Türk Eczacıları Birliği 42. Dönem 3. Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı, TEB Merkez Heyeti, Denetleme Kurulu Üyeleri ve Bölge Eczacı Odalarının Başkan ve Yöneticilerinin katılımı ile 15 Ekim 2020’de video konferans yöntemiyle gerçekleştirilmiştir.
Toplantıda ülkemizin, bölgemizin ve mesleğimizin gündemindeki sorunlara dair değerlendirmeler yapılmıştır.
Meslek birliklerinin yapı ve işleyişlerini değiştirmeye yönelik yasal düzenlemeler bir kez daha siyasetin gündemine taşınmıştır. Kısa bir süre önce barolar için getirilen çoklu baro düzenlemesine benzer düzenlemelerin şimdi diğer kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları için yaşama geçirileceği ifade edilmektedir. Meslek birlikleri bilimsel temelli, üyelerinin özgür iradeleriyle seçilen, meslektaşlarının olduğu kadar toplumun da sesi olan, meslektaşların ve yurttaşların haklarını savunan demokratik ve kamusal yapılardır. Meslek birliklerinin seçim ve yönetim şekillerine kendilerinden gelen talepler haricinde müdahale edilmesi ileride büyük sorunlara yol açacak bir yaklaşımdır. Bölünmüş-parçalanmış, yetkileri daraltılmış, yönetilemez hale gelmiş meslek birlikleri demek; o mesleki alanda denetimsizlik, mesleğin icrasında karmaşa, mesleğin değersizleşmesi ve kamu yararının ortadan kaldırılması demektir. Bu halde bir mesleğin ülke genelinde bilimsel ve etik ölçütlere göre yürütülmesi söz konusu olamaz. Eğer meslek örgütlerinin yasalarında bir değişiklik yapılacaksa bunlar meslek örgütlerinin katılımı ile, meslek örgütlerinin görüş, öneri ve talepleri öncelikle dikkate alınarak, müzakere yöntemiyle gerçekleştirilmelidir.
İlaç ve ilaç kategorisi içerisinde değerlendirilmesi gereken gıda takviyesi, tıbbi bitkisel ürün, vitamin ve minerallerin eczaneler dışında halka satılması, reklam ve pazarlama yöntemleriyle tüketiminin kışkırtılması ciddi bir halk sağlığı sorundur. Söz konusu ürünlerin eczane ve eczacı danışmanlığı dışarısına çıkarılması daha önce pek çok kez acı örneklerine şahit olunduğu gibi ölümlere varabilecek risklere davetiye çıkarmaktır. İçinden geçtiğimiz Covid-19 Pandemisi dolayısıyla halkın yükselen sağlık kaygıları ticari kâra tahvil edilmeye çalışılmakta, insan sağlığına ilişkin ürünler herhangi bir ürün gibi ve adeta eczane taklidi yapılarak satışa sunulmaktadır. Oysa eczacılar, aldıkları eğitim doğrultusunda, kamu sağlığını koruma ve geliştirme hedefini önceleyerek bilimsel, kanıta dayalı sağlık hizmeti verirler. O nedenle ilaca ve sağlığa ilişkin ürünlerde tek doğru adres eczanelerdir. Yurttaşlarımızın sağlığını korumak için Sağlık otoritesini bir an önce harekete geçmeye; gıda takviyesi, tıbbi bitkisel ürün, vitamin ve mineraller gibi ürünlerin sadece eczanelerden ve eczacı denetiminde halka arzı için gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleştirmeye davet ediyoruz.
Covid-19 Pandemisi’nden ötürü bu yıl yurttaşlarımızın grip aşılarına olan talebinde sahadan aldığımıza bilgilere göre çok büyük bir artış yaşanmaktadır. Ülkemizde 7,5 milyonun üzerindeki 65 yaş üstü nüfus ve bunun yanısıra kronik hastaların sayısı gözönünde tutulduğunda, getirilmesi düşünülen 2 milyon civarındaki aşının tüm risk gruplarına uygulanması mümkün olamayacaktır. Bu durum yerli aşı üretiminin ne kadar büyük bir önem taşıdığını ve aciliyetini kez daha gözler önüne sermiştir. Şu an karşı karşıya bulunduğumuz sorunun giderilmesi ve risk grubundaki herkesin aşıya erişebilmesi için; Sağlık Bakanlığı’nı tedarik edilecek aşı miktarını artıracak ve aşıların dağıtımı yöntemindeki belirsizlikleri giderecek önlemleri hızlı bir biçimde almaya çağırıyoruz. Türk Eczacıları Birliği olarak biz de elimizi taşın altına sokmaya, üzerimize düşebilecek sorumlulukları yerine getirmeye hazırız. Grip aşılarının dağıtımı noktasında ise, aşıların birinci basamak sağlık hizmet sunucusu olan eczanelerimiz eliyle halka ulaştırılması gerektiğini vurgulamak isteriz.
Azerbaycan ile Ermenistan arasında yıllardır süren Dağlık Karabağ sorunu, uluslararası hukuka uygun biçimde, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bölge üzerindeki tarihsel ve hukuksal haklarını koruyacak biçimde çözüme kavuşturulmalıdır. Daha fazla ölüm, daha fazla kayıp yaşanmadan, Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’daki işgali sona erdirilmeli, bir an önce barış tesis edilmelidir. Savaşın, işgalin ve beraberinde getirdiği acıların aynı zamanda sağlıksızlık ortamı olduğunu bilen bir mesleğin mensupları olarak kardeş Azerbaycan halkının yanındayız.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ VE 54 BÖLGE ECZACI ODASI