Ana Sayfa Sosyal Tıp “Toplumsal Tabularımız Türkiye’de HIV Pozitif Vaka Sayısındaki Artışı da Etkiliyor”

“Toplumsal Tabularımız Türkiye’de HIV Pozitif Vaka Sayısındaki Artışı da Etkiliyor”

Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu

Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler AIDS Örgütü’nün (UNAIDS) 2022 yılı 1 Aralık günü temasını “Eşitle” olarak belirlediğini hatırlatan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, “1985 yılından beri pandemi özelliği devam eden HIV enfeksiyonunda da toplumsal bilincin artması ve ayrımcılığın bitmesi riskli kişilerin test yaptırarak tedavi olmasını sağlayacaktır” dedi. 

Covid-19 salgını dünyayı etkileyen en önemli salgınlardan biri olarak tarihe geçerken toplumsal bilincin artması, test yaptırarak tanı ve tedaviye ulaşmanın salgının yavaşlamasında en etkili yollardan biri olduğunu gösterdi. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinilik Mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, HIV enfeksiyonu için de bu bakış açısına ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

ÜLKEMİZDE SON 5 YILDA YÜZDE 100 ARTIŞ VAR”

Edinilmiş bağışıklık yetmezliği sendromu olarak tanımlanan AIDS, hastalığın tanımlanmasının üzerinden 41 yıl geçmesine rağmen hala önemini korumaya devam ettiğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, Türkiye’de HIV Pozitif / AIDS hasta sayısının ise dünyadaki azalmaya rağmen ters orantılı olarak hızla arttığına dikkat çekti.  Prof. Sönmezoğlu “Ülkemizde ilk HIV olgusuna 1985 yılında tanı konulmuştur. Aynı yıl toplam 3 olgu kayıt altına alınırken yıllık hasta sayısı 1996’dan sonra 100’lü, 2012 den sonra 1000’li rakamlara ulaşmıştır” dedi. Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, konuyla ilgili istatistiklerle ilgili şunları anlattı:

“Ülkemizde 1985 yılından 31 Aralık 2021 tarihine kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 30,293 HIV(+) kişi ve 2083 AIDS vakası mevcuttur. Vakaların yüzde 81,2’si erkek,yüzde 18,8’i kadın olup yüzde 16’sı yabancı uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu 25-29 ve 30-34 yaş grubudur. Bulaş yoluna göre dağılımına bakıldığında, vakaların yüzde 45,6’sı cinsel yolla bulaşmakta olduğu, cinsel yolla bulaştığı bildirilen bu vakaların % 68,6’sının bulaşma yolunun heteroseksüel cinsel ilişki olduğu bilinmektedir. Ayrıca, vakaların yüzde 0,97’sinin bulaşma yolu damar içi madde kullanımı olup yüzde 53,08’inin bulaş yolu bilinmemektedir.

01 Ocak 2021 – 31 Aralık 2021 tarihlerinde ise 2922 HIV (+) kişi ve 80 AIDS vakası  olmak üzere toplam 3002 vaka doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirilmiştir. Bildirimi yapılan vakaların yüzde 83,94’i erkek, yüzde 16,05’i ise kadındır. Vakaların yüzde17,85’i yabancı uyrukludur. 2021 yılında bildirimi yapılan vakalardan 25-29  yaş grubu, diğer yaş gruplarına göre daha fazla sayıda bildirilmiştir.”

“HASTALAR TEST YAPTIRMAYA GEÇ KARAR VERİYOR”

“Ülkemizde HIV enfekte hasta sayısının bu kadar hızla artmasının mevcut hastaların test yaptırmaya geç karar vermesi ile açıklanabildiği gibi, toplumumuzda HIV enfeksiyonu konusundaki farkındalığın, bulaş yolları ve korunma yöntemleri hakkında bilgi düzeyinin düşük olduğunu da ortaya çıkartıyor” diyen Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu,  T.C. Sağlık Bakanlığı Aralık 2021 verilerine göre Türkiye’de toplan 32376 kişiye HIV pozitif/AIDS tanısı konmuş. Kayıtlı hastaların var olduğu düşünülen toplam hastaların yüzde 40 kadarı olduğu, gerçek olgu sayısının 80.000 civarı olduğu tahmin ediliyor.”

TOPLUMU EĞİTEN ÜLKELERDE BAŞARILI SONUÇLARA ULAŞILIYOR”

Gelişmiş ülkelerde HIV epidemisinin, risk gruplarının belirlenmesi, bu gruplara hastalıktan korunma eğitimlerinin verilmesi, test yaptırmalarının sağlanması ve yeni tanı alan tüm hastalara tedavi başlanması ile kontrol altına alınabildiğini belirten Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, “Bununla birlikte hastaların da yaşam kayıpları oranları da düşürüldü ve yeni hasta sayıları azaltılabildi. Tüm bunlar hastaların yaşam kalitelerinin de önemli oranda artmasını sağladı. Buna karşılık Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde ise yeni hasta sayıları artmaya devam ediyor. 2000’li yıllarda, HIV virüsünü etkin şekilde baskılayarak bağışıklık sisteminin yeniden yapılanmasını sağlayan kombine HIV tedavilerine sadece yüzde 2 hasta ulaşabiliyorken,   2007’de bu oran yüzde 12’ye, 2017’de yüzde 59’a ulaşırken 2021 de yüzde 88 e ulaşmıştır.”

HIV POZİTİV/AIDS’DEN KORUNMAK İÇİN…

Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, 1 Aralık Dünya AIDS gününün, ülkelerin HIV epidemisindeki yerlerini, toplumdaki farkındalığı değerlendirmeleri ve güncel mesajlar vermeleri için seçilmiş bir gün olduğunu belirterek önerilerini sıraladı:

● Toplumda her yaş grubuna, özelikle 18-45 yaş grubuna HIV virüs enfeksiyonu konusunda eğitim verilmeli.

● Korunmasız cinsel temastan kaçınılması için özellikle genç erişkin yaş grubu uyarılmalı.

● Cinsel temasla bulaşan başka hastalığı ve verem hastalığı olanlar, gebeler mutlaka HIV testi yaptırmalı.

● HIV virüsünün vücutta kan ve genital salgılarda bulunduğu, sosyal yaşamda tokalaşma gibi deri temasları ile geçemeyeceği, HIV (+) kişileri sosyal ortamlardan uzaklaştırmanın yanlış olduğu vurgulanmalı.

● Toplumun HIV virüs enfeksiyonuna bakışı ve algısı değiştirilmeli, HIV enfeksiyonunun ölümcül bir hastalık olmadığı, etkin tedavisinin olduğu bilgisi verilmeli.

● HIV virüsü bulaşı için risk altında olan gruplar eğitilmeli, bu gruplar içinde olanlara test yaptırması için destek verilmeli.

● Ülkemizdeki risk grupları duyurulmalı. (korunmasız cinsel temasta bulunanlar, erkek eşcinseller, seks çalışanları, damar içi uyuşturucu kullananlar)

● HIV (+) kişilerin en kısa sürede tedaviye başlamalarının bağışıklık sistemi ve yaşam süresinde olumlu etkileri vardır. Tedaviye başlama ve devam etme konusunda hastalar desteklenmeli.

● Hastaların bilgi mahremiyeti ve sosyal yaşamlarını koruma haklarına saygı gösterilmeli.

● HIV testi yapılmalı ve tedaviye başlaması sağlanmalıdır.