Atilla S.Ataç, TDB Geçmiş Dönem Genel Sekreterleri Hüsnü Çuhadar, Süha Alpay, Ali Gürlek, Neslihan Yıldız ve Dr.Gülay Özdoğan katıldılar.
Genel Kurul açılışını yapan TDB Genel Sekreteri Emel Eroğlu Uzer’in, Divan Başkanlığı görevi için verilen önergeyi Genel Kurula sunumu ve oy birliği ile kabulünden sonra Divan Başkanlığına Nebil Seyfettin, Başkanvekilliğine Mustafa Kemal Ünsal, üyeliklere ise Canan Akay ve Hakkı Sunay getirildiler.
Divan seçiminin ardından gündeme geçildi ve ilk olarak TDB Genel Başkanı A.Tarık İşmen bir konuşma yaptı. A.Tarık İşmen konuşmasında 19.Dönemde yapılan çalışmalara ve gelecek dönem hedeflerine değindi.
TTB Genel Başkanı Dr.Alpay Azap’ın konuşma yapmasından sonra Genel Kurullarımızda geleneksel olarak önceki dönemlerde görev yapmış Oda Başkanlarına verilen plaket törenine geçildi. Oda Başkanları; Şafak Önal, Emel Eroğlu Uzer, Ahmet Tunahan, Aslan Yiğit, Hasret Kolcular, Timur Eminoğlu, Gülşen Uluçay, Berna Aytaç, Deniz Çağında, Fatih Yıldırım, Umut Kural, Ece Erinalçık Şemen, Mehmet Esen, Nilüfer Karaselçuk, Umut Barış Baykara, Hüsnü Çuhadar, Alper Dilek, Ekrem Kaya, İbrahim Bilgin Erdem ve Resul Tertemiz’e mesleğimize ve ağız diş sağlığına yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür plaketleri takdim edildi.
Daha sonra verilen arayı takiben Ekim 2022- Ekim 2024 dönemine ait Merkez Yönetim Kurulu faaliyet raporu; TDB Genel Sekreteri Emel Eroğlu Uzer, aynı döneme ilişkin Mali Rapor Genel Sayman Tolga Beray ve Denetleme Kurulu Raporu ise Merkez Denetleme Kurulu Başkanı Naciye Güleç Gök tarafından Genel Kurula sunuldu.
Raporlar hakkındaki görüşmelerinden sonra, faaliyet ve mali raporlar oy birliği ile kabul edilerek bu kurullar aklandı. Ardından Divan Başkanlığına sunulan önümüzdeki döneme ilişkin önergeler görüşülmeye başlandı.
Genel Kurulun ikinci gününde önergeler görüşülmeye devam edildi. TDB Kurullarında yer alacak adayların belirlenmesi işlemi ile dilek ve temenniler bölümünden sonra Genel Başkan adaylarına konuşma yapmak üzere söz verildi. Grupları adına, Fatih Güler ve Atilla S. Ataç konuşma yaptılar. Konuşmalardan sonra aşağıda yer alan ‘Genel Kurul Sonuç Bildirgesi’ kabul edildi.
TDB 20. Olağan Genel Kurulu çalışmaları, 3 Kasım 2024 Pazar günü TDB Kurullarının seçimleriyle tamamlandı.
Türk Dişhekimleri Birliği
TDB 20.Olağan Genel Kurulu Kesin Olmayan Sonuçları için tıklayınız…
***
TÜRK DİŞHEKİMLERİ BİRLİĞİ
20. OLAĞAN GENEL KURULU
SONUÇ BİLDİRGESİ
(02.11.2024)
Türk Dişhekimleri Birliği’nin 20.Olağan Genel Kurulu, Türkiye’nin güncel sorunları ve mesleğimizin, toplumumuzun birçok kritik meselesinin daha tartışıldığı bir platform oldu. Son zamanlarda yaşanan pandemi, deprem ve ekonomik krizlerin çözümünde yeterli ve efektif çalışmaların yapılamamasının, sorunları kat ve kat artırdığı bir kez daha görüldü. Çözülmeyen sorunları dile getiren her çığlık şiddet yoluyla susturulmaya çalışılıyor. Günlük hayatımızda değişik boyutlarıyla karşımıza çıkan şiddet, güven duygusunun ne kadar zedelendiğinin yaşamsal kaygıları ne kadar arttırdığının göstergesidir.
Bizler her insanın kendisini ait hissettiği topraklarda yaşamasını ve hayatını güvenle sürdürebilmesini istiyoruz. Bu nedenle hem insanlarımızın gelecek kaygılarından kurtulmasını hem de barış içinde yaşam güvencesine ulaşmasını diliyoruz. Bu hem ülkemiz hem de içerisinde bulunduğumuz coğrafik bölgenin çok daha yaşanılabilir olmasını sağlayacaktır.
Yaşam kaygılarımızın en önemlisi olan sağlık, doğuştan gelen bir haktır.
Uygulanan yanlış sağlık politikaları, yeterli öğretim kadrosu oluşturulmadan açılmış olan çok sayıdaki dişhekimliği fakültesi ve bu fakültelerin her gün artan kontenjanları eğitimdeki nitelik kaybına sebep olduğu gibi meslektaşlarımızın da istihdam sorununun çözülemez hale gelmesine yol açmaktadır. İş bulma konusunda sıkıntı yaşayan meslektaşlarımız, tedavi hizmeti sunarken bilimsel tıbbi bilgiyi, hasta sağlığını ve etik değerleri bir kenara atıp ticari kaygılarla yönetilen, sağlığı değil maddi çıkarları önceleyen anlayışa, güvencesiz iş gücü olarak itilmektedir. Aynı zamanda bu durum Uluslararası arenada eğitimimizin niteliğini sorgulanır hale getirmiştir. Bu durumun düzeltilebilmesi için bilimsel ilkeler doğrultusunda siyasi popülizmden uzak insan gücü planlamalarının yapılması gerekmektedir.
Bilimsel değerler ile çalışan her meslek gibi dişhekimliğinin de yenilenen teknolojiyi takip etmesi, yeni bilimsel yaklaşımları öğrenebilmesi için sürekli dişhekimliği eğitimine ihtiyaç vardır. Bu çalışmalar yapılırken etik ilkelerden uzak, çıkar çatışması oluşturabilecek hususlardan kaçınmak gerekmektedir. Türk Dişhekimleri Birliğinin Sürekli Dişhekimliği Eğitim Programının müfredat ve ölçme değerlendirme yönünden yeniden yapılandırılması, birbirini destekleyen ve takip eden eğitimler oluşturulması, koruyucu ve önleyici ağız sağlığı eğitimlerinin ağırlığının arttırılması gerekmektedir.
1 Mart 2024 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ‘Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik yapılmasına Dair Kanun (Torba Kanun) dişhekiminin yanında dişhekimi çalıştırılabilmesinin önünü açmış ve meslektaşlarımızın istihdamı için olanak yaratmıştır ancak arzuladığımız şekildeki özlük haklarına dair yeterli açıklık sağlanamamıştır. Gittikçe büyüyen sorunlarımıza yönelik yapılmaya çalışılan Yasa, Yönetmelik gibi hukuki değişiklikler, meslek birliğimizin görüşleri alınarak yapıldığı takdirde dişhekimlerinin hakları daha rahat korunacak ve daha sağlıklı çözümlere ulaşılacaktır.
Yaşanan her felaket, evrensel değerlerin önemini bize bir kez daha hatırlatmakta ve şunu görmekteyiz ki; gittikçe daha çok artan maddi ve manevi kayıplarımız ortaya çıkmaktadır. Bu durum dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu, sağlam sosyal ilişkilerin gücüne ihtiyacımızı göstermektedir. Bu sebeple yardım ve dayanışma fonunun önemi bir kez daha anlaşılmaktadır.
Biz olursak varız, bir olursak eksikliğimizi kimse hissetmeyecek!