Türk Eczacıları Birliğince (TEB) evlerde ilaç birikmesini önlemek açısından tane ile ilaç verilmesi tartışmalarına ilişkin, “İlaç ambalajlarının üretiminde pek çok kalite kontrol testi yapılmaktadır. Her ilacın saklama koşulları, ambalaj özellikleri farklıdır. Tane ile ilaç uygulamasında bunu kontrol etmek mümkün değildir.” değerlendirmesi yapıldı.
ANKARA (AA) – Türk Eczacıları Birliğince (TEB) evlerde ilaç birikmesini önlemek açısından tane ile ilaç verilmesi tartışmalarına ilişkin, “İlaç ambalajlarının üretiminde pek çok kalite kontrol testi yapılmaktadır. Her ilacın saklama koşulları, ambalaj özellikleri farklıdır. Tane ile ilaç uygulamasında bunu kontrol etmek mümkün değildir.” değerlendirmesi yapıldı.
TEB Merkez Heyetince yapılan yazılı açıklamada, son dönemde evlerde ilaç birikmesini önlemek açısından tane ile ilaç verilmesinin tartışıldığı anımsatıldı.
İngiltere ve Hollanda dışındaki Avrupa Birliği ülkelerinde ilaçların, firmaların tasarladığı ambalajlarda hastaya ulaştırıldığına dikkatin çekildiği açıklamada, “ABD’de ise ilaçlar yıllardır tane ile verilmektedir ancak burada hatırlanması gereken husus, hatalı ilaç kullanımından kaynaklanan en yüksek ölüm oranları, reçetesiz ilacın da yaygın olduğu ABD’dedir.” ifadesi kullanıldı.
İlaç geliştiren firmalar tarafından, tedavi için ne kadar süreye ve ilaca gerek olduğunun uzun araştırmalar sonucunda belirlendiğine işaret edilerek, “Sağlık Bakanlığına yapılan ilaç ruhsat başvurularında ise 16 bilim insanından oluşan komisyon, optimum bir tedavi için gerekli dozu ve miktarı belirleyerek onaylar. Bu süreçlerin sonrasında bir hastalığın tedavisine yetecek miktarda ilaç ambalaj içerisinde piyasaya sunulur. Bu açıdan bakıldığında ilaçların kullanılmayıp birikmesinin ambalajdan kaynaklanmadığı, hastaların bilinçsiz ilaç kullanımından kaynaklandığını söyleyebiliriz.” vurgusu yapıldı.
Yöntem değişikliğinin pek çok sorunu beraberinde getireceği savunulan açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Taneyle ilaç uygulamasının halk sağlığını tehdit ettiğini düşündüğümüz boyutları vardır. Örnek verecek olursak ambalaj, ilacın tanınırlığını pekiştirmektedir. Birbirine benzeyen ilaçların karıştırılma riski vardır. Tane ile ilaç uygulamasını her ilaca uygulamak mümkün değildir. Pek çok kronik hastalığın tedavisinde ilaçlar uzun süreli kullanılmaktadır. İlaç ambalajlarında ve prospektüslerde yer alan tüm bilgilerin eczanelerde hazırlanacak etiketlere aktarılması mümkün değildir. İlaç ambalajlarının üretiminde pek çok kalite kontrol testi yapılmaktadır. Her ilacın saklama koşulları, ambalaj özellikleri farklıdır. Taneyle ilaç uygulamasında bunu kontrol etmek mümkün değildir. Ambalajında satılmayan ilaçlar kaçak ve sahte ilacın önünü açacaktır. Tane ile ilaç uygulamasında ilacın fiyatının kontrolü mümkün olmayacak, bu da geri ödemede sıkıntılar doğuracaktır. Türkiye’nin sağlık sistemi, hekimler, eczacılar ve halkın sağlık okuryazarlığı düzeyi böyle bir uygulamaya hazır değildir.”
Bu tür bir uygulamanın, ilaç sanayisi ve eczanelerde ciddi bir altyapı değişikliği gerektireceği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
“Yerli ilaç sanayisinin güçlendirilmesi için hep birlikte mücadele ederken bu tip bir altyapı kaosunu onların ve zaten ekonomik darboğaz yaşayan eczanelerin sırtına yüklemek de doğru değildir. Bunun yanı sıra yurt dışından gelen ve bugün kutu olarak piyasanın yüzde 26’sını kaplayan ithal ilaçlara yönelik bu tür bir zorlama ilacın bulunabilirliğini azaltabilir endişesi taşımaktayız. Bu firmalar, sırf Türkiye’de böyle diye üretim bantlarını değiştirmeyecektir. Türkiye’deki yerli firmalar buna zorlanırlarsa da ciddi bir dezavantaja sahip olacaklardır. Bu konu, boylu boyunca ve tüm taraflarla birlikte masaya yatırılmalı, hastalarımız, eczacılarımız ve yerli ilaç sanayimiz için en doğru yol ne ise orada kalınmalıdır.”