Tüm dünyada COVID-19 nedeniyle artan anne ölümleri tartışılmakta ve gebelikte aşılamanın sonuçları değerlendirilmektedir. Türkiye’de ise üyelerimizden gelen bilgiler; aşısız ya da tam aşılı olmayan gebe ölümlerinin son dönemde fazlalaştığına dikkat çekmektedir.
Gebelerin COVID-19’a yakalanma ihtimali genel toplumdan daha fazla olmamakla birlikte, araştırmalar COVID-19’un gebelikte ölümcül sonuçları olan ciddi bir risk etmeni olduğunu ortaya koymaktadır. Gebe kadınların hastalığı ağır geçirme riski gebe olmayanlara göre daha fazladır. Gebeliğe bağlı şeker hastalığı, KOAH, yüksek tansiyon, hipotirodi gibi hastalıkları olan kadınlarda yaşam kaybı riski daha yüksektir.
18 ülkeden 2130 kadının dahil edildiği bir araştırmada COVID-19 geçiren gebelerde anne ölümü, preeklampsi ve erken doğum riskinin geçirmeyenlere göre daha yüksek olduğu gösterilmiştir[1]. Hem Alfa hem de şu an ülkemizde baskın olan Delta varyantının gebelerde daha ağır sonuçları olduğu bildirilmektedir[2].
Gebelikte aşı uygulaması, bilimsel araştırmalara güvenlik gerekçesiyle gebelerin dahil edilmemesi ya da geç bir dönemde dahil edilmesi nedeniyle dikkatle ele alınması gereken bir konudur. Gebelikte COVID-19 aşılarının kullanımıyla ilgili birçok araştırma yürütülmüş ve 1 Eylül 2021 itibarıyla İngiltere, İspanya, İsveç, İsviçre, Norveç, Finlandiya, ABD, Kanada’yı içeren 34 ülkede, gebelere COVID-19 aşısı uygulanmaya başlanmıştır[3]. Bu ülkelerde gebelerin aşı olması bakanlık politikası olarak teşvik edilmektedir.
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı, “Aşı Uygulanacak Gruplar” listesine göre yaş gruplarında sırası gelen gebelere mRNA (Pfizer-BioNTech) ve inaktif virüs (Sinovac firmasına ait CoronaVac aşısı) aşılarının uygulanabileceğini; aşının gebeliğin ilk üç ayında uygulanmamasının tercih edildiğini ve emzirme döneminde COVID-19’u ağır geçirme riski yüksek olan emziren kadınlara kendi istekleri halinde aşı uygulanabileceğini önererek ayrıca bir güncellemeye gitmemiştir.
Bununla birlikte, Sağlık Bakanlığı, gebe kalmayı düşünenleri, gebeleri ve emziren anneleri COVID-19’dan korumak için aşı olmaya teşvik etmek amacıyla özel bir çalışma henüz yapmamıştır. Bu konu ile ilgili olarak ülkemizde gebelerde ve emziren annelerde CoronaVac ve Pfizer-BioNTech uygulamalarıyla ilgili elindeki zengin ve uluslararası kaynaklara yardımcı olabilecek nitelikte verileri, bilimsel bir analizini yaparak kamuoyu ile paylaşmamıştır. Anne ve bebek ölümleri en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. COVID-19 da bu ölümlerde önemli risk etmenlerinden biridir. Sağlık Bakanlığı konuyla ilgili elindeki bilimsel bilgileri paylaşmak, analiz etmek ve sonuçlarına göre politika geliştirmek yükümlülüğündedir.
Sağlık kurumlarında gebelikte aşı uygulamasıyla ilgili sistematik bilgilerin ve bakanlık politikasının aktarıldığı bir hizmet içi eğitim yapılmamış; çalışanlar, iş yoğunluğu içinde edindikleri bilgilerle gebelere danışmanlık yapmak zorunda kalmıştır.
Böyle bir politikanın olmaması, hem aksi bulgu olmamasına rağmen aşıya güvensizliği artırmakta hem de kadınların yalnız bırakılmasına ve olası ölümcül sonuçların yükünü tek başına üstlenmelerine neden olmaktadır. Gebelikte COVID-19 hastalığının seyri ve aşı uygulamalarıyla ilgili politika geliştirmekteki ihmalin ülkemizdeki toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorunlarına bir yenisini eklediği de aşikardır.
Sağlık Bakanlığı, bütün pandemi sürecinde gebelerde ve emziren annelerde kaç COVID-19 vakasının meydana geldiğini; vakaların kaçının hastanede-yoğun bakımda yattığını ve ölüm sayılarını; sosyoekonomik özellikleri; yaş, ek hastalık ve aşı olma bilgisini; aşı olan ve olmayanlarda hastalık, hastaneye yatış, yoğun bakım ve ölüm sayılarıyla ilgili karşılaştırmalı analizleri; gebelik sırasında COVID-19 aşısı olan ve olmayan kişilerde meydana gelen düşük ve ölü doğum sıklıklarını; aşı olan gebelerde ve emziren annelerde aşı sonrası istenmeyen durumların ne olduğunu; aşıya bağlı bir anomali gelişip gelişmediğini haftalık olarak kamuoyu ile paylaşmalıdır.
Bu paylaşım, aşıya olan güveni artıracak ve gebelerde aşıyla önlenebilir yaşam kayıplarını önlenmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Bu konudaki soru işaretlerini azaltmak, meslektaşlarımızın aşı konusundaki doğru tutumlarını desteklemek ve kamuoyundaki tereddütleri azaltmak amacıyla, uluslararası sağlık otoritelerinin, yapılan bilimsel araştırmaların sonuçlarını derledik ve dikkatinize sunuyoruz.
Politika eksikliği birçok sorunun ortaya atılmasına neden olmuştur. Türk Tabipleri Birliği, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği ve Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği olarak; kendi verilerini bilimsel bir yaklaşımla ortaya koyan ülkelerin çalışmaları ve önemli tıp dergilerinde yayınlanmış verilerin sonuçlarını değerlendirdik. Mevcut verilerin ışığında; gebe kalmak isteyenlere, gebelere, emziren annelere COVID-19 aşısı yaptırmanın ne kadar önemli olduğu ortaya konmaktadır. Gebeleri, gebe kalmayı düşünenleri ve emzirenleri hem kendilerini hem yakınlarını COVID-19’dan korumak için aşı olmaya çağırıyor ve bu süreçle ilgili yaklaşımımızı sunuyoruz:
1. COVID-19 gebeleri nasıl etkiler?
Gebelerin COVID-19’a yakalanma ihtimali genel toplumdan daha fazla olmamakla birlikte araştırmalar, COVID-19’un gebelikte ölümcül sonuçları olan ciddi bir risk etmeni olduğunu ortaya koymaktadır. Gebe kadınların hastalığı ağır geçirme riski gebe olmayanlara göre daha fazladır. Gebeliğe bağlı şeker hastalığı, KOAH, yüksek tansiyon, hipotirodi gibi hastalıkları olan kadınlarda risk daha da artmaktadır.
18 ülkeden 2.130 kadının dahil edildiği bir araştırmada COVID-19 geçiren gebelerde anne ölümü, preeklampsi ve erken doğum riskinin geçirmeyenlere göre daha yüksek olduğu gösterilmiştir[4]. Hem Alfa hem de şu an ülkemizde baskın olan Delta varyantının gebelerde daha ağır sonuçları olduğu bildirilmektedir[5].
COVID-19 hastalığı olan kadınların bebeklerini erken doğurma riski COVID-19 olmayan kadınlara göre 2 ila 3 kat daha fazladır. Kronik rahatsızlığı olan gebe kadınlarda COVID-19’un ciddi komplikasyonlarına maruz kalma riski daha yüksektir. COVID-19’lu gebeler, sağlıklı gebe kadınlara kıyasla daha fazla erken doğum riski altındadır. Ek olarak aşısız gebeler için olumsuz sosyoekonomik faktörler COVID-19’un ağır geçirilme riskini artırır. Birleşik Krallık’ta1 Şubat 2021 ile 11 Temmuz 2021 tarihleri arasında COVID-19 şikâyeti ile hastaneye başvuran hamile kadınların %99’undan fazlasının aşısız olduğu belgelenmiştir.
ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi (CDC) tarafından 11 Ağustos 2021 tarihinde yayımlanan raporda, son birkaç haftada COVID-19’a yakalanan gebe sayısının arttığı bildirilmiştir. Delta varyantının bulaştırıcılığının yüksek olması, gebelerde ağır hastalık riski fazla olmasına rağmen aşılama düzeylerinin korku nedeniyle düşük olması bu artıştan sorumlu kabul edilmektedir[6].
2. Gebeysem, gebe kalmayı planlıyorsam veya şu anda emziriyorsam COVID-19 aşısı olabilir miyim?
İngiltere, İspanya, İsveç, İsviçre, Norveç, Finlandiya, ABD, Kanada’yı içeren 34 ülkede 1 Eylül 2021 itibarıyla gebelere COVID-19 aşısı uygulanmaktadır[7].
Avrupa İlaç Ajansı (EMA) ve CDC özel bir sağlık sorunları olmadıkça, bir hekim tarafından değerlendirildikten sonra gebe kalmayı planlayanlara, gebelere ve emzirenlere COVID-19 aşılarının yapılmasını önermektedir. CDC, 11 Ağustos 2021’de, gebelerin aşılanmasının hastalığa bağlı komplikasyonlar ve artan yaşam kayıpları nedeniyle hiç olmadığı kadar aciliyet kazandığını duyurmuştur.
CDC verilerine göre 23 Ağustos 2021 tarihine kadar ABD’de 153.400’den fazla gebe kadının az bir doz mRNA (Pfizer-BioNTech ve Moderna) aşılarıyla İngiltere ve İskoçya’da da en az 66.000 gebenin COVID-19 aşılarıyla aşılandığı ve ciddi bir yan etki kaydedilmediği bildirilmiştir.
İngiltere Aşılama ve Bağışıklama Komitesi (JCVI), gebelere kendi yaş veya risk grubundaki kişilerle aynı anda COVID-19 aşılarının uygulanmasını tavsiye etmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) aşılamadan önce gebelik testi gerekmediğini, aşılama nedeniyle gebeliğin ertelenmesini veya aşılama nedeniyle gebeliğin sonlandırılmasını önermemektedir; yine DSÖ, diğer yetişkinlerde olduğu gibi emziren kadınlarda COVID-19 aşısı önermekte ve aşılamadan sonra emzirmenin kesilmesini önermemektedir.
CDC, her gebenin soruları varsa sağlık çalışanlarına başvurabileceklerini ama bunun zorunlu olmadığını da 16 Ağustos 2021’de duyurmuştur.
Var olan araştırmalar, aşılanmamış gebelerde istenmeyen sorunların çok daha yüksek olduğunu göstermekte, iki doz aşılamanın önemine işaret etmektedir. Gebelik, bağışıklık sistemini baskılar ve kalp-solunum sistemlerine ek yük bindirir; bu nedenle anneyi enfeksiyona karşı korumak birincil faydadır. Veriler, bir COVID-19 aşısı olmanın faydalarının gebelik sırasında aşılamanın bilinen veya potansiyel risklerinden daha ağır bastığını göstermektedir. Aşılama, yoğun bakım ve erken doğum dahil olmak üzere hem kadınlar hem de bebekler için gebelikte bilinen COVID-19 risklerine karşı korunmanın en iyi yoludur. Nitekim COVID-19 ile ciddi şekilde hastalanan gebe kadınların büyük çoğunluğu aşısızdır.
3. COVID-19 aşıları gebe kadınlar için güvenli ve etkili midir?
COVID-19 aşılarına ilişkin kanıtlar, DSÖ ile İngiltere, ABD, Kanada ve Avrupa’daki düzenleyici kurumlar tarafından sürekli olarak gözden geçirilmektedir[8].
DSÖ, gebelikte aşılamanın faydalarının potansiyel risklerden daha ağır bastığı tüm riskli durumlarda COVID-19 aşılarının kullanılmasını önermektedir[9].
Hamile ve emziren kadınlar, COVID-19 aşılarının ilk klinik denemelerine dahil edilmemiştir. Bu konuda izlem ve çalışmalar halen sürmektedir. Bununla birlikte mevcut COVID-19 aşıları (mRNA aşıları dahil) canlı virüs aşıları değildir ve canlı olmayan virüs aşıları gebelerde uzun yıllardır kullanılmaktadır. COVID-19 aşılarının hayvan deneyleri sonuçları ve uygulama sonrası takiplerden elde edilen veriler hamilelikte zararlı etkileri olmadığını göstermiştir. Benzer şekilde gebelikte aşı uygulayan ülke deneyimleri de aşıların gebe olmayan kadınlarla benzer etkilerinin olduğunu ortaya koymuştur[10].
İngiltere’de Kraliyet Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları Koleji, COVID-19 aşılarının hamile kadınlara veya gelişmekte olan bir bebeğe zararlı olduğu bilinen bileşenler içermediğini ve gebeliğe etkilerine bakmak için hayvanlarda yapılan aşı çalışmalarında aşının hamileliğe veya doğurganlığa zarar verdiğine dair hiçbir kanıt olmadığını ifade etmişlerdir. mRNA COVID-19 aşısı olmanın güvenliğine ilişkin erken veriler değerlendirildiğinde aşılanmış gebeler veya bebekleri için herhangi bir güvenlik sorunu bildirilmemiştir. AstraZeneca ve Sinovac aşıları da giderek daha fazla ülkede gebelikte kullanılmaya başlanmıştır.
4. Gebelikte ne zaman aşı yaptırmalıyım?
Gebeliğin ilk üç ayı düşük açısından risklidir ve kadınların %11-16’sında görülür. Bu nedenle gebelikte bağışıklama bazı ülkelerde 12. hafta sonrasında yapılmaktadır.
Bununla birlikte 11 Ağustos’ta açıklanan CDC raporuna göre; 20 hafta öncesi bir mRNA COVID-19 aşısı olan yaklaşık 2.500 hamile kadın arasında düşük yapma riskinde artış bulunmamıştır. ABD’de aşılar, gebeliğin herhangi bir döneminde uygulanmaktadır.
COVID-19’a karşı korumayı en üst düzeye çıkarmak için aşının mümkün olan en kısa sürede yapılmasıyla ilgili ABD dışında İngiltere’de de çalışmalar mevcuttur. İngiltere’de Kraliyet Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları Koleji gebe kalmaya çalışan kadınların aşılamadan sonra gebelikten kaçınmalarına gerek olmadığını, aşının gebeliğin herhangi bir aşamasında güvenli ve etkili olduğunu; aşıyı gebeliğin ilk 12 hafta sonrasına kadar ertelemenin gerekli olduğuna dair bir kanıt olmadığını açıklamıştır. COVID-19 aşıları gebe kadınlarda daha sonraki gebeliklerinde geçirebilecekleri ağır COVID-19 hastalığına karşı en iyi korumayı sağlar. COVID-19 aşısının ilk dozu iyi bir koruma sağlayacaktır; ancak virüsün delta varyantına karşı bağışıklık sağlamak için en az iki doz gerektiği, gebelikte yaş, kronik hastalık vb ek riskleri olan gebelerde ikinci dozun daha önem kazandığına dikkat çekilmektedir.
5. COVID-19 aşısı doğurganlığımı etkiler mi?
Hayır, COVID-19 aşısının kadınlarda veya erkeklerde doğurganlık sorunlarına neden olduğuna, plasenta ve fetüse zarar vereceğine dair hiçbir kanıt yoktur. Gebe kalmaya çalışan kadınlar mevcut COVID-19 aşılarıyla aşılanabilir aşıyı tamamladıktan sonra da hamileliği geciktirmek için hiçbir neden yoktur.
6. COVID-19 aşısının gebe iken aşılanmış kadınların bebekleri üzerindeki etkisi hakkında ne biliniyor?
COVID-19 aşıları yeni aşılar olduğu için gebelikte COVID-19 aşısı olan kadınların bebekleri üzerindeki uzun vadeli etkileri hakkında henüz bir çalışma yoktur, ancak COVID-19 aşıları “canlı” aşılar olmadığından, insanda enfeksiyona neden olamazlar. Üstelik; diğer canlı olmayan aşılar, gebelikte uzun yıllardır herhangi bir güvenlik endişesi olmaksızın kadınlara verilmektedir[11]. mRNA aşıları (Pfizer ve Moderna) da enjekte edildikten sonra hızla parçalanırlar ve aşılamadan sonraki birkaç gün içinde aşı mRNA’sı kalmaz. 40.000’den fazla gebe kadının yer aldığı altı ayrı çalışmada aşı olmanın, gebe kadınlarda düşük, erken doğum, ölü doğum ve bebeklerde konjenital anomali riskini artırmadığını göstermiştir.
7. Aşılar, doğmamış çocuğunuza COVID-19’a karşı bir miktar koruma sağlayabilir mi?
Bu konuda yeterli sayıda araştırma bulunmamaktadır. Sadece bir gebede aşıdan koruyucu antikorların plasentayı geçerek bebeğin COVID-19’a karşı bağışıklığına yardımcı olduğu gösterilmiştir. Annenin aşılanmasının yeni doğanları COVID-19’dan korumaya yardımcı olması muhtemel olsa da bu antikorların ne kadar koruma sağlayacağını veya bu korumanın ne kadar süreceğini belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
8. Emzirirken COVID-19 aşısı olabilir miyim?
COVID-19 aşıları canlı virüs içermediğinden bebek için risk oluşturması beklenmez. COVID-19 aşısı gebeler ve bebekler dahil olmak üzere hiç kimseyi COVID-19 ile hasta edemez, aşılar vücutta çoğalabilen canlı organizmalar içermediğinden anne karnındaki bebeğe bulaşamaz. Erken veriler gebelik sırasında bir mRNA COVID-19 aşısı olmanın enfeksiyon riskini azalttığını göstermektedir. Koronavirüs aşısı olduysanız emzirmeyi ertelemenize veya kesmenize gerek yoktur[12] [13].
9. Tüp bebek tedavisi sürecinde aşı yaptırabilir miyim?
Evet, tüp bebek tedavisi sırasında COVID-19 aşısı yaptırabilirsiniz. Sağlık ekibiniz, durumunuz için en iyi zaman hakkında size tavsiyede bulunacaktır. Bu süreçte aşı yaptırırsanız, kendinizi ve bebeğinizi gebelikte COVID-19 enfeksiyonunun etkilerinden korumaya yardımcı olabilirsiniz.
10. COVID-19 aşılarının yan etkileri nelerdir ve aşıya karşı bir reaksiyon gelişirse ne yapmalıdır?
Gebe aşılamalarından sonra gebe olmayanlardan farklı yan etkiler bildirilmemiştir. Genel olarak aşıların yan etkileri hafiftir ve uzun sürmez. Aşıdan sonraki ilk iki günde en çok görülen yan etkiler; yorgunluk, ağrı, titreme ve enjeksiyon yapılan kolda ağrı veya hassasiyettir. Gebe olmayan bireylerde COVID-19 aşılarının bir veya iki gün süren ateş veya kas ağrısı gibi hafif ve kısa süreli yan etkileri olduğu bilinmektedir. Alerjik reaksiyon veya pıhtılaşma sorunları gibi ciddi yan etkiler çok nadirdir. Ayrıca grip benzeri semptomlar olabilir. Ateşiniz çıkarsa (ateşiniz 38°C veya üzerindeyse) dinlenip, hamilelikte güvenli olan parasetamol kullanılabilir. Daha fazla tavsiye için aile hekimine veya kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bir hekime danışılmalıdır[14] [15].
Aşı takvimini tamamlamak; ciddi hastalıkları, hastaneye yatışları ve ölümü önler, ancak aşı enfeksiyonu engellemede %100 etkili değildir. Bağışıklık sisteminizi zayıflatan bir durumunuz varsa, aşıları tam olarak yaptırsanız da tam olarak korunamayabilirsiniz. Bu nedenle; aşıdan sonra da maske, mesafe, hijyen ve havalandırmadan vazgeçmeyiniz.
Türk Tabipleri Birliği
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği