Bazı insanların büyük depremlerde ya da terör saldırıları esnasında daha ne olduğunu bile anlamadan kendilerini balkondan aşağıya attıkları görülmüştür. Biraz düşünürsek aslında bunun ne kadar mantıksız olduğunu kavramamız muhtemeldir. Depremde ölme ihtimaliniz belki çok katlı bir binadan atladığınızda ölme ihtimalinizden daha bile az olabilir.
Beste Uysal-Sinirbilim
Peki buna rağmen neden bu kadar çok insanın bu mantıksız seçimi yaptığına tanık oluyoruz? Cevap aslında çok basit: Hayatta kalma arzusu. Beynimiz büyük bir olay yaşadığımızda ilk anda mantıklı düşünmez, tek düşündüğü sizi hayatta tutmaktır ve bunun için de elinden geleni yapar. Bunun sonucu balkondan aşağıya atlamak kadar büyük ve muhtemel ölümünüz ile sonuçlanacak bir tepki de olabilir, irkilmek kadar küçük bir tepki de.
Bu ani tepkileri verirken beynimizde neler olup bittiğini anlamak için bazı bölümleri ve bunların rollerini anlamamız gerekir. Bunlardan birincisi olan amigdalanın pek çok farklı rolü var ama en önemlilerinden biri “savaş ya da kaç” tepkisini tetiklemesi. İkinci bölümümüz ise tam amigdalanın üzerinde yer alan deniz atı şeklindeki hipokampus. Hipokampus olayları daha durum çerçevesinde değerlendirmemizi sağlayan, nispeten daha mantıklı ve daha aklı başında bir bölge. Diyelim ki çok yüksek bir ses duydunuz. Bu ses duyusal talamus tarafından algılanır. Duyusal talamus çok hızlı bir şekilde “Bir ses var” mesajını amigdalaya gönderir. Amigdala çok fazla düşünmez, tek amacı sizi hayatta tutmak olduğundan en kötü senaryoya göre hareket eder ve sizi durumdan kurtarmaya çalışmak için savaş ya da kaç mekanizmasını devreye sokar. Dolayısı ile yüksek sesi algıladığınız ilk anda aniden sıçrayabilir, masanın altına saklanabilir ya da kendinizi yere atabilirsiniz. İşte gerçekten korkunç bir durum olup olmadığını anlamaya çalışmadan verdiğimiz bu ilk tepki amigdala tepkisidir. Duyusal talamus amigdaladan çok kısa bir süre sonra durumu hipokampus ve kortekse de iletir. Burada duyulan sesin durum ve bağlam ile alakası ayrıntılı bir biçimde değerlendirilir. Sadece bir kapı çarpması olduğuna kanaat getirilirse rahatlar ve hayatımıza normal bir biçimde devam ederiz.
Bazen ciddi travmatik olaylardan sonra amigdalanın kapatma düğmesi kolay kolay çalışmayabilir. Travmatik olayın ardından bir süre güvende hissetmemiz zorlaşabilir ve sürekli tetikteymiş gibi hissedebiliriz. Örneğin depremin ardından en çok duyduğumuz yorumlardan birisi şu olabilir: “Hala sürekli sallanacakmış gibi hissediyorum.” Bu çok normaldir çünkü beynimiz yaşadığı korkunç anlara bir daha hazırlıksız yakalanmak istemez ve sizi korumak için bir süre daha tetikte kalmanızı sağlar. Aynı zamanda size travmatik olayı hatırlatan bir uyaran ile karşılaştığınızda da aynı tepkiyi vermeye devam eder. Sosyal medyada depreme ilişkin bir haber veya bir enkaz fotoğrafı gördüğünüzde amigdalanız yine aktive olur ve size kalp çarpıntısı gibi fizyolojik tepkiler ve yoğun bir korku hissi yaşatabilir. Her şeye rağmen amigdalaya rasyonel olmaya zaman ayırmadığı için kızmayın, gerçek bir tehdit olduğunda sizi hayatta tutan odur çünkü.
Hazırlayan: Beste Uysal
www./sinirbilim.org/travma-ve-stres-tepkisinin-noroanatomisi