W- “Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu” Başkanı Sayın Dr. Hakkı Gürsöz’den ilaç ve tıbbi cihaz alanlarında ki “yerelleşme” çalışmaları hakkındaki görüşlerini alacağız.
Sayın Başkanım “yerelleşme” çalışmalarının başlangıcını ve hedeflerinizi paylaşır mısınız?
H.G.- Türkiye, özellikle son yıllarda, ilaç ve tıbbi cihaz alanındaki yerli ve yabancı yatırımcılar için gözde merkezlerden biri haline gelmiştir.
Ülkemizin jeopolitik konumunun etkisi ve ihracat olanağının yüksek olması kadar; yeni teşvik sistemleri ve cazibe merkezlerinin hayata geçirilmesi de bu noktaya gelmemizde önemli rol oynamıştır.
İlaç ve tıbbi cihaz alanında katma değeri yüksek, teknoloji gerektiren, küresel değer zincirinde yer alacak ürünlerin Ülkemizde üretilmesi ise hepimizin ortak gayesidir.
Bu amaçla, Ülkemizin ilaç ve tıbbi cihaz alanlarında uluslararası/bölgesel yönetim ve ortak hizmet merkezi haline gelmesini sağlayacak destekleyici mekanizmalara yönelik ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği halinde çalışmalar yürütüyoruz.
2015 yılında Başbakanlık Genelgesi ile kısa adı SEYK olan Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Komitesi’nin kurulması kuşkusuz; önemli bir dönüm noktasıdır.
SEYK’in öncelikli amacı; sağlık endüstrileri alanındaki yatırım, üretim, ihracatın arttırılması, teknolojinin geliştirilmesi için fiyatlandırma, geri ödeme, ruhsatlandırma, kamu alımları, kamu destekleri, ticaret politikaları, sağlık teknolojisi politikaları, veri yönetimi ve özel kesimle diyalog gibi hususları bütüncül bir yaklaşımla değerlendirmek, koordine etmektir.
İlk toplantısını 30 Aralık 2015 tarihinde gerçekleştiren Komite, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile yeniden teşekkül ettirilmiştir.
Toplantılarda bugüne kadar “Yerli Plazmadan Plazma Ürünleri Üretimi Projesi”, “Hepatit-A Aşısı Yerlileştirme Çalışması”, “Tıbbi Görüntüleme Cihazları Yerlileştirme Çalışması”, “Tıbbi Sarf Malzemeleri Yerlileştirme Çalışması”, “Rekombinant DNA Teknololojisi ile Koagülasyon Faktörleri Üretim Projesi”, “İlaçta Yerlileşme Kapsamında İthalden İmale Geçiş Çalışması”, “İlaçta Yerlileşme Kapsamında Yatırım Projeleri” ve “SMA Kiti Üretim Projesi” gibi pek çok konu gündeme alındı.
Komite tarafından değerlendirmesi devam eden projelerin haricinde, gündeme alınması planlanan projeler de bulunuyor. Tıpkı; “Enteral-Parenteral Beslenme Ürünlerinin Yerlileştirme Projesi”, “Yapay Zekâ ile Kan Yayma Testi Otomasyonunun Yerli Üretimi Projesi”, “Mamografi Uygulamalarında Yerli Yapay Zekâ Uygulamaları Projesi”, “Cerrahi El Aletleri ve Ortopedi Ürünleri Yerlileştirme Projesi” gibi. Yine; “Evde Bakım Cihazları Yerlileştirme Projesi”, “Muayene Ekipmanları Yerlileştirme Projesi”, “İlaç Hammaddeleri, Yardımcı Maddeleri ve Ambalaj Malzemeleri Yerli Üretimi Projesi”, “Akrep Serumu Üretimi Projesi”, “Hepatit-A Dışındaki Çocukluk Çağı Aşı Takviminde Yer Alan Tüm Aşıların Yerlileştirmesi Çalışması” da SEYK gündemine alınması planlanan projeler arasında yer alıyor.
Sıkça ifade ettiğim gibi; Ülkemiz Dünya standartlarında üretim yapabilecek bir altyapı ve kapasiteye sahip ancak ne yazık ki şu anda mevcut kapasitesinin sadece yüzde 70-75’ini kullanabiliyor. İşte, kullanamadığımız kurulu kapasiteyi harekete geçirmek, ihracat odaklı büyüme Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu ileri teknoloji ve know-how’ı sağlayacak adımların atılması; temel hedeflerimiz…
W- Sayın Başkanım “yerelleşme” çalışmalarınızın özet tablosunu ve önem taşıyan gelişmeleri alabilir miyiz?
H.G.- Bu amaç doğrultusunda 2016 yılında başlayan yerlileşme çalışmaları ile bugüne kadar maliyeti yaklaşık 3,7 milyar TL olan toplam 623 ilaç yerlileşme kapsamına alındı. Yerlileşme projesi başlamadan önce %42 seviyesinde olan değer bazında imal ilaç oranı ise bugün itibariyle %51 seviyesine ulaştı. Ayrıca; kutu bazında %83 oranında yerli üretim yapılabiliyor. (2019 yılının ilk 9 aylık verilerine göre) 2016 yılında bu oran yüzde 75’ti.
2019 yılı itibariyle Türkiye’de; 86 ilaç üretim tesisi, 10 radyofarmasötik ürün üretim tesisi,12 ham madde üretim tesisi, 8 ileri tedavi tıbbi ürün tesisi, 1 özel tıbbi amaçlı diyet gıda tesisi, 2 geleneksel bitkisel tıbbi ürün tesisi, 94 medikal gaz tesisi ve 46 sekonder ambalajlama yeri olmak üzere toplam 259 yerli tesis bulunuyor. Yerlileşme çalışmalarının başladığı 2016 yılından günümüze kadar 22 ilaç ve radyofarmasötik tesisi açıldı.
Türkiye’de katma değeri yüksek biyoteknolojik ve onkoloji ürünlerinin üretimi önceliğimizi oluşturuyor. Ülkemizde biyoteknoloji alanında tesisler kurulmaya başlandı ve ilaç firmaları Ar-Ge merkezlerinde ve üniversitelerde bu alana yönelik önemli çalışmalar yapıyor.
İnanıyoruz ki; sektörümüzün yerli üretime dayalı ve ihracat odaklı olması; gerek ülke ekonomisinin gerekse ulusal teknolojinin gelişmesinin önünü açacaktır. Türkiye ilaç sektörü, önemli miktarlarda ve çeşitlilikte üretim ve ihracat olanağına sahip ve katma değeri yüksek olan sektörlerden biridir. Bu kapsamda ihtiyaç duyulan teknoloji, know-how, istihdam, eğitim ve ihracat gibi temel unsurların sağlanması adına kamu-üniversite-sanayi işbirliğinin güçlendirilmesi için kalıcı platformların oluşturulması ve desteklenmesine yönelik çalışmalar önemlidir. Mevcut olan işbirliklerinin geliştirilmesi ve sürekliliğinin sağlanması adına çalışmalar ise devam etmektedir.
Tüm bunlara ilave olarak, 2018 yılında, sağlık alanındaki inovatif girişimlerin büyümesini ve ticarileşebilmesini, hatta markalaşmasını amaçlayan bir kurumsal platform olan Sağlık Endüstrileri Dönüşüm ve Araştırma Platformu (SEDAP) oluşturulmuştur. Platform ile sağlıkla ilgili start-up girişimcilerini, yatırımcılarını, üniversite teknoloji transfer ofislerini, diğer fayda sağlayıcı tüm paydaşları bir araya getirerek girişimlere ihtiyaç duydukları ekosistemin sağlanması, ihtiyaç duydukları desteği veren ve çıktılarını analiz eden bir yapı oluşturulmasını hedefledik. SEDAP ile ilgili süreçler önümüzdeki dönemde Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nda (TÜSEB) yürütülecektir.
W- Sayın Başkanım, değerli görüşlerinizi paylaşma imkânı verdiğiniz için şükranlarımızı sunarız. Ülkemiz için hayati öneme sahip olan stratejik çalışmalarınızda kalben muvaffakıyet dileriz, yolunuz her daim açık olsun.