İlaç sektörü denildiğinde hem dünyada hem de Türkiye’de ilk akla gelenler, özellikle İsviçre ve ABD’nin başı çektiği Batılı devlerdir. Asya kıtasının gelişmiş ülkesi Japonya ise genellikle elektronik alanındaki yenilikleriyle belleklere yerleşmiştir. Ancak Japonya’nın dünyadaki ilaç devleri arasında yer alan bir şirketi var: Astellas. (Diğeri ise yine Türk pazarında var olan Takeda).
Astellas yaklaşık 12-13 milyar dolarlık satış geliriyle dünyada en büyük 20 ilaç şirketi sıralamasında yer buluyor. Astellas 2005 yılında iki Japon şirketi Fujisawa ve Yamanouchi’nin birleşmesiyle ortaya çıkmış olan bir şirket. Birleşmeyle oluşan yapı henüz yeni olsa da, Fujisawa 1894, Yamanouchi ise 1923 yıllarında kurulduğuna göre, eczacılıktaki deneyimleri köklü iki ismin gücünü bir potada eritmiş olan bir altyapıya sahip. Astellas Yunanca’da “yükselen, parlayan yıldız” anlamına geliyor. İlk iki harfi “As “ise Japonca’da “gelecek” anlamında. Diğer kısım “tellas” da “parlayan” demek. 2005 yılında şirketin temeli atılırken, birleşen iki şirketin CEO’su o dönemde, yeni yapının “hastalar için parlayan bir yıldız olması”nı istediklerinden bu ismi tercih etmişler.
Astellas daha niş pazara üretim yapan bir şirket. Onkoloji, üroloji, immünoloji, nörobilim gibi alanlarda faaliyet gösteriyor. Satış gelirinin yüzde 16 kadarını (1,8 milyar dolar civarı) Ar-Ge’ye ayıran şirketin payplaynında halen 35 yeni moleküler/biyolojik yapı mevcut.
Ülkesi Japonya dışında ABD, Avrupa, Asya kıtasının diğer ülkelerinde de faal olan Astellas’ın Türkiye’de ise 10 yıllık bir geçmişi var. Nitekim şirketin Türkiye’deki 10. yılı dolayısıyla Astellas Türkiye Genel Müdürü Mark Dekker, Astellas EMEA Bölgesi Başkanı Yukio Matsui ve Japonya’nın İstanbul Başkonsolosu Norio Ehara’nın ev sahipliğinde bir yemekli sohbet toplantısı düzenlendi. Şirketin 10 yıllık sürecinin değerlendirildiği ve gelecek planlarının anlatıldığı sohbet sırasında verilen mesaj, Türkiye pazarında kalmaya kararlı oldukları ve yeni ürünler getirmeye devam edecekleriydi.
Astellas EMEA Bölgesi Başkanı Yukio Matsui, 10 yılda Türkiye’de yenilikçi ürünlerinin on tanesini piyasaya sürdüklerini kaydetti. Hem kendi tesislerinde hem de sözleşmeli imalatçılarla üretim yaptıklarını anlatan Matsui, ilaç sektörünün teknoloji odaklı bir sektör olduğunu, dolayısıyla bu teknolojiyi her zaman kendi iç yapınızda bulamayabileceğinizi, bu durumda ortaklıkların daha iyi sonuç verdiğini ve bunu da “açık inovasyon” olarak adlandırdıklarını kaydetti.
Ürünlerin yanı sıra klinik çalışmalar da yürüttüklerini ifade eden Matsui, bu sürede sekiz klinik çalışma gerçekleştirdiklerini ve bunun için 4 milyon euro’dan fazla yatırım yaptıklarını sözlerine ekledi.
Astellas Türkiye Genel Müdürü Mark Dekker ise, ürünü Türk pazarına getirmenin dışında, yatırım yapıp üretime de geçeceklerini belirtti. Bunun bir üroloji tableti olduğunu belirten Dekker, söz konusu ilacın bu yatırımda ortaklığa gittikleri Santa Farma’nın Gebze’deki tesislerinde üretileceğini söyledi. Dekker, gelecekte farklı yeni ürünlerin yerli imalatını da düşünebileceklerini kaydederken, bu adımın yerli ilaç üretimi için devletin halihazırdaki teşvik politikasıyla da örtüştüğünü ama bu örnekte teşviğin çok düşük bir miktara denk düştüğünü, bu işe yönlendirenin de teşvik değil, Türkiye’de kalma kararlılığı olduğunu vurguladı. Mark Dekker’e göre, Astellas’ın
Türkiye’deki 115 çalışanı da bu bağlılıklarının bir göstergesi.
Öte yandan, Astellas’ın 10. yıldönümü nedeniyle uzun süre Japonya’da yaşamış olan sanatçı Günseli Kato şirketin logo sembolü yıldıza gönderme yapan özel bir eser tasarladı. Bu da Japon ilaç firmasının bilim ve teknolojiyi sanatla bağdaştırmasının bir göstergesi.
