W- Kadın ve Doğum Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ulun Uluğ ile üreme endokrinolojisi ve tüp bebek tedavileri üzerine görüşlerini almaya devam ediyoruz.
Tedavide kullanılan ilaç türleri nelerdir?
U.U.-Tüp bebek tedavilerinde kullandığımız ilaçlar hipofiz bezinden salgılanan FSH ve LH hormonları veya bunların rekombinant DNA teknolojisiyle üretilmiş türevleri ve hipotalamus bezinden salgılanan GnRH hormonunun agonist veya antagonistleridir.
Bunlar dışında ‘add on’ dediğimiz düzinelerce ayrı ajanlar da kullanmaktayız. Daha önce belirttiğim gibi luteal faz desteği olarak da estrojen ve progesteron hormonlarını kullanmaktayız.
W- Onkoloji ilacının tüp bebek tedavisinde yeri var mıdır?
U.U.-Cinsiyet hormonlarına bağlı kanser türlerinde kullanılan ilaçlar aynı zamanda tüp bebek tedavilerinde kullanılmaktadır. Örneğin prostat kanserinde kullanılan GnRH analog agonist ilaçları aynı zamanda kontrollü ovaryen stimülasyonu protokollerinde kullanılır. Yine aynı mekanizma ile meme kanserinde tedavi amacıyla kullanılan aramotaz inhibitörü ilaçlar estrojen hormonu seviyesini azaltmaktadırlar. Bu ajanarında tüp bebek tedavisinde yeri vardır
W- Kanser tedavisi sonrasında ne kadar sonra tüp bebek tedavisine başlanabilir?
U.U.-Mümkünse kanser tedavisine başlamadan önce tüp bebek yapmak uygundur. Buna rağmen tedavi başlanmış ise kemoterapi süreçlerinin bitmesi beklenmelidir.
Kemoterapi sonrası kadınlar açısından bakılacak olursa kullanılan alkilleyici kemoterapötikler direk gonadotoksik olduğu için menopoza neden olabilirler. Over harabiyeti kalıcı olabildiği gibi 6 ay içinde geri dönüşüm olabilmektedir. Kanser sonrası tüp bebek yapmaya karar vermeden önce tedavi sonrası hastanın hamile kalmasının kanser üzerine olumsuz etkisi olmayacağı önemlidir. Bu yüzden tüp bebek tedavisi hamile kalmasında sakınca görülmeyen tüm kanser hastalarına uygulanabilir.
W- Kanser tedavisi sonrası her anne adayı bu tedaviyi alabilir mi?
Tedaviye başlanmama nedenleri neler olmaktadır?
U.U.-Bir önceki sorunun cevabında belirttiğim gibi gebe kalmasında sakınca olmayan tüm hastalara tüp bebek tedavisi uygulanabilir veya tam tersi yanıt da olabilir. Tüp bebek tedavisi sırasında özellikle estrojene hassas meme kanseri hikayesi olanlarda hafif stimülasyon dediğimiz estrojen hormonun yükselmesine fazla etki etmeyen veya natural siklus dediğimiz hiç ilaç kullanmadığımız protokoller uygulamaktayız
W- Tedavide baş belirteç hormonlar mıdır? Hormonları nasıl görmekte ve yönetmektesiniz?
U.U.-Tedavide esasında baş belirteç hormonlar değildir, büyüyen yumurta sayısı ve çaplarıdır. Fizyolojik olarak gelişen yumurta estrojen hormonu salgılar ve kan seviyeleri yükselir. Yumurta gelişimi olmadığı müddetçe hormon seviyelerinin anlamı yoktur. Dolayısıyla tedavi süresinde yumurta gelişiminin ultrason ile monitorizasyonu en önemlisidir.
W- Hormon tedavisinin olumsuzlukları-yan etkileri var mıdır?
U.U.-Hormonlar bilindiği üzere tek etkisi olan moleküller değildir. Tedavi sırasında doğal olarak çok yükselen estrojen ve progesteron hormonun vücudun farklı yerlerinde ortaya çıkan yan etkileri olabilmektedir ancak bunlar tedaviyi yarıda bırakacak kadar şiddetli olmaz. Ayrıca belirtmem gerekir ki tedavi sırasında değişiklik gösteren hormon seviyeleri kadınlarda duygu durumlarını da etkilemekte ve biz hekimler bunu hoş görmekteyiz.
W- Cerrahi seçenekler nasıl oluşmaktadır?
U.U.-Tüp bebek tedavisinde başarı şansını artırmak için cerrahi yöntemler ki bunlar endoskopik cerrahidir, kullanmaktayız. Örneğin tüplerinde hidrosalpenks durumu olan hastalarda implantasyon kapasitesini artırmak için laparoksopik salpenjektomi yapmaktayız veya uterin anomalisi olan bir hastada histeroskopik olarak uterin cerrahisi yaparak hem gebe kalma şansını artırıyor hem de gebelik kaybı şansını azaltmaktayız.
Farklı bir yönden bakacak olursak azoospermi şikayeti olan erkeklerde mikro TESE işlemi yapılarak cerrahi olarak canlı sperm hücresi bulunmakta ve tüp bebek uygulayabilmekteyiz.
W- Anne adayı yaşı yumurta rezervi ve kalitesi açısından en önemli faktör müdür?
U.U.-Tüp bebek tedavilerinde başarıyı en önemli belirleyen faktör önce anne yaşı ve sonra da yumurta rezervi olarak gelmektedir. Zaten bilimsel olarak gebelik oranları açıklanırken hep anne yaş gruplarına göre gebelik oranı verilir. Burada sihirli bir yaştan bahsedecek olursak, bunu 35 olarak kabul ediyoruz. Yirmili yaşlardan itibaren kadınlarda yumurtalık rezervi düşük bir açı ile azalmakta, 35 yaşına gelince birden bire yokuş aşağı şeklinde daha yüksel bir açıyla azalır. Azalmış yumurtalık rezerviyle beraber azalmış yumurta kalitesi olmaktadır
W- Menapoz sonrası annelik mümkün müdür?
U.U.- Menapoz sonrası otolog dediğimiz kendi yumurtasıyla gebelik mümkün değildir. Bu konuyla ilgili yıllardan beri (15 yılı geçmiştir) kök hücre veya in vitro aktivasyon denilen tanımlamalar ile özellikle Japonya’da deneysel tedaviler yapılmakta ancak klinik pratiğine geçecek kadar olunmamıştır.
W- İnfertilite tedavisinde genetik testlerin yeri nedir?
devam edecek…
“Tüp Bebek Tedavisi Bazen Son Çare Değil İlk Başvurulacak Yöntem Olabilir”